
Serap Avcı davasında tanıklardan çelişkili ifadeler
- 17:02 25 Şubat 2025
- Hukuk
İSTANBUL - Kendisine şiddet uygulayan evli olduğu erkeğe karşı özsavunmasını gerçekleştiren Serap Avcı'nın yargılandığı davanın ikinci duruşması görüldü. Tanık ifadelerindeki çelişkiler dikkat çekerken, feministler Serap Avcı’nın yanında olduklarını vurguladı. Mahkeme, tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 20 Mayıs’a erteledi.
Kendisine şiddet uygulayan evli olduğu erkeğe karşı özsavunmasını gerçekleştirdiği için yargılanan Serap Avcı’nın ikinci duruşması, Küçükçekmece 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi'nden avukatlar gözlemci olarak yer alırken, Halkların Eşitlik ve Demokrasi (DEM Parti) Milletvekili Özgül Saki ve feministler izleyici olarak katıldı.
Duruşma öncesi açıklama
Duruşma öncesinde, Serap için feministler adliye önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı, "Serap İçin Feministler" adına Ra Yavuz okudu.
‘Soruların muhatabı Serap değil, devlet ve toplumdur’
Ra Yavuz, sistematik şiddete maruz kalan Serap Avcı'nın, hayatta kalabilmek için özsavunmasını gerçekleştirdiğini vurguladı. İlk duruşmada Serap'a yöneltilen “Neden şikâyetçi olmadın?” ve “Madem bu kadar şiddete maruz kalıyordun, neden ayrılmadın?” gibi sorularla suçlanmasına dikkat çekti.
Ra Yavuz, "Şiddetten uzaklaşmaya karar veren kadınlar, devlet kurumları tarafından yüzüstü bırakılırken, aileleri de destek olmak yerine çoğunlukla köstek oluyor ve onları şiddet gördükleri evlere geri dönmeye mecbur bırakıyor. Bu nedenle Serap’a yöneltilen soruların muhatabı Serap değil, devlet ve toplumdur. Biz feministler olarak biliyoruz ki erkek şiddeti, erkek egemen sistemin bir sonucudur. Kadınlar, başvuru mekanizmalarını ve haklarını bilmedikleri ya da bilseler bile erişemedikleri için şikâyetçi olamıyorlar. Polise gittiklerinde karşılaştıkları memurların cinsiyetçi, suçlayıcı ve onur kırıcı tavırları da kadınların haklarına erişimini engelliyor" dedi.
Ra Yavuz, erkeklerin kadınları öldürmelerine “tahrik” gerekçesi arandığını, buna karşın hayatta kalmak için özsavunma gerçekleştiren kadınların yargılama sürecinde yaşamlarının didik didik edildiğini belirtti. “Erkek adalete karşı durmak, Serap ve tüm kadınlar için adalet talep etmek adına buradayız. Hiçbir kadın, maruz kaldığı şiddet nedeniyle suçlanmamalıdır. Bu yüzden biz feministler bugün de Serap’ın yanındayız” ifadelerini kullandı.
Kayyum olarak atanan teyzesi çocuğu göremiyor
Basın açıklamasının ardından duruşma salonuna geçildi. Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada, Serap Avcı’nın kardeşi A.V. söz aldı. A.V., “Çocuğa kayyum olarak atandım ama cenazeyi götürmek için aldılar ve bir daha geri getirmediler. Çocuğu adeta kaçırdılar. O günden beri nerede olduğunu bilmiyoruz” diyerek yaşanan durumu mahkemeye aktardı.
Tanık, şiddeti inkar etti, ama ölüm tehdidini kabul etti
Duruşma, tanık F.Y.'nin dinlenmesiyle devam etti. F.Y., önceki duruşmada da yer aldığını belirterek, Serap’ın maruz kaldığı şiddete şahit olmadığını savundu. Ancak ifadesinin devamında, Serap’ın Yasin Avcı tarafından ölümle tehdit edildiğini kabul etti.
Mahkeme başkanı, tanığın ilk duruşmadaki varlığının karar sürecinde dikkate alınacağını belirtti. Bu sırada, Yasin Avcı’nın avukatı, tanığa yönelttiği sorularla Serap Avcı’yı hedef almaya çalıştı.
Yasin Avcı’nın kanında uyuşturucu bulundu, tanık inkar etti
Daha sonra tanık M.Y. dinlendi. M.Y., ilk duruşmaya katıldığını belirterek, Yasin Avcı'nın uyuşturucu ve alkole karşı olduğunu iddia etti. Ancak, Yasin Avcı'nın kanında uyuşturucu ve alkol tespit edilmesine rağmen bu durumu reddetmesi dikkat çekti.
Duruşmaya ara verildi
Duruşmaya ara verildi. Aranın ardından mahkeme salonuna Serap Avcı'ya destek olmak için gelen kadınların sadece bir kısmının girişine izin verildi.
Ablasının şiddete uğradığını söyledi
Duruşmada söz alan Serap Avcı'nın kardeşi H.M., ablasının özgürlüğünün kısıtlandığını belirtti. H.M., bir gün ablasıyla Yasin Avcı arasında kavga çıktığını, bunun üzerine annesiyle birlikte ablasının evine gittiklerinde ablasının kolunda morluklar fark ettiklerini ifade etti. H.M., Yasin Avcı’nın alkol aldığında kontrolünü kaybettiğini, dışarıda bulundukları zamanlarda uyuşturucu kullanılan ortamlara gittiğini söyledi. Mahkeme başkanının, "Ablan neden boşanmıyordu?" sorusuna ise H.M., ablasının boşanma talebini dile getirmesinin oldukça zor olduğunu, bu süreçte ailenin de taşınmayı düşündüğünü, ancak durumun düzelmesini umut ederek beklediklerini anlattı. H.M., ablası boşanmak istediğinde Yasin Avcı’nın öfkelendiğini, ablasını aldattığına bizzat şahit olduğunu ve Yasin Avcı’nın birçok kişiye şiddet uyguladığını da bildiğini sözlerine ekledi.
‘Çocuğun yönlendirilmesi çok mümkün’
Yasin Avcı’nın avukatlarının çocuğun duruşmada dinlenmesi talebine karşı Serap Avcı’nın avukatı Gülyeter Aktepe, “Çocuğun cenazeden sonra geri alınması mümkün olmadı. Velayet annede ama anne ve ailesi çocukla görüşemiyor. Çocuk amcasının evinde kalıyor. Çocuktan haber alınamama durumu var. Çocuğun yönlendirilmesi çok mümkün. Çocuğun yaşı ve travma dolayısıyla tanıklık yapmaması mümkün değil esasa faydası olacağını düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Sonuçta erkeğiz mahallede olur öyle şeyler’
Yasin Avcı’nın abisi, Serap Avcı’yı hedef alarak sarf ettiği sözlerden dolayı duruşma salonundan çıkartıldı.
Ardından dinlenen tanık T.Ö. ise Yasin Avcı’nın şiddet uygulamasını savundu.
‘Yasin abi beni olayın öncesinde bir gün iftara çağırmıştı’
Yasin Avcı’nın avukatının sürekli tanıklara Serap Avcı’nın ailesi ile olan ilişkisinin nasıl olduğuna dair sorular sormasına Serap Avcı tepki gösterdi. Devamında site güvenliğinden A. Ç, tanık olarak dinlendi. A. Ç’de ilk duruşmada yer aldığını söyledi. Tartışma sesleri geldiğinde daireye gittiklerini söyleyen A. Ç., “Yasin abi beni olaydan önce bir gün iftara çağırmıştı. Ben daha önce hiç kavgalarına şahit olmadım” dedi.
‘Yasin’in uyuşturucu içtiğinin bilmeyen yok’
Ardından tanık T.M. dinlendi. T.M., bir gün Yasin Avcı’nın kendisini arabaya bindirip bir yere götürdüğünü, bu sırada hakaret ederek, “Sen kimsin, benimle konuşmuyorsun?” dediğini anlattı. Ablasının boşanmak istediği dönemde Yasin Avcı’nın onu bu kararından vazgeçirmek için kendisine saldırdığını belirtti. Yasin Avcı’nın kavgacı bir yapıya sahip olduğunu dile getiren T.M., ablasına uygulanan fiziksel şiddete bir kez tanık olduğunu, ablasının kolunda morluklar gördüğünü ve sebebini sorduğunda Yasin Avcı’nın, “Akşam tartıştık, ben sıktım, sanırım fazla sıkmışım” şeklinde yanıt verdiğini aktardı. Ayrıca, Yasin Avcı’nın uyuşturucu kullandığını bilmeyen kimsenin olmadığını, aksi yönde konuşanların gerçeği yansıtmadığını ifade ederek, Oto Center’daki kamera kayıtlarının incelenmesini talep etti.
Şifreler Yasin Avcı’da olması Serap’ın delil toplanmasının önüne geçti
Tanık olarak dinlenen Serap Avcı'nın kardeşi A.E., Yasin Avcı'nın ablasına yönelik tehdit ve hakaretlerine tanık olduğunu, ayrıca ablasının kolunda oluşan morlukları bizzat gördüğünü ifade etti. A.E., “Yasin Avcı’yı herkes tanır, herkes ondan korkuyordu. Ablam da bu korku nedeniyle şikâyetçi olamıyordu. Ablamın telefonuna ait tüm şifreler Yasin Avcı'da olduğu için, darp edildiğine dair fotoğraf veya video çekme imkânı da yoktu” şeklinde konuştu.
İddia makamı, eksik hususların giderilmesini ve tutukluluğun devam etmesini talep etti.
Yasin Avcı’nın avukatı, tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti. Avukatlar, olaydan bir gün sonra dairede çekilen görüntüleri mahkemeye sundu. Serap Avcı’nın avukatları, görüntülerin Serap’ın ifadelerini doğrular nitelikte olduğunu belirtti ayrıca olay yerine girilmiş olmasından dolayı ayrıca inceleme talebinde bulunulmasının önüne geçildiğini ifade etti.
Çocuğun manipülasyona uğradığı açık ortadadır
Avukat Murat Tamaçin, tanıkların çelişkili ifadeler verdiğini belirtti. Avukat Murat Mıhçı ise, “Müvekkilim ve kardeşleri, Yasin’in yaşattıklarını birbirlerine aktarmamış çünkü birbirlerini korumaya çalışmışlar. Müvekkilimin ekonomik olarak sömürüldüğü açıktır. Ayrıca, müvekkilimin ailesiyle görüşmesi de engelleniyordu” şeklinde konuştu.
'Ailenize her gün dayak yiyorum diyemiyorsunuz'
Gülyeter Aktepe, “Serap neden şikâyetçi olmadı?” şeklindeki sorulara değinerek, erkek şiddetinin genellikle ev içinde gerçekleştiğini ve bu durumun delillendirilebilmesi için öncelikle o evden çıkabilmenin gerektiğini vurguladı. Şiddete maruz kalan kişilerin, yaşadıkları endişe nedeniyle şikâyetçi olamadıklarını belirtti. Gülyeter Aktepe, mahallede Yasin Avcı’nın sadece esmerliğiyle tanındığının söylendiğini, ancak gerçekte bunun böyle olmadığını; Yasin Avcı’nın insanlara saldırgan tavırları, alkol ve uyuşturucu kullanımıyla bilindiğini ifade etti. Ayrıca, “Neden evden çıkmadı da mutfağı topladı?” şeklindeki eleştirilere yanıt olarak, somut şiddetin yaşandığı bir ortamda, bir annenin çocuğunu bırakıp çıkmak istemeyeceğini belirtti. “Her gün ailenize dayak yediğinizi söyleyemezsiniz” diyen Gülyeter Aktepe, şiddet eğiliminin zamanla ölüm tehdidine dönüşebileceğine dikkat çekti. Adli Tıp Kurumu’nda (ATK) uygunsuz koşullarda ve dikkate alınmadıkları bir ortamda şiddetin tam anlamıyla ifade edilmesinin mümkün olmadığını belirten Gülyeter Aktepe, İstanbul Üniversitesi İstanbul Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı'ndan kapsamlı bir rapor alınmasını talep etti. Gülyeter Aktepe son olarak, müvekkillerinin tahliyesini talep etti.
‘O zaman neden bunlar oldu?’
Avukat Funda Ekin, Yasin Avcı'nın iyi bir insan olduğu ve Serap Avcı'nın bu nedenle boşanmadığının iddia edildiğine dikkat çekerek, "Eğer her şey bu kadar iyiyse, o zaman neden bunlar oldu" diye sordu.
‘Kadınlar için ya mezar ya hapishane seçeneği var’
Avukat Perihan Meşeli ise, Türkiye'de kadınların sadece kadın oldukları için katledildiğini vurgulayarak, "Serap, kendini savunmak zorunda kalmasaydı, bugün bambaşka bir yargılamadan bahsediyor olacaktık. Erkekler, kadınları boşanmak istediği, su ikram etmediği gibi bahanelerle öldürüyor. Kadınlar ise sistematik şiddet sonucunda, hayatta kalmak için savunma anında öldürmek zorunda kalıyor. Kadınlar için bu ülkede ya mezarda ya da hapishanede olmak dışında bir seçenek bırakılmıyor. Müvekkilimizin bu aşamadan sonra delil karartma ihtimali yoktur. Bu nedenle tahliyesini talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.
‘Bataklığın içindeyken kimse bana el uzatmadı’
Serap Avcı ise duruşmada yaptığı savunmada, "Şimdi Yağız Buğra'ya sahip çıkıyorlar, keşke daha önce sahip çıksalardı. Sekiz yıldır bu girdabın içindeydim. Keşke bataklığın içindeyken biri bana el uzatsaydı. Ama kimse el uzatmadı. Ailesi her şeyi biliyordu. O gece kendimi ve oğlumu savundum. Keşke böyle olmasaydı. Ailecek benim hayatımı mahvettiler" dedi.
Duruşma ertelendi
Duruşmaya ara verildi. Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, Serap Avcı'nın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 20 Mayıs’a erteledi.
Kararın ardından feministler, Serap için bir açıklama yaparak, ona destek olmaya devam edeceklerini dile getirdi.