Halay tutuklamaları protesto edildi: Em Bernadin ve Dilane!
- 19:45 1 Ağustos 2024
- Güncel
HABER MERKEZİ - Kürtçe halaylara karşı başlatılan saldırı ve tutuklamalara ilişkin yapılan açıklamalarda, “Em Bernadin Ve Dilane! Faşizme geçit yok” denildi.
Kürtçe’ye ve Kürt kültürüne tahammülsüzlüğe karşı eylem ve protestolar sürüyor. Bugün Sakarya Caddesi’nde basın açıklaması için bir araya gelmek isteyen Emek ve Demokrasi Güçleri’nin basın açıklamasının ardından halay çekmesine polis izin vermedi.
Halkların Eşitlik ve Demokratik Partisi (DEM Parti) Ankara il binası önünde aralarında il eş başkanları Fatin Kanat ve Tatligül Gül’ün de olduğu grup buradan Sakarya Caddesi’ne yürümek istedi. Yürüyüşü engellemeye çalışan polise rağmen kitle Sakarya Caddesi’ne giriş yaparak burada bir süre bekletildikten sonra basın açıklamasını gerçekleştirdi.
‘Halaydan korkamayın aklınızı başınıza alın’
Basın açıklamasını yapan Fatin Kanat, iktidarın Kürdün diline ve kültürüne tahammül edemediğini söyleyerek, “Lafa gelince ‘Kürtler bizim eşit yurttaşlarımızdır’ demekten geri durmayanlar, Kürdün türküsüne, halayına dönük saldırılara ve peş peşe yapılan gözaltılara ses çıkarmak şöyle dursun, el birliğiyle yaya geçitlerindeki Kürtçe ‘Önce Yaya/Peşi Peya’ yazılarının silinmesi için valiliklere talimat yağdırıyorlar. İktidarı kalın çizgilerle uyarıyoruz. Aklınızı başınıza alın. Düşmanlıkları ortadan kaldırmak yerine daha da büyütmek ve içinden çıkılmaz hale getirmek demektir. Dört bir yanı ateşlerle sarılı olan bu coğrafyada, olası bir barışın, huzurun önemi büyük. Bununu yolu da gerçek kardeşliğin ve gerçek eşit yurttaşlığın önündeki engelleri bir bir kaldırmak, kendinde hak gördüğün her şeyin yurttaş olan herkesin hakkı olduğunu bilince çıkarmaktır. Halaydan korkmayın, birlikte halaya durun. Halaya durun ki, birlikte horona durmanın, birlikte zeybek oynamanın kıymeti olsun” dedi.
‘Bu halden çıkış, Kürtlerin diline ve kültürüne saldırmakla olmaz’
Halay gerekçesiyle tutuklanan herkesin derhal bırakılmasını çağrısı yapan Fatin, “Her geçen gün hukukun ve insan haklarının daha fazla yok sayıldığı, bir gün öncesine göre daha fazla kadının öldürüldüğü, işkencenin normalleştiği, çetelerin ve mafyaların cirit attığı, gençlerin, işçilerin, emekçilerin ve emeklilerin geçinmekte daha da zorlandığı bir ülke hali, içler acısı bir haldir. Bu halden çıkış, Kürtlerin diline ve kültürüne saldırmakla olmaz. İnanç düşmanlığı yapmakla ve savaşı daha da körüklemekle olmaz. Yoksulu, emekliyi, dar gelirliyi inim inim inleten politikalarla olmaz. Tüm türler ve canlılar için ses çıkaran herkese şiddet göstermekle, katliam yasaları çıkarmakla olmaz. Biz buradan, en basit insan hakkı olan ‘anadilde konuşma hakkı’nın suç teşkil etmeyeceğini belirtiyor, Kürtçe müzik ve halay gerekçesiyle tutuklananların derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Dilimize de kültürümüze de halaylarımıza da dokunamazsınız” diye konuştu.
“Em Bernadin Vê Dilanê”, “Faşizme Geçti Yok”, “ Faşizme ve Irkçılığa Hayır” sloganları atılarak açıklama sona erdi.
Mêrdîn
Mêrdîn Emek ve Demokrasi Platformu’nun Karayolları Parkı’nda gerçekleştirdiği açıklamaya çok sayıda kişi katılırken DEM Parti Merdîn Milletvekilleri Saliha Aydeniz ile Beritan Güneş Altın da destek verdi. “Zimanê me rûmeta me ye. Çanda me hebûna me ye” pankartını açıldığı açıklamada, Kürtçe dövizler taşındı.
‘AKP-MHP halka zarar veriyor
Platform adına açıklamayı yapan Aydın Aslan, Kürtçe’ye yönelik saldırıların demokrasi ve hukuka aykırı olduğunu ifade etti. Yürütülen politikaların barış ve kardeşlik hukukunun oluşturulmasında bir etkisinin olmadığını kaydeden Aslan, Kürtçe yazılar ile tabelaların “standartlara uygun olmadığı” gerekçesiyle kaldırılmasını kabul etmediklerini belirterek, belediye hizmetlerinin şehrin yapısına uygun olarak çok dilli, çok dinli ve çok kültürlü olmasını savunduklarını söyledi. Belediyelerin trafik levhaları ve uyarılarını Kürtçe yapmasının halkı memnun ettiğini ifade eden Aslan, AKP-MHP iktidarının karşı politikalarının halka zarar verdiğini ve yaşamı olumsuz etkilediğini söyledi. Kürtçe’ye yönelik saldırıların son bulması çağrısında bulunan Aslan, “Halkımıza da Kürt dili ve Kürt kültürünü savunmaya, sahip çıkmaya çağırıyoruz” dedi.
‘Kürtçe eğitim dili olana kadar mücadele edeceğiz’
Ardından söz alan milletvekili Saliha da “Nasıl Mêrdîn çok dinli, çok dilli, çok kültürlü ise Türkiye de çok kültürlü, çok dilli, çok dinli bir ülkedir. Bu zenginliğin korunması gerekiyor. Bizler sistemin kuruluşunda teklik olduğunu biliyoruz. Bu sistem halkların, dillerin, kültürlerin düşmanıdır. Çünkü bu hükümetin, bu yönetimin halklara vereceği, söyleyeceği bir şeyi kalmamış durumda. Bugün kaos krizler halinde devam ediyor. Ekonomik, toplumsal krizler yaşamın her yanını sarmış durumda. Bunun için de Kürtlerin diline, kültürüne saldırıyorlar ki, bu süreci bu şekilde atlatabileceklerini düşünüyorlar. Ancak bizler buradan onlara bir kez daha hatırlatalım; güvenlik politikaları ne kadar çok hayata geçirilmek istenmişse krizler de o kadar çok büyümüştür” dedi. Saldırılara karşı mücadele etmeye devam edeceklerini söyleyen Aydeniz, “Kürtçe Anaokulundan üniversiteye kadar eğitim dili olana kadar her yerde, her sokakta, her dakika ve her saat mücadeleye devam edeceğiz” diye konuştu.
Açıklama alkış, slogan ve Kürtçe şarkılar eşliğinde çekilen halaylarla sona erdi.
İzmir
Narlıdere Demokrasi Platformu da Kürt kültürüne yönelik saldırılara karşı Narlıdere Demokrasi Meydan'ında basın açıklaması yaparak, saldırıları halaylarla protesto etti. Açıklamada, "Kültürel tahammülsüzlüğe inat eşit yurttaşlık temelinde haydi el ele halaya" pankartı açıldı.
Açıklamayı yapan Narlıdere Demokrasi Platformu Sözcüsü Bülent Karakaş, iktidarın halayı yasaklamaya çalıştığını belirterek, "Kültürlerin kardeşliği anlamına gelen halayın, horondan ve zeybekten hiçbir farkı yoktur. İktidar, savaştan kaynaklanan ekonomik krizin üstünü örtmek için halayı gündeme getirerek Kürt halkının değerlerine ve diline saldırmaya başlamıştır. Bu kabul edilemez! Biz bunu kabul etmiyoruz" dedi.
Halay çektikleri için tutuklananlara dikkati çeken Bülent, "Bu gözaltı ve tutuklamalar ifade özgürlüğüne saldırı, özel hayata müdahale ve kültürel değerlere karşı ise en hafif tabiriyle tahammülsüzlüktür" diye belirtti.
Açıklama, çekilen halaylarla son buldu.