Alanlardan seslendiler: İsyanımızı yükseltiyoruz
- 14:02 23 Kasım 2024
- Güncel
HABER MERKEZİ - Kadınlar, 25 Kasım etkinlikleri kapsamında birçok kentte alanlara çıkarken, "Her alanda sesimizi ve isyanımızı yükseltiyoruz" mesajını verdi.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında kadınlar bugün de alanlardaydı. Gerçekleştirdileri eylem ve etkinliklerde mücadelelerinin süreceğini vurgulayan kadınlar, "Jin jiyan azadî" sloganının her yerde haykırmaya devam edeceklerini vurguladı.
Cezaevi önünde açıklama
TJA, 25 Kasım dolayısıyla Diyarbakır D Tipi Cezaevi önünde tutsak kadınlar için basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya TJA aktivistleri katılırken, “Özgür yaşam özgür kadınlarla mümkün olacak. Jin jiyan azadî” pankartı taşındı. Kadınlar sık sık, “Jın jiyan azadi” sloganı attı. Açıklamayı kadınlar adına bulunan Tutuklu Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) Eşbaşkanı Yeter Erel Tuma okudu.
‘Kadınlar özgür yaşam ısrarını sürdürüyor’
Yeter Erel Tuma, kadına yönelik şiddetin erkek egemen sistemlerin bir ürünü olarak, savaş politikalarının yarattığı ortamda daha da arttığını ve derinleştiğini söyledi. Şiddetin bireysel bir sorun olmadığını kaydeden Yeter Erel Tuma, “Bu sorunun toplumsal bir sorun olduğunu biliyoruz. İran’da Jîna Emînî’nin katledilmesiyle başlayan ve tüm dünyada yankı uyandıran ‘jin Jiyan azadî’ direnişi, kadınların özgürlük mücadelesinin sembolü haline gelmiştir. Kürt kadınları başta olmak üzere, erkek egemen sistemlere karşı mücadele eden kadınlar, baskılara, idam kararlarına ve ağır işkencelere rağmen özgür yaşam ısrarlarını sürdürmektedir. Bu süreçte kadınların tutsak edilmesi, işkence görmesi ve idam kararları, erkek egemen sistemin kadın mücadelesine duyduğu korkunun bir göstergesidir” dedi.
‘Dışarıdaki tüm kadınların sorumluluğudur’
Türkiye ve Kürdistan’daki cezaevlerinde kadın ve çocuklara yönelik hak ihlallerinin her geçen gün arttığına dikkat çeken Yeter Erel Tuma, “Tutsaklara yönelik baskılar, sürgünler ve keyfi uygulamalar sistemin temel araçları haline gelmiştir. Pişmanlık dayatmasını reddettiği için uzun süredir infazı yakılan tutsak Ardıl Çeşme, bu dayatmaların en açık örneklerinden biridir. Ancak Ardıl ve onun gibi direnişçi tutsaklar, bu baskılara karşı onurlu duruşlarını sürdürerek mücadele azmini korumaktadır. Cezaevlerindeki dayanışmamız, bu dayatmalara karşı en güçlü yanıt olacaktır. Türkiye ve Kürdistan’daki cezaevlerinde, kadın tutsaklar da erkek egemen sistemin baskı ve şiddet politikalarına maruz bırakılmaktadır. Siyasi kadın tutsaklar, bir yandan insanlık dışı uygulamalarla karşılaşırken, bir yandan da mücadele azimlerini koruyarak özgürlük hayalini canlı tutmaktadır. Kadınların tutsak edilmesi, sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal özgürlük mücadelemizi susturma çabasıdır. Ancak biliyoruz ki kadın mücadelesi ne dört duvar arasında hapsedilebilir ne de baskılarla susturulabilir. Cezaevlerindeki kadınların sesi olmak, onların hak ve özgürlükleri için mücadeleyi büyütmek, dışarıdaki tüm kadınların sorumluluğudur” sözlerine yer verdi.
Amed’den bir kez daha seslendiklerini ifade eden Yeter Erel Tuma şu ifadeleri kullandı: “Mücadelemiz dört duvar arasına hapsedilemez! Erkek egemen devletler, kadınların tarihsel yaratımlarından güncel kazanımlarına kadar her türlü değeri hedef alırken, biz kadınlar farklılıklarımızla birlikte ortak mücadele hattını örmeye devam edeceğiz. Binlerce yıldır susmadık, bugün de susmuyoruz, yarın da susmayacağız. Kadın özgürlük mücadelesi, sadece kadınlar için değil, toplumsal özgürlük ve adalet için de vazgeçilmezdir. Erkek egemen sistemler kadınlara şiddeti dayattıkça, biz kadınlar öfkemizi ve mücadele deneyimlerimizi birleştirerek daha güçlü bir şekilde karşı duracağız.
Özgür kadın özgür kadınlarla mümkündür
Özgür yaşam, özgür kadınlarla mümkün olacaktır. Özgür toplum ise kadınların ortak mücadelesiyle inşa edilecektir. Bu nedenle, kadın katliamlarına, tecavüzlere, hak ihlallerine, savaş politikalarına karşı sesimizi yükseltmekten bir an olsun geri durmayacağız. Amed’den yükselen bu çağrımız, dünyanın dört bir yanındaki kadınlarla birleşerek büyüyecek.”
Açıklama, “Jin jiyan azadi” sloganı ile sona erdi.
Riha
Riha İl Kadın Platformu ve Hewag Belediyesi, 25 Kasım etkinlikleri kapsamında katledilen kadınlar ve çocuklar anısına fidan dikimi yaptı.
Hewag Belediyesi'ne ait Çatak yürüyüş yolunda gerçekleştirilen etkinlikte bir araya gelen kadınlar önce basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Hewag Belediye Eşbaşakanları Aygül Kapıkayalı ve çok sayıda platform bileşeni yer aldı.
Açıklamada konuşan Aygül Kapıkayalı, 25 Kasım etkinlikleri kapsamında kadın katliamlarına dikkat çekmek amacıyla bu etkinliği yaptıklarını ifade etti.
Ardından konuşan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Riha İl Eşbaşkanı Sema Aişeoğlu, kadın katliamlarının en önemli sebeplerinden birinin cezasızlık politikaları olduğunu belirtti. Her güne katledilen kadınların haberleriyle uyandıklarını ve bu durumun normalleştirilmeye çalışıldığını söyleyen Sema Aişeoğlu, "Bizler Narin cinayetinin aydınlatılması, Deniz Poyraz cinayetinin arkasındakilerin açığa çıkarılmasına, Rojin'in ailesinin girdiği arayışta cevap bulması için her alanda sesimizi isyanımızı yükseltiyoruz. Mirabal Kardeşler'in bize bıraktığı mirasla ve Jin jiyan azadî sloganımızı haykırıyoruz. Buradayız, yan yanayız, alanlardayız, mücadele etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.
Devamında konuşan Hewag Belediyesi Kadın Politikaları Birimi Müdürü Zuhal Parlakçı, "Dikeceğimiz fidanlar hem kayıplarımızı anmak hem de onların anısını yaşatmak amacıyla önemli bir anlam taşımaktadır" dedi.
Açıklama, "Jin jiyan azadî" sloganı ve alkış ile zılgıtlarla sona erdi. Kadınlar ardından her birinin üzerinde katledilen kadın ve çocukların isimlerinin yer aldığı fidanları dikmeye başladı.
Etkinlik, fidan dikimiyle sona erdi.
Wan
Wan Büyükşehir Belediyesi, 25 Kasım kapsamında mor otobüsleri; “Gotina me neqediya; em dê tundiyê bi hev re bidin rawestandin”, “ Sözümüz bitmedi şiddeti birlikte durduracağız” ,“Jin, jiyan azadî” , “Kadın, yaşam, özgürlük” slogan ve fotoğrafları ile giydirdi.
,
Bedlîs
Bedlîs'in Tetwan ilçesinde Tevgera Jinên Azad (TJA) öncülüğünde 25 Kasım kapsamında basın açıklaması gerçekleştirdi. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ilçe binası önünde gerçekleşen açıklamasına Tetwan Belediye Eşbaşkanları, DEM Parti ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il ve ilçe yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda kadın katıldı. Açıklamada "Jin jiyan e jiyanê nekuje", "Her jinek cihanek e xwedî li cihanê derkeve", "Kadın devrimi gerçekleştirir" ve "Jin jiyan azadî" dövizleri kaldırılırken, “Erkek- devlet şiddetine karşı jin jiyan azadî” pankartı açıldı. Kadınlar açıklamada sık sık “Jin jiyan azadî” sloganı attı.
Açıklama metinini Berivan Canbey okudu.
‘Savaşlar en çok kadınları katlediyor’
Kadın devrimi yüzyılı olacak iddiasıyla mücadelelerini yükselttiklerini belirten Berivan Canbey, Mirabal kardeşlerden aldıkları güçle 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nü karşıladıklarını ifade etti. Berivan Canbey, “3. Dünya Savaşı olarak adlandırdığımız ve Orta Doğu başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde gelişen savaş koşulları şüphesiz başta kadın ve çocuklar olmak üzere tüm toplumsal değerleri etkilemektedir. Orta Doğu'yu dizayn etme adı altında gerçekleşen savaşlar ulus devletlerin erkek egemen aklı ile gerçekleşmektedir. Gerçekleşen savaş politikalarında kadın kırımı, toplum kırımı, doğa kırımı vahşet düzeyinde yaşanmaktadır. Savaşların en çok kadınları yoksullaştırdığı, göçerttiği ve katlettiği görülmektedir. Kendi iktidarlarını korumak için her türlü ideolojik argümana başvuran zihniyetler sınır tanımadan örgütlenmektedir. Dünyanın her yerinde faşizm kadın karşıtlığı temelinde yükseltilmektedir” dedi.
‘Molla rejimine karşı mücadele eden kadınlar mücadele gerekçemizdir’
Berivan Canbey, Mirabal Kardeşleri katleden diktatörlüğün bugün cinsiyetçi, milliyetçi, dinci maskelerle kadın katliamlarına devam ettiğine vurgu yaptı. Berivan Cabey, “İsrail'in Filistin işgalinde kadınlar ve çocuklar katledilmekte, İran'da kadınlar özgürlük mücadelesi verirken Pexşan Ezîzî, Tahran Bilim Araştırma Üniversitesi'ndeki kadın öğrenci gibi birçok kadın direnişleri sonucunda molla rejimi tarafından kaçırılmakta, işkenceye uğramakta, idam edilme ile yüz yüze kalmaktadırlar. Molla rejimine karşı ölümüne dek mücadele eden kadınlar bizlerin de mücadele gerekçesidir. DAİŞ zulmü altında yıllardır esir olan binlerce Ezidî kadın mücadele gerekçemizdir. Biz kadınlar nerede olursak olalım, kadın olduğumuz için sömürülüyor, tecavüze uğruyor, katlediliyoruz. Dolayısıyla çizilmiş sınırları aşarak kadın mücadelesinin evrenselliğinde buluşmaya devam edeceğiz. Biliyoruz ki biz birbirimizin mücadele gerekçesiyiz” ifadelerini kullandı.
‘25 Kasım’da kadınlar olarak tecridi kırarak özgürleşeceğiz’
Orta Doğu’nun savaşların merkezi haline getirildiği günümüzde tüm kadınlar ve halklar için tek çözümün demokratik modernitenin inşası olduğunu işaret eden Berivan Canbey, “Bugün çözüm gücü İmralı ada hapishanesinde tecrit altındadır. Tecrit politikaları İmralı'dan başlayarak toplumun tüm hücrelerini yayılmıştır. Tecritten en çok etkilenenler yine kadınlar olmaktadır. Biz kadınlar, kadınların özgürlüğünü Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kırılmasında görüyoruz. 25 Kasım’da kadınlar olarak tecridi kırarak özgürleşeceğiz” şeklinde konuştu.
‘Binlerce yıldır susmadık, bugün de susmuyoruz’
Berivan Canbey son olarak şunları belirtti: “Erkek egemen devletler kadınların tarihsel yaratımlarından güncel kazanımlarına kadar her türlü değerlerine saldırıyorsa buna verilecek en anlamlı karşılık da ortak mücadele hattımızı örmek olacaktır. Binlerce yıldır susmadık, bugün de susmuyoruz, bugünden sonra da tüm dünya kadınları olarak farklılıklarımızla birlikte, mücadele deneyimlerimizi birbirine katarak öfkemizi yükselteceğiz. Egemen sistemler kadın düşmanı sistemlerdir diyoruz, kadın konfederalizmi gibi ortaklaşmalarla kadın öncülüğünde toplumsal sistemler inşa etmek yüzyılımızın bizden beklediği bir sorumluluktur. Özgür yaşam özgür kadınlarla gerçekleşecek, özgür toplum kadınların ortak mücadelesiyle inşa edilecektir.”
İzmir
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) İzmir Şubesi, Kadın Meclisi 25 Kasım etkinlikleri kapsamında “Kadınlarla buluşuyoruz, şiddete hayır diyoruz” şiarıyla buluşma gerçekleştirdi. Dernek binasında gerçekleşen buluşmaya çok sayıda kadın katıldı. Serbest kürsü şeklinde gerçekleşen buluşmada, 25 Kasım’a doğru giderken iktidarın kadınlar üzerindeki politikalarına dikkat çekildi. Buluşmada kadınlar, iktidarın politikalarını boşa çıkaracaklarını ve her alanda mücadeleye devam edeceklerini kaydetti. Buluşmada metni DAD Kadın Meclisi üyesi Fadime Dapaklı okudu.
‘Kayyım kadın iradesine atanıyor’
Metnin okunmasından önce konuşan DAD İzmir Şubesi Eşbaşkanı Nebat Çelik, kayyım atamalarına değinerek, kayyımların kadın iradesine atandığına söyledi. Nebat Çelik, “Kadın hakikatin kapısıdır. 25 Kasım kadına yönelik şiddetle mücadele günü. Dün Dêrsim ve Ovacık belediyelerine kayyım atandı. Dêrsim Alevi inancının serçeşmesidir. Bizler için özel bir şehirdir. Alevilerin iradesine kayyım atanmıştır ve kabul etmiyoruz. Batman’daki kadın iradesine de kayyım atanmıştır. Özellikle eşbaşkanlık sisteminin olduğu belediyelere kayyım atanması, kadınların iradesine de atanmıştır. Biz Seyit Rıza’nın dediği gibi onlara boyun eğmeyeceğiz” dedi.
’25 Kasım ortak bir ses olma zamanıdır’
Ardından metni okuyan Fadime Dapaklı kadınların her alanda eşitsizlikle ayrımcılıkla ve şiddetle karşı karşıya kaldığının altını çizerek, “Mülteci kadınlar, savaşın ve göçün travmalarını taşırken, Alevi kadınlar inançları yüzünden dışlanmakta; Kürt kadınları hem kültürel hem de toplumsal baskılara maruz kalmaktadır. Filistinli kadınlar, işgal altındaki topraklarında özgürlük mücadelesi verirken, İranlı kadınlar özgürlük ve hakları için büyük bir direniş sergilemektedirler. Bu kadınlar, sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik şiddet, ekonomik zorluklar ve eğitimdeki engellerle de mücadele etmektedirler. Ötekileştirilmiş tüm kadınlar, ekonomide, okulda ve iş hayatında eşitsizliklerle ve engellerle karşılaşmakta, toplumda var olabilmek için güçlerini her gün yeniden toplamak zorunda kalmaktadırlar. 25 Kasım, sadece kadına yönelik şiddetle mücadele günü değil, tüm bu kadınların hakları, özgürlükleri ve eşitlik için verdiği direnişin hatırlatıldığı bir gündür. Kadınlar, her türlü ayrımcılık ve şiddete karşı dayanışma ve eşitlik talebini yükseltmeye devam etmektedir” şeklinde konuştu.
Fadime Dapaklı, şiddete, ayrımcılığa uğrayan her kadın için mücadele etmek gerektiğini belirterek “25 Kasım, eşitlik ve adalet için ortak bir ses olma zamanıdır” diye konuştu.
Buluşma, serbest kürsü şeklinde gündeme dair yapılan değerlendirmelerle sona erdi.