Kobanê Davası paneli: Kobanê Davası ideolojik bir davadır
- 18:54 1 Haziran 2024
- Güncel
İSTANBUL- DEM Parti’den “Dünden bugüne Kobanê Kumpas Davası” başlığıyla düzenlediği panelde, Kobanê Davası'nda verilen kararın hukuki değil siyasi bir karar olduğunu ve yargılayanların mutlaka bir gün yargılanacağına dikkat çekildi.
Hakların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), “Dünden Bugüne Kobanê Kumpas Davası” başlıklı panel düzenledi. Kadıköy'de bulunan DEM Parti İlçe binasında gerçekleştirilen panele, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Esengül Demir, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi ve Kobanê Davasının avukatlarından Veysi Eski ile çok sayıda kişi katılım gösterdi.
Panelin açılış konuşmasını yapan Kadıköy DEM Parti İlçe Eşbaşkanı Serap Borucu, DAİŞ’in Kobanê’ye dönük saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014 tarihlerinde gelişen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında olduğu 18’i tutuklu 108 siyasetçiye verilen cezanın tamamen düşman hukuku olduğunu söyledi.
Kobanê Kumpas Davası’nın Kürtlerin yargıyla imtihanın çok eski tarihlere dayandığını belirten Veysi, Kobanê Davası’nda verilen kararın tamamen siyasi olduğunu kaydetti. 12 Eylül darbesinden sonra yargının tamamen Fethullahçı çetelere teslim edildiğini aktaran Veysi, düşman hukukun uygulandığını belirtti. Veysi, verilen kararların çökertme planın bir devamı olduğunu sözlerine ekledi. Veysi,“Kobanê Davası’nda yargılayanlar bir gün yargılanacaklar” dedi.
‘Kobanê ideolojik bir davadır’
Davanın yapıldığı mekanın ve yargılamanın ideolojik olduğunu aktaran Veysel, “Savunma yapmak isteyen avukatlara söz verilmemesi, yargılama sırasında mahkeme başkanının bir çetenin üyesi çıktı ve gözaltına alındı. Bu ülkenin en önemli davalarından birini üstlenen bir mahkeme başkanın kendini mit elemanı olarak tanıtan bir çeteye katılmış bir çete reisi. Buradaki mesele karşımıza çıkan yargı ve hakimlerin kişilileri bizi dehşete düşürdüğü gibi yargının içine düştüğü çürümüşlüğü ortaya koyuyor. Bu hukuksuzluklara karşı direndik, insan haklarında aykırı olduğunu söylememize rağmen başka bir yerden emir aldıkları için itirazlarımız kabul edilmedi. Ama bizler şunu iyi biliyoruz, bu davanın sonunda yargılanalar yargılanacaktır” diye belirtti.
‘Türkiye DAİŞ’e destek veriyordu’
Daha sonra söz alan Esengül Demir, Kobanê’de DAİŞ’in bütün dünya için büyük bir tehlike yaratırken Kürt halkının büyük bir direnişle buna karşı mücadele ettiğini söyledi. Bütün dünyanın gözü kulağını Kobanê direnişinde olduğu bir süreçte Türkiye’nin de DAİŞ’e büyük destek verdiğini kaydeden Esengül, “Bu süreçte Türkiye, insani yardımlar kesiyordu ve oradaki insanlar ölüme terkediliyordu. Özellikle kadınların büyük bir direnişi sürüyordu. O dönem bir çözüm süreci vardı ve bu halkta büyük bir umut vardı. Ama herkesin bildiği gibi Erdoğan’ın masası devirmesiyle bu çözüm süreci bitti. Aslında Erdoğan bu süreci Kürt halkının tasfiyesine dönük bir kurguydu. Çünkü tek başına iktidar olmak ve bu iktidarını devam ettirmek için Kürtlerle barış olmaz ancak Kürtlerle savaşılır denilerek savaş politikalarını devam ettirdi. İçerde Türkiye HDP bünyesinde Kürtlere karşı bir savaş başlatıldı, şehir savaşları başladı, ülkenin öbür tarafında ise Kobane ‘düştü düşecek’ diyerek DAİŞ’in yanında olduğunu söylüyordu” ifadelerini kullandı.
‘Arkadaşlarımızın çıkması için büyük bir muhalefete ihtiyaç var’
“Kürt halkı ve Kürt halkıyla yan yana gelen herkesin cezalandırıldığını görüyoruz” diyen Esengül, “Devlet bu davayla Kürt sorununu çözümü konusunda mücadele eden herkesin cezalandırırız mesajı verildi. Davada devletin bütün kurumları davanın tarafı olduklarını ve şikayetçi olduklarını söylüyorlardı. Yargılamanın yapıldığı yerde tecrit koşullarında yapıldı. Orada yargılanan arkadaşlarımız tarihi ve politik bir savunma yaptı. Yine tanık olarak dinlenenlerin mağdur kişiler olduğunu ve tanıklık etmek istemediklerini söylediler, bu aslında davanın yargılamanın ne kadar içi boş olduğunu gösteriyordu. Arkadaşlarımızın dışarı çıkması için büyük bir sokak muhalefetine ihtiyacımız var” diye aktardı.
‘Elimizden geleni yapacağız’
Esengül konuşmasını şöyle noktaladı: “Bu koşullarda AKP’nin yeni bir anaya yasa yapması mümkün değil, bu koşulların olması için önce arkadaşlarımızın serbest bırakılması gerekiyor, cezaevindeki hasta tutsakların bırakılması, cezaevlerinde başlayan açlık grevleri, yine Emine Şenyaşar’ın adalet talebinin yerine getirilmesi gerekiyor. Her şeyden önce mevcut yasanın uygulanması gerekir aksi takdirde yeni bir anayasa mümkün değil. Ortak bir mücadele hattında buluşmamı gerekiyor. Bizde bu çepere daha çok genişletmek için elimizden geleni yapacağız.”