EŞİK’ten iktidara ‘sorumluluk‘ hatırlatması

  • 17:16 28 Ağustos 2024
  • Güncel
 
 
 
HABER MERKEZİ – Kadına yönelik şiddet ve katliamlardaki artışa dikkat çeken EŞİK, bu konuda iktidarın sorumluluğuna işaret etti. EŞİK, yetkililerin yaşananlar karşısında sorumlu davranmasını istedi.
 
Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), kadına yönelik şiddet ve katliamlardaki artışa dikkat çekmek amacıyla yazılı bir açıklama yayınladı.
 
Açıklamada, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın şiddet ve katliam haberlerine ancak kamuoyunda ‘yeterince ilgi çekmişse’ tepki verdiği belirtilerek, bu tepkilerin klişeden öteye geçmediği vurgulandı. Açıklamada, “Kadına karşı şiddet ve bu şiddetin son halkası olan kadın cinayetleriyle ilgili güvenilir, bilimsel verileri sivil toplumla ve şiddeti önlemekte rolü olan tüm kurumlarla paylaşmak Bakanlığın öncelikli görevlerinden biridir. Bakan, 2008 ve 2014 yıllarında yaptırdıkları araştırmalardan bahsederek, son 10 yıldır bu görevlerini ihmal ettiklerini itiraf etmiş oldu. On yıldır araştırma yapılmadığı gibi, Bakanlık bünyesindeki Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerine yapılan başvurularla ilgili ayrıntılı analizler içeren raporlar da yayınlanmıyor. Halen sayısı 149 olan ve 3 bin 624 yatak kapasiteli sığınaklarda, Bakanlığın deyimiyle konukevlerinde, kaç kadın ve çocuğa ne gibi destekler verildiği, bu kadınlardan kaçının şiddetsiz bir hayat kurmasının sağlandığı, bunun için ne kadar bütçe ayrıldığı gibi bilgiler paylaşılmıyor” denildi.
 
‘Güvenilir veri sağlanması kamusal bir görev’
 
Yanıtlanmamış birçok soru olduğuna dikkat çekilen açıklamada, şiddetle mücadelede güvenilir veri sağlanmasının kamusal bir görev olduğu hatırlatıldı.
 
İstanbul Sözleşmesi’nin maddelerine atıfta bulunulan açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Aile Bakanlığı ve ilgili diğer kamu kurumları İstanbul Sözleşmesi’nden Anayasa çiğnenerek çekilmeyi kabul etmiş olsalar da, Sözleşme 6251 sayılı onay kanunu yürürlükte olduğu sürece geçerlidir ve uygulanması gerekir. Ayrıca, veri sağlama konusunda iktidarın uymak zorunda olduğu başka uluslararası yükümlülükler de bulunmaktadır.”
 
‘Sorumsuzluğun bedeli çok büyüktür’
 
Açıklamada, Türkiye’nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılmasına Dair Sözleşme’nin (CEDAW) de belirli yükümlülükleri hatırlatıldı.
 
Açıklamada şunlar ifade edildi:
 
“Güvenilir bilimsel verilerin temel işlevi, şiddeti önlemek için uygulanması gereken çok yönlü ve bütüncül sosyal politikaların planlanmasına rehberlik etmektir. Bakanlığın 2024 şiddet araştırması için güvenilirliği baştan tartışmalı kurumları neden seçtiklerini, hangi yetkinliklere göre nasıl karar alındığını, araştırma sürecinin nasıl planlandığını açıklamaya ve şeffaflığa davet ediyoruz.
 
Tüm sorumlulara; ‘Sıfır tolerans’ söylemleri yerine, öncelikle cezasızlık politikalarına ve kadın-erkek eşitliğini zedeleyen eylem ve söylemlere son vermeleri gerektiğini, katledilen binlerce kadının ve şiddete tanık olan, hatta onlarla birlikte katledilen çocukların da birer aile olduklarını bir kez daha hatırlatıyoruz. Kadına karşı şiddetin önlenmesi için ataerkil ‘aileci’ bakış açısının değil, ‘eşitlikçi ve laik’ politikaların esas alınması şarttır.
Söz konusu olan kadın ve çocukların şiddetsiz bir hayat ve yaşama hakkıdır. Sorumsuzluğun bedeli çok büyüktür.”