EŞİK gönüllüsü: Kadınlar 'reisli toplum'a ve 'reisli aile'ye hapsedilmek isteniyor
- 09:02 23 Mayıs 2024
- Güncel
Habibe Eren
HABER MERKEZİ - EŞİK gönüllüsü Merve Çiftçi Davran, CHP Genel Başkanı ile gerçekleştirdikleri görüşme, 9. Yargı Paketi, “Yeni anayasa” tartışmaları ile “Ailenin Korunması ve Güçlendirmesi” genelgesini değerlendirdi. Tüm bu konu başlıklarının muhalif medyada dahi gündem olmadığı eleştirisinde bulunan Merve, çok riskli bir sürece girildiğini, kadınların “reisli topluma ve “reisli aile”ye hapsedilmek istendiğini vurguladı.
Eşitlik İçin Kadın Platformu, (EŞİK) toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları alanlarında güçlü adımlar atılması, özgürlük ve laiklik ilkelerinin hayata geçirilmesi ve demokrasinin inşası amacıyla muhalefet partileriyle yaptıkları görüşmelerini sürdürüyor. Platform, bu kapsamda geçtiğimiz hafta Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ile CHP Genel Merkezi'nde bir araya geldi.
EŞİK gönüllüsü Avukat Merve Çiftçi Davran, 9. Yargı Paketi, evli kadınların kendi soyadını kullanma hakkı, 6284 sayılı yasa, “Yeni anayasa” tartışmaları ve yerel seçim sonuçlarının değerlendirildiği görüşmeyi değerlendirdi.
‘Çok verimli bir görüşme gerçekleştirdik’
Gündemlerinin çok yoğun olduğunu ancak her başlıkla ilgili “kısa ve öz” konuşulduğunu aktaran Merve, “Saydığınız başlıklar dışında 9. Yargı Paketi’nde yer alan ‘etki ajanlığı’, belediyelerde eşitlik çalışmaları, bakım emeği ve çok kısa Aile Genelgesi ve Eylem Planı hakkında da konuştuk. Özel, çok dikkatli bir dinleyici ve konuştuğumuz başlıkların hepsine hâkim biri. Özetle çok verimli bir görüşmeydi. EŞİK’te her zaman yaptığımız gibi başta DEM Parti olmak üzere diğer muhalefet partileri ile de aynı içerikteki görüşmelere devam edeceğiz” dedi.
Kadın kazanımlarının her geçen gün daha fazla hedef alındığı süreçte kadın hareketlerinin ve sivil toplum örgütlerinin yeterli gündem oluşturamadığına dikkat çeken Merve, bu duruma “yeni anayasa” tartışmalarını örnek gösterdi. Söz konusu gündemin medyada sık sık tartışıldığını ifade eden Merve, “Adalet Bakanı 2022 sonlarında gündeme getirdikleri 2 maddelik değişikliği mutlaka yapacaklarını söylediği halde işin bu yanı muhalif medyadaki tartışmalarda bile konu olmuyor. ‘15 Mayıs Aile Günü’ diye bir tarih uydurdular doğru düzgün gündem bile olmadı. EŞİK Platformu olmasa ‘yeni’ müfredatın cinsiyet eşitliğini tamamen bitirecek bir girişim olduğu neredeyse konuşulmayacak” ifadelerini kullandı.
‘Yıllardır yavaş yavaş hazırlık yapıldı, paket olarak önümüze konuldu’
“İktidar, laiklik, kadın hakları ve kadın erkek eşitliği karşıtı politikasında aldıkları mesafeyi ilerletmek ve yasal güvenceye kavuşturmak için bütün tuşlara aynı anda bastı” diyen Merve, yavaş ve planlı bir şekilde yıllara dayanan bir hazırlık yapıldığı ve bütünlüklü bir paket olarak kadınların önüne konulduğunu söyledi. Toplumsal muhalefet ve medyanın bu durumu ya fark etmediğini ya da önemsemediğini ifade eden Merve, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ya da hakikaten o kadar çok boyutlu bir çöküşteyiz ki gözünü nereye çevireceğini şaşırmış bir halde, skandaldan skandala atlamak zorunda kalıyor. Bunların hepsi ve daha fazlası aynı anda geçerli faktörler. Ancak bence en etkili olanı dünyaya eşitlik üzerinden bakamamak ve önem sıralaması yapamamak. Örneğin muhalif medya ‘haber değeri taşıyan’ konu seçiminde alışılageldik silsileyi bozmuyor. İran Cumhurbaşkanı’nı saatlerce konuşuyor ama her gün en az 3 kadının evlenmeyi kabul etmediği ya da boşanmak istediği için öldürülmesinin nedenlerini tartışmayı düşünmüyor. En fazla kısacık bir mağdur odaklı haber oluyor.”
‘Aile politikaları, bütçesi ve yasasıyla planlandırılacak’
Geçtiğimiz günlerde kamuoyuna sunulan “Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi” genelgesine dair de konuşan Merve, genelge ve Eylem Planı ile çok tehlikeli bir süreç başlatıldığı uyarısında bulundu. Merve, “Şimdi yedek, parça parça, kısmen uygulanan ‘aile politikaları’ bütçesi ve yasasıyla birlikte yapılandırılacak. Tüm illerde, tüm devlet birimlerinin katılımı ile yeni özel birimler kuracaklar. Yarattıkları sözde sivil toplum ve bilimin yanından geçmeyen sözde akademik çevrelerine dayanarak ülkeyi ağ gibi saracak tek tip aile dayatmasını hayata geçirecekler. Bir yandan da 31 Mart yerel seçimlerinde CHP ve DEM Parti’nin başarısı üzerine bir tedbir alınmış gibi görünüyor. Belediyeleri saf dışı bırakma niyetini de göz önünde bulundurmak gerekir” değerlendirmesinde bulundu.
‘Gerçek tek bir sorunun dahi adı geçmiyor’
Genelgenin toplumsal cinsiyet körlüğünden çok iyi faydalanan bir dille yazıldığını ifade eden Merve, “Çok geniş kesimlerce ‘ne var ki bunda iyi bir şey’ denecek bir şekilde yazılmış. ‘Yeni’ müfredat ile eğitim alanında ne yapılmak isteniyor ise bu planda da kadın hakları alanında aynı şey yapılacak. Kadınların hayatı onları erkeğe hizmet için, erkeğin soyunun devamı için Adem’in eğri kaburga kemiğinden yaratılmış varlıklar olduğu fikrine inanan Diyanet İşleri Başkanlığı’na teslim ediliyor. Bir tek yerde eşitlik, kadın, kadın yoksulluğu, kadına karşı şiddet, çocuk cinsel istismarı gibi gerçek sorunların lafı bile geçmeyen ‘aileyi koruma’ iddiasındaki bir metin. Tek bir olumu cümle gözüme çarptı: Yaşlı bakım evi ve çocuklar için gündüz bakım evi yapılacağı söylenmiş. Ama 22 yıllık uygulamaya bakılınca bunlar da inandırıcı gelmiyor tabii” dedi.
‘Evlilik kredisiyle aileyi korumaya çalışmak traji komik’
AKP’li Cumhurbaşkanı’nın Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) doğum istatistikleri üzerinden doğum oranlarına dair “Ülkemiz için varoluşsal bir tehdit” açıklamasına da değinen Merve, “22 yıldır kadınlara 3 çocuk doğurun dendiği halde neden doğum oranının düştüğünü küçük bir bilimsel sorgulama ile düşünseler aileyi korumak adına yapmaları gereken şeyin ülkeyi huzura ve refaha kavuşturmak olduğunu anlayacaklar ama işte, bilim de hedefte olduğu için bu gerçek görülemiyor. İnsanlar yoksul. Marketlerde bebek bezi bile kilit altına alındı. Genç ve kadın işsizliğinin ayyuka çıktığı koşullarda evlilik kredisiyle aileyi korumaya çalışmak trajik komedi aslında" sözlerine yer verdi.
EŞİK’in bu konudaki çalışmaları
EŞİK’in kadınlarla ilgili gündemlere dair her hafta tartışmalar gerçekleştirdiğini aktaran Merve, bu konuda “strateji” ve “eğilim”in de belirlendiğini dile getirdi. Merve, “Bazen bilgi notu, bazen bülten hazırlanıyor. Bazen bir kampanya şeklinde işleniyor. Bazen bir konuda uzmanlaşmış EŞİK gönüllüleri özel sunum yapıyor, üzerine konuşuluyor. Son kampanyamız Medeni Kanuna yönelen tehlikelerle ilgili idi. Basın toplantıları, paneller yaptık. Broşür hazırladık birçok kentte çoğaltılıp dağıtıldı. Yetişmekte zorlanıyoruz o ayrı ama yoğun bir sosyal medya, basın, siyasi partilerle görüşmeler yürüyor bir yandan da” diye belirtti.
Kadınlar reisli topluma ve reisli aileye hapsedilmek isteniyor
Çok riskli bir sürece girildiğini, kadınların “reisli topluma” ve “reisli aileye” hapsedilmek istendiğini vurgulayan Merve, iktidarın ülkenin dokusunu, toplumsal yaşayışını ve her şeyi kendi tahayyülleri doğrultusunda şekillendirdiğini belirterek, “Bu amacının en önemli ayağını kadınlar ve kadın hakları üzerine kurdular. Ve bu yıllara dayanan planlı programlı, dünyadaki sağ popülist iktidarların uygulamalarına da paralel yürütülen bir süreç. Bunu herkesin ama istisnasız herkesin anlaması ve ortak mücadeleye önem vermesi gerek. Bir gün Taliban kuralları ile yönetilen bir ülke haline getirilmemize az kaldı” şeklinde konuştu.