Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü beyazlarla haykırıldı
- 19:14 1 Eylül 2024
- Güncel
WAN - “Savaşa ve işgale karşı barışı, tecride karşı özgürlüğü haykıralım” şiarıyla gerçekleşen barış mitinginde konuşan Barış Annesi Zekiye Kaya, “Barış kardeşliktir, eşitliktir. Tüm devletlere sesleniyoruz. Kimse barıştan korkmasın. Herkes barışın elinden tutsun. Barış gelmeden bir şey çözülemez. Artık ölümler dursun” çağrısında bulundu.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Tevgera Jinên Azad (TJA) öncülüğünde “Savaşa ve işgale karşı barışı, tecride karşı özgürlüğü haykıralım” şiarıyla Wan’da 1 Eylül Dünya Barış Günü mitingi düzenlendi. Musa Anter Barış Parkı’nda gerçekleştirilen mitinge DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, siyasi parti temsilcileri, kentteki demokratik kitle örgütleri ile binlerce kişi katıldı.
Miting alanına dört koldan girişler yapılırken, TJA ve Barış Anneleri ise DEM Parti Wan İl Örgütü’nden miting alanına barışın sembolü olan beyaz kıyafetler ve mor şallar ile yürüdü. Miting alanına varan kadınlar, “Jin jiyan azadî” sloganlarıyla karşılandı. Kadınların ve çocukların ulusal kıyafetlerle yoğun katılım gösterdiği mitingde kadın ve çocuklara beyaz güller uzatıldı.
‘En güzel barış savaştan daha zordur’
Miting alanını beyaza bürüyen Barış Anneleri “Dayîk li dijî şer û tecrîde li hemu qadan dengê xwe bilind dike” yazılı pankart açtı. Yine alanda yeşil, sarı, kırmızı renkler ile “En güzel barış savaştan daha zordur” yazılı pankart açıldı ve “Güneşimizin doğuşu barış getirir”, “Jin, ciwan, ziman, bi govend û ziman ciwan li her deran”, “Jin jîyan azadî her dem serfirazî”, “Savaşa değil halka bütçe” yazılı dövizler taşındı.
‘Bîjî Serok Apo’ sloganları yükseldi
Mitingde sıklıkla “Bijî Serok Apo”, “Bê Serok jiyan nabe”, “Jin jiyan azadî”, “Kurdistan faşizme mezar olacak”, “Bîjî aşitiya gelan” sloganları atıldı.
Miting, özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.
Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü istendi
Saygı duruşunun ardından Tertip Komitesi adına konuşan Rojbin Bor, tüm katılımcıları selamlayarak, mitingin PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne vesile olmasını diledi.
‘Kürt sorunu çözülmeden bu ülkede hiçbir şey çözülemez’
Ardından söz alan DEM Parti Wan İl Eşbaşkanı Gülşen Kurt, “Maalesef her yıl olduğu gibi bu yıl da 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne acı ile giriyoruz. Orta Doğu, Kurdistan yıllardır bir kaos alanı olarak seçildi. Sivil insanları, kadınları nasıl bir katliamdan geçirdiklerinin şahidiyiz. Orta Doğu’da bunlar yaşanırken ülke içinde durum bundan farklı değil. AKP’nin tüm muhalefeti baskı altında alması, Kürt sorununda dayattığı savaş politikası, ekonomide uyguladığı liberal politikalarla herkesi uçuruma sürüklüyor. AKP herkesi hain ilan ederek toplumu ayrıştırıyor. Ülkede hiçbir şey yolunda gitmiyor. Yaşanan savaşa mı değinelim, on binlerce siyasi tutsak üzerindeki tecride mi değinelim, yaşanan kadın katliamlarına, işsizliğe mi doğa talanına mı değinelim. Savaşlara karşıyız. Bedeli ne olursa olsun barışı savunmaya devam edeceğiz. Bu topraklara barış gelmeden hiçbir şey çözülemez. Kürt sorunu çözülmeden bu ülkede hiçbir şey çözülemez. Faşizme karşı direniş ruhuyla mücadele etmeye devam edeceğiz. Özgür, eşit ve demokratik bir toplum yaratılıncaya kadar mücadelemiz devam edecektir” dedi.
‘Tüm devletlere sesleniyorum; barışı destekleyin’
Barış Anneleri Meclisi adına konuşan Barış Annesi Zekiye Kaya da 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü kutlayarak, “Barış kardeşliktir, eşitliktir. Tüm devletlere sesleniyoruz. Kimse barıştan korkmasın. Herkes barışın elinden tutsun. Bizler de Barış Anneleri olarak barış gelmeden bir şey çözülemez diyoruz. Artık ölümler dursun. Kadınlar ölmesin. Tüm devletlere sesleniyorum; barışı destekleyin. Kadın direniştir. Herkes bu alana barış için geldi. Artık barış olsun” şeklinde konuştu.
Kayyıma dikkat çekildi
Sonrasında söz alan KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz “Emperyalizme karşı yaşasın halkların kardeşliği” ifadeleriyle sözlerine başladı. Herkesin “yaşasın barış” diye haykırması gerektiğini kaydeden Ahmet, “Bu barbarlık bu topraklardan silinip atılmalıdır. O nedenle barışı haykırmamız gerekiyor” diyerek kayyım atamalarına dikkat çekti.
‘Barışa sahip çıkarsak ölümleri engelleyebiliriz’
Son olarak konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, sözlerine PKK Lideri Abdullah Öcalan ve cezaevinde tutulan siyasetçi ve tüm siyasi tutsakları selamlayarak başladı. Tuncer, “Dünyada zalimler barış istemezler, zalimler barıştan hoşlanmazlar. İçinde bulunduğumuz coğrafyada hala kan dökülüyor, savaş var, çocuklar öldürülüyor, insanların yaşadığı evler başlarına yıkılıyor. Orta Doğu'da her gün onlarca cenaze kaldırılıyor. Neden? Birkaç diktatör rahat yaşasın diye, birkaç emperyalist kapitalist ülke oranın enerjisini doğalgazını yeraltı yerüstü zenginliklerini sömürsün diye. İşte bizler bugün Wan’da olduğu gibi savaşa, sömürüye, ranta, inkara karşı barışa güçlü bir şekilde sahip çıkabilirsek emin olun Gazze’de ölen çocukların, gençlerin ölmesini engelleyebiliriz. Rojava’da İHA ve SİHA’larla katledilen çocukların katledilmesini engelleyebiliriz. Süleymaniye’de katledilen Kürt sivil yurttaşların ölümünü engelleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
‘Coğrafyada hala kan dökülüyor’
Kürtçeye dönük saldırılara işaret eden Tuncer, sözlerini şöyle sürdürdü: “3 Kürt, Kürtçe konuştuğu için saldırıya uğruyor, bir tanesi kalbinden bıçaklanarak katledildi. İki insanımız da şu an hastanede can çekişiyorlar, yaşam mücadelesi veriyorlar. Neden bunu anlattım? Bu devletin en başında bulunanlar kavga istiyorsa, sabah kalkıp akşama kadar Kürt düşmanlığı yapıyorlarsa bunun İstanbul’da restorandaki yansıması da katliam oluyor. Bu katliama sebep olanların Allah belasını versin. Bu katliama sebebiyet verenlere bir kez daha Wan’dan sesleniyoruz; biz Kürtler bu topraklarda bin yıllardır yaşıyoruz, biz Kürtler bu topraklarda bizimle birlikte yaşayan halklara karşı asla ihanet etmedik, düşmanlık etmedik. Biz neden barış diyoruz? Bu ırkçı, faşist zihniyetinin son bulması için barış diyoruz. Kürt İstanbul’da da, Amed’de de, Dersim’de de özgürce dilini konuşabilsin diye barış diyoruz. Hewler’de, Süleymaniye’de yaşayan Kürtler kendi geleceklerine kendileri karar versin diye barış diyoruz. Rojava’da oradaki gençlerin kadınların Kürtlerin ve orada yaşayan Arapların diğer halkların kardeşçe bir arada yaşaması için barış diyoruz ama bu sistem ve bu ülkeyi yönetenler ne diyor, Kürdistan Bölgesi için çatışma diyor, Rojava’da İHA, SİHA ve bomba diyor, İstanbul’da Kürt, Kürtçe konuştuğu için linç edilsin diyor.”
Tuncer’in barış çağrısıyla sonlandırdığı konuşmasından sonra sahnede bulunan siyasetçiler ile Barış Anneleri beyaz güvercin uçurarak barış talebini yineledi.
Sonrasında sanatçı Kasım Taşdoğan sahne aldı.
Miting, halay ve zılgıtlar eşliğinde barış sloganlarıyla son buldu.