Hayvan hakları savunucuları: Soykırıma izin vermeyeceğiz

  • 20:54 29 Temmuz 2024
  • Güncel
HABER MERKEZİ - Hayvan hakları savunucuları, nöbetlerinin 67’nci gününde bir kez daha “Bu yasayı tanımayacağız. Soykırıma izin vermeyeceğiz” dedi.
 
Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmeye devam eden “hayvanların katledilmesi” yasa tasarısına karşı Hayvan Yaşam Özgürlük ve Yaşam İçin Yasa İnisiyatiflerinin öncülüğünde başlatılan nöbet eylemi 67’nci gününde devam etti. Ziya Gökalp Caddesi Çankaya Belediyesi önünde yapılan açıklamaya hayvan hakları savunucularının yanı sıra Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Ankara İl Örgütü, İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi, Birleşik Devrimci Parti, Alın Teri, Emekçi Hareket Partisi (EHP) ve Kaldıraç katıldı. Açıklamada üzerinde hayvanların fotoğraflarının bulunduğu dövizler açılırken  “Toplayamazsın hapsedemezsin öldüremezsin” yazılı pankart açıldı.
 
‘Tek bir tüylerini bile vermemeye kararlıyız’
 
Açıklamada konuşan hayvan hakları aktivisti Can Irmak Özinanır,  vahşetin çağrısına yanıtlarının direniş olduğuna işaret ederek, “Elimiz yaz sıcağında bir damla suya hasret bırakılan dostlarımızın su kabını doldurup damağını serinletmek için kalktı her zaman, büyük çıkarlar uğruna kan dökmeye değil. Çünkü türlerin gelişimindeki, yaşamındaki kolektif döngünün bir parçası olmanın onuruydu bizi yaşama bağlayan. O nedenle gölgesini satamadığı ağacı kesenlerin değil, onun bir yaprağı için direnenlerin safında olduk hep. ‘Ben söyleyeyim canım, inekler süt verir, koyunlar et verir, kapımızı bekler köpekler, ya kedileri sevmek gerekmez insanlar kapanı icat ettiler.’ Demişti Füruzan hayvanlar ile kurulan çıkar ilişkisini yüzlere çarpmak için. Bizler biliyoruz ki inekler sütlerini yavruları için verir, koyunların bedeni onlara aittir, köpeklerin ve kedilerin kapanları icat eden insanlara karşı hiçbir sorumluluk yoktur. Bizler hep o çıkarsız tarafta olduk. Hayatı paylaştığımız dostlarımız bizim gibi yaşam döngüsünün bir parçasıydı çünkü. O yüzden onların tek bir tüyünü bile vermemeye kararlıyız” dedi.
 
‘İktidar kendi tabanında bile eleştiriyle karşılaştı’
 
Yasanın toplumu kutuplaştırarak geçirmeye çalıştıklarının altını çizen Can, “Tutmadı bu sefer. Neoliberalizmin bencil dünyasında, her gün nefretle zehirlenen kitleler; bu sefer onlara beklediklerini vermeyerek umudu büyüttü. Milyonlarca insan ‘dostlarımızı vermiyoruz’ sloganı altında kenetlendi. İktidar kendi tabanında bile eleştiriyle karşılaştı. Buna rağmen tarihte ender görülecek bir karalama kampanyasıyla bu yasayı geçirmeye çalıştı. Başka ülkelerde yaşanan olayları burada yaşanıyormuş gibi göstermek, tek elden yönetilen sahte hesaplardan nefret saçmak, katliam yasasına karşı çıkanları ‘tuzu kuru’ olarak göstermek, tetikçi medyanın 100 yılı aşkın birikimini buraya kanalize etmek, vekilleri ve yaşam savunucularını düşmanlaştırmak gibi her yöntemi denedi. Sökmedi. Sakarya’dan Kuğulu’ya, Kadıköy’den tüm kentlere yayılan yaşatma kararlılığıyla karşılandı her hamlesi. Yetmedi meclise giriş yasağı ilan etti. Aceleyle bu kanlı yasayı geçirdi. Geçirdi ama geçirdiğiyle kalacak. Yasayı sokakta biz yazacağız. Her açıdan kabul edilemez olan bu yasayı tanımıyoruz” diye vurguladı.
 
‘Soykırıma izin vermeyeceğiz’
 
Yasanın kendileri açısından geçerliliğinin olmadığının altını çizen Can, konuşmasının devamında şunları kaydetti: 
 
“Daha uygulanmadan yarattığı sonuçlara bir bakalım. Gencecik bir veteriner ‘yaşatmak için varım katletmek için değil’ diyerek intihar etti. Yani meslek etiğini, insan onurunu çiğnemek istemelerine karşı, gencecik yaşamını sonlandırdı. Tasarı gündeme geldikten sonra katillerin, canilerin eli güçlendi. Hayvana işkence, tecavüz ve öldürme olayları arttı. ‘Güvenli sokaklar’ adı altında hayvanların katlini savunanlar, sokakları caniler için güvenli hale getirdi. Adeta bir cinnet mekânına dönüştü sokaklar. Hayvanlara, kadınlara, çocuklara karşı aleni vahşet uygulanmaya başladı. Her gün sokaklarda kadınların, sokak hayvanlarının katledildiğine dair haberleri okuyoruz. Dizginlerinden boşalan katiller hayvan severlere yönelik şiddeti arttırdı. Kedi beslediği için iki kadın öldüresiye dövüldü ve kedileri katledildi. Bir binanın önüne kedi kafası bırakıldı. O kadar kolay değil. Sokakları mezbahaya çevirmenize izin vermeyeceğiz. Nefretinizi ve rantınızı alıp gideceksiniz. Dostlarımızın bir tüyünü bile vermeyeceğiz. ‘Bugünlerde her şey hem acıya hem umuda benzer’ biz umudu büyütmekten yana kullanıyoruz her zamanki gibi tercihimizi. Yasayı sokakta biz yapacağız. Sokakları nefretten arındırıp herkes için eşit ve erişilebilir hale getireceğiz. Dostlarımızın betona değen pati seslerini sokaklarımızdan eksiltmeyeceğiz. Soykırıma izin vermeyeceğiz.”
 
İstanbul
 
Yaşam için Yasa İnisiyatifi ve Hayvan Yaşam Özgürlük İnisiyatifi Beyoğlu’nda buluna Şişhane meydanında bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi. “Susmuyoruz, korkmuyoruz, dostlarımızı vermiyoruz” ve “Toplayamazsın, hapsedemezsin, öldüremezsin” pankartlarının açıldığı eylemde “Faili devlet”, “Yasaları sokakta biz yazacağız”, “Yaşam haktır oylanamaz” dövizleri taşındı. Çok sayıda siyasi kurumun destek verdiği eylemde kalabalık kitle sık sık “Katil Erdoğan”, “AKP elini hayvanlardan çek”, “Barınaklarınız kan kokuyor” sloganları attı. Basın açıklaması kitle adına Sevcan Çamlıdağ ve Özge Özgüner okudu.
 
Sevcan, yasanın halka rağmen geçirerek hayvanlara yönelik bir soykırım uygulanmak istediğine dikkat çekerek, “Bir kez daha hatırlatıyoruz: Yasal olan her şey meşru değildir. Sokakta yaşayan canlarımızın yaşamını oylamaya sunanlara, nefret saçanlara inat, sokaklarımızdan, mahallelerimizden, meydanlardan sesimizi yükseltiyor, dostlarımızın yanında saf tutuyoruz. Mahalle sakinlerimizin, yüzyıllardır sokakları paylaştığımız hayvanların yaşam hakkı, maliyet hesaplarınızın, rant hesaplarınızın konusu olamaz, siz cebinizi dolduracaksınız diye cinayet işlemenize izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
 
‘Yasa katliamı’
 
Özge, halkın ‘uyutmak’ ve ‘ötenazi’ gibi isimlendirmelerle manipüle edilmeye çalışıldığına vurgu yaparak, “Baktılar ki halkın yasa teklifine yönelik tepkisi azalmıyor, ‘ötanaziyi yasa teklifinden çıkardık' dediler. Oysa ‘ötanazi’ kelimesi tekliften sadece şeklen çıkmıştı. Yasa hala katliam yasasıydı! Ve katliam yasasının öldürmeyi dayatan bu maddesini, kimseler duymasın, vekillerin konuşmaları halka ulaşamasın diye dün, gecenin köründe geçirdiler” diye konuştu.
 
‘Tepkimizi yükseltmeye devam edeceğiz’
 
Halk nezdinde bu yasanın meşrulaştırılmasının mümkün olmadığını ifade eden Özge,son olarak şunları kaydetti: “Çünkü yaşam hakkını oylayamazsınız. Tıpkı çocukları, göçmenleri, kadınları, LGBTİ+ları, engellileri, Kürtleri, Ermenileri, Alevileri öldürelim mi diye soramayacağınız gibi, hayvanların yaşamını da oylama konusu yapamazsınız. İlan ediyoruz, bugünden itibaren hem kitlesel tepkimizi yükseltmeye devam edeceğiz hem de hemen şu andan itibaren mahalle mahalle dayanışma ağları öreceğiz. Göreceksiniz, tek bir dostumuzu sizin kanlı ellerinize teslim etmeyeceğiz.”
 
Eylem sloganlarla son buldu.