Cumartesi Anneleri 999’uncu kez haykırıyor: Vazgeçmeyeceğiz!
- 13:00 18 Mayıs 2024
- Güncel
İSTANBUL - Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 999’uncu haftasında Mehmet Selim Örhan, Hasan Örhan ve Cezayir Örhan’ın akıbetini soruldu. Ayrıca geçtiğimiz hafta yaşamını yitiren Cumartesi insanı Fatma Kırbayır anıldı.
Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle eylemlerinin 999’uncusunu Galatasaray Meydanı'nda gerçekleştirdi. Ellerinde karanfil ve kaybettikleri yakınlarının fotoğraflarının bulunduğu dövizleri taşıyan Cumartesi Anneleri’nin bu haftaki eylemine, İnsan Hakları Derneği (İHD) temsilcileri ve çok sayıda kişi katıldı.
24 Mayıs 1994 tarihinde askerlerin “Yolda bize rehberlik edecekler, sonra bırakacağız, merak etmeyin” diyerek yanlarında götürdükten sonra bir daha haber alınamayan Mehmet Selim Örhan, Hasan Örhan ve Cezayir Örhan’ın akıbeti soruldu. Basın metnini İHD avukatı Ümmühan Kaya okudu.
Hakikat açığa çıkarılsın çağrısı
Açıklama öncesi konuşan İHD İstanbul Şube başkanı Gülseren Yoleri, "Gözaltında Kayıplara Karşı Uluslararası Mücadele Haftası"na girildiğine işaret ederek hakikatin açığa çıkartılması çağrısında bulundu.
94 yılından bu yana akıbetleri bilinmiyor
“30 yıllık inkâr ve cezasızlık son bulsun; Mehmet Selim, Hasan ve Cezayir Örhan dosyasında hakikat açıklansın, adalet sağlansın” diyen Ümmühan, devletin görevini yerine getirmediğini söyledi. Ümmühan, “20 Nisan 1994 tarihinde Bolu Komando Tugayı’na bağlı askeri birlik Diyarbakır'ın Kulp ilçesine bağlı Çağlayan köyü civarında kamp kurdu. Bölgede operasyonlar yapan birliğe bağlı askerler, 24 Mayıs 1994 tarihinde Deveboynu mezrasına geldi. O sırada köyde bulunan 46 yaşındaki Mehmet Selim, 40 yaşındaki Hasan ve 17 yaşındaki Cezayir Örhan’ı yanlarında götürdüler. Ailelerinin ‘Onları nereye götürüyorsunuz?’ sorusuna ‘ Yolda bize rehberlik edecekler, sonra bırakacağız, merak etmeyin’ cevabını verdiler. Salih Örhan, ertesi gün Zeyrek Jandarma Komutanlığına giderek kardeşleri Selim ve Hasan ile yeğeni Cezayir'i sordu. Zeyrek Jandarma Komutanı Ahmet Potaş, onların Kulp'a götürüldüğünü söyledi. Örhan bu sefer Kulp Jandarma Komutanı Ali Ergülmez ile görüştü. Ali Ergülmez ise konuya ilişkin bilgisi olmadığını belirtti.”
AİHM Türkiye’yi mahkûm etti
Salih Örhan’ın, Kulp Başsavcılığı’na, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığı’na, OHAL Valiliğine, Diyarbakır Jandarma Asayiş Komutanlığı'na ve Adalet ile İçişleri Bakanlıklarına resmi başvurular yaptığını dile getiren Ümmühan, “Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın gözaltına alındığına, önce Serik karakoluna ardından Lice jandarma karakoluna son olarak da bir kısmı işkencehaneye çevrilen Lice Yatılı Okulu’na götürüldüğüne tanıklık edenler vardı. Ancak Kulp Başsavcılığı’nın, 8 Haziran 1994 tarihinde başlattığı soruşturmada, gözaltı kayıtlarında Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın adlarının yer almadığı gerekçesiyle soruşturmaya yer olmadığı kararı verildi. Sonrasında da dosya zamanaşımı gerekçe gösterilerek kapatıldı. Oysa AİHM, 6 Kasım 2002 tarihli kararında, Türkiye’yi Mehmet Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın gözaltında kaybedilmesinden sorumlu tutarak mahkûm etti” dedi.
‘Adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz’
Ümmühan son olarak ailenin ve İHD’nin ısrarlı arayışı sonunda 2003 yılında Mehmet Selim ve Hasan Örhan'a ait kemiklerin Kulp'a bağlı Bağcılar köyü yakınlarında bir toplu mezarda bulunduğunu ancak kimliklendirme işlemleri sonrasında aileye teslim edilmediğine dikkat çekerken, Cezayir’in akıbetinin hala bilinmediğini ifade etti. Ümmühan, “Örhanların başına gelenlerin açığa çıkartılmasını, AİHM kayıtlarında da isimleri geçen sorumlular hakkında derhal etkin adli süreçlerin yürütülmesini ve adaletin sağlanmasını talep ediyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin; Mehmet Selim, Hasan ve Cezayir Örhan için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”
Fatma Kırbayır anıldı
Açıklamadan sonra söz alan Cumartesi İnsanı İkbal Eren, gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren kardeşi ve Berfo Kırbayır’ın kızı Fatma Kırbayır’ı anarak mücadelesini yürüteceklerini söyledi.
Eylem, meydana karanfillerin bırakılması ile son buldu.