ÖÇAV: Saldırılan halkların kardeşliği ve kadın mücadelesidir

  • 08:47 15 Ekim 2024
  • Güncel
 
ANKARA-  Türk Milliyetçisi Avukatlar Grubu tarafından saldırıya uğrayan ÖÇAV’lı Kadınlar, “Halklara, halkların diline, kadına ve hayvana düşman bir grup ırkçı/faşist grup tarafından Ankara Barosu’nun genel kurulunda saldırılan ise halkların kardeşliği ve kadın mücadelesinin kendisidir” dedi.
 
Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar grubundan kadın avukatlar, Ankara Barosu 68’inci Olağan Genel Kurulu’nun ilk gününde uğradıkları saldırı ve ardından gelişen sürece dair yazılı açıklama yaptı. 
 
Yapılan yazılı açıklamada, “Ankara Barosu’nun 68. Olağan Genel Kurulunda kadınların iradesi sahnedeydi. Jin Jiyan Azadî, İstanbul Sözleşmesi Yaşatır, Susmuyoruz Korkmuyoruz İtaat Etmiyoruz sloganları her gün canıyla sınanan; sokaklarda meydanlarda, kadın özgürlük mücadelesinin parçası olan kadınların ve Ankara Barosu’na kayıtlı kadın avukatların iradesidir” denildi. 
 
Sözlü ve fiziksel saldırı 
 
Genel Kurulun ilk günü, İlhan Masarifoğlu tarafından Kürtçe slogan atıldığı gerekçesiyle hedef gösterildiklerini belirten ÖÇAV’lı Kadınlar,  “Ardından Türk Milliyetçisi Avukatlar Grubu tarafından sözlü ve fiziksel saldırıya uğradık. Daha da ileri giden bu ırkçı/faşist grup; baromuza kayıtlı olmayan, hatta avukat dahi olmayan kişileri kendilerine dahil ederek tehditler savurmuş, sosyal medya üzerinden de yalan yanlış bilgilerle bizleri hedef göstermiştir. Seçimlerin ardından da yine hakaret içeren sözlerle paylaşımda bulunmaya devam etmiştir” ifadeleri yer aldı.
 
‘Sloganlarımız milyonların iradesinden geliyor’
 
Açıklamanın devamı şöyle: “Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar grubundan kadınlar olarak son süreçte yaşanan kadın cinayetlerine tepki göstermek üzere sloganlarımızla sahneye çıkılması eylemimiz ve o sırada amacımızı açıklayan meslektaşımızın konuşması kasıtlı olarak yok sayılarak ve tüm bu yaşananlar dezenformasyona uğratılarak sosyal medyada bilgi kirliliği yaratılmış ve adeta saldırganlar kendilerini mağdur ve madun ilan etmişlerdir.  Dünya genelinde dile getirilen, her 8 Mart’ta, 25 Kasım’da dile getirdiğimiz sloganlarımızın meşruluğu, kadın ve Kürt düşmanlığından ibaret, hayata ve gerçeklere dair yok saymak ve yok etmek dışında hiçbir katkısı olmayan, varoluşlarıyla saldırıda bulunan bir grup erilin ötesinde milyonların iradesinden gelmektedir. Halklara, halkların diline, kadına, LGBTİ+’a, göçmene, doğaya, hayvana düşman bir grup ırkçı/faşist grup tarafından Ankara Barosu’nun genel kurulunda saldırılan ise halkların kardeşliği ve kadın mücadelesinin kendisidir.
 
‘Irkçı faşistlere karşı sloganları atmaya devam edeceğiz’
 
Yıllar içerisinde artan kadına yönelik ayrımcılığa, şiddete, kadın cinayetlerine dikkat çekmek için sahnenin bu sloganlarla kadınlar tarafından bir süre için alınmasından, kadın sloganlarından, Kürtçe’den rahatsız olmak sadece Ankara Barosu’ndaki yukarıda nitelikleri belirtilen birkaç seçim grubuna özgü de değil bunun farkındayız. Bunun içindir ki her türlü avukatlık pratiğimizi bu sloganlara yaraşır şekilde yapmaya devam edeceğiz. Kürtçe ve Türkçe ve dahi birçok dildeki sloganlarımızı ırkçı/faşistlere karşı atmaya devam edeceğiz. Bu mücadelede şiddete karşı kadın avukatlar olarak sözümüzü söylemeye devam edeceğiz. Yaşasın Kadın Dayanışması, Jin Jiyan Azadî, Kadın Yaşam Özgürlük, Susmuyoruz Korkmuyoruz İtaat Etmiyoruz, İstanbul Sözleşmesi Yaşatır.”