Barolar genel kurullarını gerçekleştiriyor
- 14:34 12 Ekim 2024
- Güncel
HABER MERKEZİ - Birçok kentin barosu, genel kurulunu gerçekleştiriyor.
Amed, Ankara, Êlih (Batman), Şirnex (Şırnak), Mêrdîn (Mardin) ve daha birçok kentte barolar yeni yönetimlerini belirliyor. Yeni başkan ve yönetim kurulu üyelerinin belirleneceği genel kurullar başladı. Bazı kentlerde bugün seçimler yapılacak. Büyük kentlerde ise genel kurullar iki gün sürecek.
Amed
Amed Barosu'nun 2 gün sürecek 49’uncu Genel Kurul Toplantısı başladı. Genel kurulun yapıldığı Çand Amed salonuna, 28 Kasım 2015’te Sûr ilçesindeki Dört Ayaklı Minare önünde katledilen Amed Barosu eski Başkanı Tahir Elçi’nin fotoğrafı asıldı. Çok sayıda avukat genel kurula katıldı.
Saygı duruşu sonrası genel kurul başladı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Amed Baro Başkanı Nahit Eren, kadınların ve çocukların katledildiği, yargının bağımsızlığının ciddi anlamda sorgulandığı bir süreci yaşadıklarını belirtti. Amed Barosu’nun bu hukuksuzluklara karşı ortaya koyacağı tutumun önemli olduğunu vurgulayan Nahit, "Filistin’de 40 binin üzerinde kişi yaşamını yitirdi. Savaşın, çatışmanın, şiddetin en acı tecrübesini yaşamış halk olarak, insanların barış içerisinde yaşamasını sağlamakta sorumluluğu olan tüm kurumlara bu çatışmayı durdurma konusunda çağrıda bulunuyorum” dedi.
Kürt sorunu
Amed Barosu’nun hiçbir zaman toplumun taleplerinden kendini uzak tutmadığını belirten Nahit, “Bu ülkenin toplumsal sorunlarının, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü açısından en ufak söylem bizi umutlandırıyor. Önümüzdeki günlerde yeni bir barış, çözüm sürecinin oluşabilmesi için Amed Barosu’na büyük sorumluluk düşmektedir. Amed Barosu’nun aynı şekilde Kürt sorunun çözümü konusunda sorumluluk alacağı bilinmektedir” diye kaydetti.
Kayyımlar
Türkiye’de hukukun üstünlüğünün askıya alındığını belirten Nahit, "AİHM’in kararları mahkemeler tarafından uygulanmıyor. Sayın Demirtaş’ın, Kavala’nın tahliye edilmesi için verilen ihlal kararları bertaraf edildi. Amed Barosu bu zorlu koşullarda, Kürt hak hareketinin önemli temsilcisi olan avukatlarla birlikte gereken çalışmaları ve mücadeleyi sürdüreceğinden de kimsenin kuşkusu olmasın. Yanı sıra Kürdistan kentlerinde bizlerin seçilme hakkına da müdahale edildi. Önce Wan’da sonra Colemêrg’de Kürtlerin seçme hakkına müdahale edilmek istendi. Ama halklar buna gösterdiği direnişle, önümüzdeki günlerde de buna karşı çıkacağını gösterdi” dedi.
Cezasızlık politikası
Cezasızlık politikasının özellikle Kürtler üzerinde yaygın bir politika olarak yürütüldüğüne dikkat çeken Nahit, "Ömrünü insan hakları mücadelesine adayan Baro Başkanımız Tahir Elçi buna örnektir. İsteksizlikle dava açıldı ama aynı isteksizlik yargılama sürecinde de devam etti. Tahir Elçi dosyası cezasız bırakılmak istendi. Bu mesaj aslında Tahir Elçi’nin çizdiği, savunduğu ve Kürtlere karşı bu ülkede savunma yapan her insan hakları savunucusuna karşı verilen bir mesajdı. Kürtlere bu mesajı göstermek için bu kararı verdiğini iyi biliyoruz. Tahir Elçi dosyasının cezasız kalmaması için mücadele verdik, bundan sonra da hem baro olarak hem de dostları olarak mücadele vereceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın” şeklinde konuştu.
‘En hassas olduğumuz yer rengimiz, dilimiz, kültürümüz’
Halay, şarkı ve sloganların dahi suç sayıldığı ve insanların bu nedenle tutuklandığına dikkati çeken Nahit, "En hassas olduğumuz yer rengimiz, dilimizdir, kültürümüzdür. O yüzden bu saldırıların altında da Kürt meselesinin altındaki çözümsüzlüğün yattığını çok iyi biliyoruz. Kürtler cezaevinde tecrit altında tutuluyor, ölüme mahkum ediliyor. Uzun cezalarla cezaevinde tutuluyor. Biz Amed Barosu olarak 2 yıl süreç içerisinde hak, hukuk mücadelesiyle bu haksızlıklara karşı durmaya çalıştık. Amed Barosu’nun mücadele geleneğiyle sesimizi çıkarmaya devam ettik. Bundan sonra baronun geçmişten gelen bu geleneği sürdüreceğinden kaygımız yok" ifadelerini kullandı.
Sonrasında Amed Barosu’nun çalışmalarını içeren bir video sunumu yapıldı. Genel kurul, baronun faaliyet raporuyla devam etti.
'Baroda cinsiyetçi pratiklerin son bulmasını istiyoruz
Kurulda daha sonra Amed Barosu Kadın Hakları Merkezi adına konuşan Avukat Canan Talay, “Kadın hakları mücadelesi veren bizler, kurumların içine kök salmış ayrımcılıklarla da mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Şiddet toplumun her katmanında yeniden yürütülen bir politikadır. Cezasızlık politikalarına karşı verdiğimiz mücadele, adaletin sağlanması için verilen en büyük mücadeledir. Bu mücadeleyi sadece mahkeme salonunda değil, baro içinde de sürdürmek zorundayız. Baroda cinsiyetçi pratiklerin tamamen son bulmasını istiyoruz. Biz kadınlar olarak bilgi ve becerilerimizi sorgulanmadığı, cinsiyetçi tutumların tutunamadığı bir ortam talep ediyoruz” diye belirtti.
Yargı baskı aracı
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Amed Şube Eşbaşkanı Gizem Miran, hukukun bu coğrafyada “fütursuzca” egemenin baskı aracı olarak kullanıldığını belirterek, “Ülke yönetimi tek adam rejimiyle tamamıyla baskıcı ve faşist bir biçime büründü. Bunun sonucunda tüm toplum gibi savuma makamına karşı da, gerek yargı tacizleriyle gerekse ekonomik ve sosyal sömürü araçlarıyla baskılar arttırıldı. Ülke yönetiminin dönüştürüldüğü rejim, başta Kürtler ve kadınlar olmak üzere işçilere emekçilere, ezilenlere ve tüm ötekilere karşı işlenen yüzlerce suçun “faili” olmaya devam ediyor. Yanı başımızda gerçekleşen Sûr ve Cizir süreçleri, kadın katliamları, yargı tacizleri bunun en başat örneklerindendir” dedi.
İmralı tecridi
Düşünce ve ifade özgürlüğü hakkını, örgütlenme ve demokratik siyaset hakkını kullanan kadınların, siyasetçilerin, aydınların, gazetecilerin ve bütün muhaliflerin infaz yasasındaki tüm aleyhe düzenlemelerin mağduru edildiğini söyleyen Gizem, “İnfaz yasasındaki bu değişiklikle beraber maalesef ki daha birçok konuda hapishanelerdeki hak ihlalleri giderek artmaktadır. Başta hasta mahpusların sağlığa erişim hakkı engellenirken tüm mahpuslar açısından sohbet hakkı, iletişim cezaları, görüş hakkı kısıtlamaları gibi uygulamalarla karşı tecrit ve ağır izolasyon uygulanmaktadır. Bunun en ağır örneği İmralı Ada Hapishanesi’nde bulunan Sayın Abdullah Öcalan, Sayın Hamili Yıldırım, Sayın Ömer Hayri Konar ve Sayın Veysi Aktaş nezdinde uygulanmaktadır”” şeklinde konuştu.
‘Kürt sorununa yaklaşım İmralı’ya yaklaşımdır’
PKK Lideri Abdullah Öcalan ile diğer 3 tutsaktan 43 aydır hiçbir haber alınamadığını hatırlatan Gizem, “İmralı, avukat ve aile ziyaretlerine dair yasaklama kararlarının ve itiraz süreçlerinin hukuksuzluklarla yürütüldüğü bir mutlak iletişimsizlik halinin hüküm sürdüğü, hukukun ortadan kaldırıldığı olağanüstü rejimle yönetilen bir mekân haline getirilmiştir. Sayın Öcalan'a yönelik bu ağır tecrit ve hukuki izahı olmayan bu politikalar; tam da yukarıda bahsettiğimiz sorunlarla çok yakından bağlantılıdır. Devletin Kürt sorununa yaklaşımı İmralı adasına yaklaşımıdır. Demokratik barışçıl bir toplumsal yapının inşasını, hukukun uygulanmasını, yasal ve anayasal haklarının tanınmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Jin jiyan azadî’ sloganları
Gizem’in konuşmasının ardından ellerinde Kürtçe ve Türkçe “Kadın ve çocuk cinayetleri politiktir” yazılı pankartla kürsüye çıkan kadınlar, “Jin, jiyan, azadî” ve “Kuştina jinan polîtîke/Kadın ölümleri politiktir” sloganları attı.
Baro seçimleri yarın gerçekleşecek.
Êlih
Êlih Barosu, yeni başkan ve yönetimini belirlemek üzere 18. Olağan Genel Kurulu’da bir araya geldi. Başkanlık için 4 aday yarışıyor.
Tahir Elçi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen genel kurula, Êlih Belediyesi Eşbaşkanı Gülistan Sönük'ün yanı sıra siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinden çok sayıda kişi katıldı. Genel kurul, faaliyet raporunun okunmasıyla başladı.
Şirnex
Şirnex Barosu, 11'inci Olağan Genel Kurulu'nu Şırnak Üniversitesi'nde bulunan konferans salonunda gerçekleştiriyor. Kurulun yapıldığı salona, Tahir Elçi’nin fotoğrafının yer aldığı "Em te ji bîr nakin” yazılı pankart asıldı. Çok sayıda avukat kurula katıldı. Başkanlık için 3 aday yarışıyor.
Mêrdîn
Mêrdîn Barosu’nun 18’inci Olağan Genel Kurulu da Artuklu Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştiriliyor. Başkanlık için 4 aday yarışıyor.