İSTANBUL - İstanbul'un birçok ilçesinde tecrit ve kayyım konularına dikkat çekilerek, direniş vurgusu yapıldı.

 

Halkaların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM PARTİ), Colemêrg Belediye Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış’ın yerine kayyım atanarak tutuklanmasının ardından eylemler devam ediyor. İrade gaspına karşı İstanbul'un birçok ilçesinde protesto eylemleri ve buluşmalar gerçekleştirdi.

 

Sultangazi

 

DEM Parti Sultangazi İlçe Örgütü, Gazi Mahallesi’nde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ilçe temsilcileri, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP),  Emek Partisi (EMEP) ve DEM Parti Gençlik Meclisi üyelerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş katılım gösterdi. “Belediyeler bizimdir gaspa izin vermeyeceğiz” pankartının açıldığı açıklamada, “Berxedana Colemerg”, “Direne direne kazanacağız”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Hırsız AKP Kürdistan’dan defol”, “Hırsız kayyum hesap verecek”, “Kurdistan faşizme mezar olacak”, sloganları atıldı. Açıklamada basın metnini DEM Parti Sultangazi ilçe Eşbaşkanı Faruk Kaya okudu.

 

Tüm kayyım politikalarına karşı birlikte mücadele edeceklerini vurgulayan Faruk, kayyımlara geçit vermeyeceklerini belirtti. Tüm halkların birlikte ses çıkartması gerektiğini ifade eden Faruk, “Bugün Kürt halkının şahsında gerçekleştirilen kayyım politikası yarın başkalarına da yapacak. Biz bu haksızlığı kabul etmiyoruz.  Bunu reddediyoruz. Kayyıma geçit vermeyeceğiz” dedi.

 

‘Kayyımlara geçit vermeyeceğiz’

 

Faruk, iktidarın yıllardır çeşitli şiddet yöntemlerinde ısrarcı olduğunu ifade etti. İktidarın Kürtlerin en temel hakkı olan seçme ve seçilme hakkını tanımadığını vurgulayan Faruk, şöyle devam etti: “Halklarımız, halk iradesini tanımayan faşist iktidarın kayyımlarını tanımıyor tanımayacağız. Partimiz dünyada eşi benzeri olmayan bir demokrasi şöleni şeklindeki ön seçimlerde belediye Eş Başkanlarını belirledi. Bütün belediye eşbaşkanlarımız halkımızın talebi, rızası ve onayıyla belirlendi. Bu nedenle Mehmet Sıddık Akış şahsında ve Hakkâri belediyesi özelinde gasp edilen milyonlarca Kürdün iradesidir. Gasp edilen Kürtlerin iradesidir.”

 

Açıklama alkış,  zılgıt ve sloganlarla son buldu.

 

Beyoğlu

 

DEM Parti İl Örgütü ise Hacıahmet Mahallesi'nde kayyıma ve tecride karşı bir halk buluşması gerçekleştirdi. Buluşmaya Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Cengiz Çiçek, DBP üyelerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş katılım gösterdi.

 

Seçme seçilme hakkı

 

İlk sözü alan DEM Parti Parti Meclisi (PM) üyesi Arzu Fırat, bugünün tarihi olan 7 Haziran’ın partilerinin AKP’yi yenilgiye uğrattığı önemli bir gün olduğunu belirtti. Wan Belediyesi kayyım girişimini ve Colemêrg Belediyesi'ne kayyım atandığını anımsatan Arzu, "İktidar 'Kürt halkının seçme seçilme hakkı yoktur' diyor. 4 parça Kurdistan’da Kürt halkının tüm kazanımlarına göz dikilmiş durumda. Kürt halkının tüm kazanımlarını yok etmek üzere bir politika kurulmuştur. Her gün alanlarda meşru seçme seçilme hakkımız için mücadeleyi büyüterek yürüteceğiz. Colemêrg, Wan, Amed bizimdir, bizim olanı vermeyeceğiz, mücadelemizi sürdüreceğiz” diye belirtti.

 

‘Abdullah Öcalan hepimizin önderidir’

 

DBP İl Yöneticisi Mahmut Çiftçi, tecride dikkat çekti. Mehmet, “Bugün baktığımızda Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’ın ‘Jîn, jiyan, azadî’ felsefesi tüm dünyanın gündeminde ve bu felsefe Kürt halkını tüm dünyada tanınır bir noktaya taşımış durumda. Öncesinde evimizde dengbej şarkıları bile dinleyemediğimiz bir konumda iken bugün baktığımızda yer kürenin her yerindeki halklar Kürt halkına ‘bize öncülük ediyorsunuz, önderiniz Abdullah Öcalan sadece sizin değil hepimizin önderi. Çünkü kadınlar başta olmak üzere tüm halkların önünü açmış bir durumda' diyorlar. Ve bu nedenle de ona hepimizin sahip çıkması gerektiğini bize tekrarlıyorlar” ifadelerini kullandı.,

 

Abdullah Öcalan’a dikkat çekildi

 

Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Suzan Akipa ise şunları söyledi: “Kürt Özgürlük Hareketi’nin mücadelesi yarım asırlık bir mücadele yürütüyor. Bu mücadelenin en başat, en merkez yerinde duran Sayın Öcalan gerçekliği var. İmha, inkar ve asimilasyon politikalarına karşı yeniden Kürt kimliğini ortaya çıkaran bir Öcalan gerçekliği var. Ve biz Sayın Öcalan’dan yaklaşık 40 aydır haber alamıyoruz. Bundan duyduğumuz öfkenin örgütlenmesi gerekiyor. Sayın Öcalan her direnişinde tecrit sistemi bir üst seviyeye geliyor. En son 25 Mart’ta kısa bir telefon görüşmesi yapıldı, o günden beri haber alamıyoruz. Üç yıldır Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde bekleyen dava bir sonuca gitmiyor. Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) 2022 yılında adaya gitti raporunu açıklamadı. Bu yüzden İmralı tecrit rejimi sadece Türkiye’nin uyguladığı bir rejim değil.

 

Buluşma soru cevap şeklinde devam etti.

 

Küçükçekmece

 

DEM Parti Küçükçekmece İlçe Örgütü ise parti binalarında Kanarya Mahallesi'nde buluşma gerçekleştirdi. Açıklamaya çok sayıda Barış Annesi ve yurttaş katılım sağladı. Buluşmada tecrit ve kayyım konuları tartışılırken, direnişin önemine vurgu yapıldı.