Barış Anneleri’nden İmralı için görüşme talebi 2025-12-10 11:45:36   HABER MERKEZİ - Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne dair açıklama yapan Barış Anneleri, “Tecridin devam ediyor olması, aynı zamanda umut hakkının ihlal edildiğini göstermektedir. Umut hakkı, bir temel insan hakkıdır ve bu hakkın engellenmesi ciddi bir ihlaldir” dedi.     Barış Anneleri, İnsan Hakları Haftası kapsamında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması talebiyle birçok kentte basın açıklaması gerçekleştirdi.    Riha    Riha Barış Anneleri Meclisi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'la görüşmek talebiyle İnsan Hakları Derneği (İHD) Riha Şube binasında basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Barış Annelerinin yanı sıra Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Riha il Örgütü katıldı. Açıklamayı anneler adına Barış Annesi Adalet Çay yaptı.    Açıklama alkışlarla son buldu.     Şirnex   Şirnex Barış Anneleri Meclisi, Cizîr'de bulunan İHD Şirnex Şube binasında açıklama yaptı. Açıklamaya annelerin yanı sıra siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcileri ve çok sayıda kişi katıldı. Açıklamada konuşan Barış Annesi Behiye Nayır, "Biz barış istiyoruz. Bunun için Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan özgür olmalı. Biz Önder Öcalan ile görüşmek istiyoruz. CHP, Kürtleri yok sayan politikalarından vazgeçmeli. Bütün barış isteyenler elini taşın altına koymalı. Herkes bu sürece destek vermeli. Artık annelerin göz yaşı akmamalı" dedi.     ‘Kan kan ile yıkanmaz’   Barış Annesi Nebiha Akay, "Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısı sonrası ölümler yaşanmıyor. Herkes elini vicdanına koyarak barış istemeli. Savaş, silah ve ölüm ile barış gelmez. Biz barış istiyoruz. Kan kan ile yıkanmaz. Bütün anneler, asker, gerilla anneleri el ele vererek 'biz barış istiyoruz' demeli. Önderlik özgür olmadan gerçek bir barış gelmez" ifadelerini kullandı.   Ardından söz alan barış anneleri de taleplerini dillendirerek, "Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü istiyoruz" dedi.      Amed    Amed Barış Anneleri Meclisi, Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne ilişkin İnsan Hakları Derneği’nde (İHD) açıklama gerçekleştirdi.    ‘Barış sağlanana dek mücadelemiz sürecektir’   Açıklamada ilk konuşan Barış Annesi Nezahat Teke, devletin bir an önce adım atması gerektiğine dikkat çekerek,  “1 yıldır başlatılan bir süreç var, komisyon kuruldu. PKK feshedildi, silahlar yakıldı. Bizler de buna şahitlik ettik. Bugün 2’inci adım atıldı denildi. Fakat biz daha devlet tarafından atılan ilk adımı görmedik. CHP’nin İmralı’ya gitmeme noktasında onları kınıyoruz. Bir an önce bu karardan dönmelerini istiyoruz. Biz anneler, yıllardır barış istiyoruz. Barış sağlanana dek mücadelemiz sürecektir” dedi.   ‘Herkes sürecin ruhuna göre hareket etmeli’   Ardından konuşan Barış Annesi Havva Kıran, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın elini güçlendirmek için tüm halkların birlik için barış mücadelesini büyütmesi gerektiğini aktararak, “Gün birlik günü, gün birlikte barışı inşa etme günüdür. CHP’nin İmralı kararı barışa zarar veren bir karar. CHP’den istifa eden kadının vicdanın yanındayız. Sezgin Tanrıkulu, silah bırakıldığında davul, zurna getirmişti. Ancak partisi İmralı’ya gitmeme kararı aldı.  Sen Kürtlerin yaşadığı acılara tanık oldun. Birçoğunun da avukatlıllığını yaptın. Eğer biraz vicdanın varsa sende o kadın gibi istifa edersin. Safını beli edersin.  CHP’nin tutumu barışa hizmet eden bir tutum değil. Yine geçtiğimiz günlerde anneler komisyonda Kürtçe konuştuğu için izin verilmedi. Bunun öz eleştirisi verilmiş değil. Asker ve polis annelerine yaptığımız barış çağrısı da halen duruyor. Bir anne için en kutsal olan çocuğudur. Çocuğunun ölmemesi için onlarda gelip barış için haykırsınlar. Kan kanla temizlenmez. Kürt halkı direnen ve milyonları buluyor. Şiddet ve savaş dili yerine barış dilin haykırıyorlar. Çocuklarının mezarında barışı haykırıyorlar. Kemiklerini ararken barışı haykırıyorlar. Aynı şeyi asker ve polis annelerinden de bekliyoruz. Barışı anneler inşa edebilir. Bizimle bir araya gelip barış mücadelesi versin. Yemekten, sudan değerli olan barışı birlikte inşa edelim. Kimse kandırma yoluna da gitmesin. Kürt halkı hiçbir zaman kandırılamaz. Kimse bu yönlü bir döşünce içine girmesin. Kim bunu önüne koyarsa büyük kaybeder.  Hukuki adımların da biran önce atılması gerekir.  Sayın Öcalan’ın elini güçlendirmek için Kürt halk birlik için barış mücadelesini büyütmeli” ifadelerini kullandı.   İstanbul    Barış Anneleri, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü talebiyle İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı gerçekleştirdi.  Barış Annelerinin katıldığı toplantıda yapılan Kürtçe açıklamayı Barış Annesi Rewşan Döner okudu.   Rewşan Döner, kalıcı bir barışın özgürlükle sağlanabileceğini vurgulayarak devlete Abdullah Öcalan’ın “umut hakkını” uygulaması çağrısında bulundu.     ‘Abdullah Öcalan ile görüşmek istiyoruz’   Adalet Bakanı’na da çağrı yapan Rewşan Döner, “Provokasyon yapanları açığa çıkarsınlar ve Abdullah Öcalan ile görüşsünler. Biz de Abdullah Öcalan ile görüşmek ve komisyonda yer almak istiyoruz” dedi. PKK’nin silah yakma törenini hatırlayan Rewşan Döner, artık devletin adım atması çağrısında bulundu. Ayrıca Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) 6-7 Aralık tarihlerinde gerçekleşen “Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansında” yer alan uluslararası isimlerin de Abdullah Öcalan ile görüşme talepleri olduğunu hatırlattı.   Açıklama alkışlarla sona erdi.     Wan    Wan Barış Anneleri Meclisi Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a umut hakkının tanınması ve kendisiyle görüşme talebiyle basın toplantısı düzenledi. İnsan Hakları Derneği (İHD) Wan Şubesinde yapılan toplantıya çok sayıda Barış Annesi katıldı.   ‘Kürt Halk Önderi ile görüşmek istiyoruz’   Açıklamada konuşan Barış Annesi Güleser İşler, İmralı’ya giderek Kürt Halk Önderi ile bir görüşme gerçekleştirmek istediklerini belirtti. Güleser İşler, “Adalet Bakanlığından komisyonda yer alma talebinde bulunuyoruz. Heyet gidiyor ancak biz de Kürt Halk Önderi ile görüşmek istiyoruz. Barış sağlansın istiyoruz. Bu süreçte biz annelerin yükü çok ağır. Biz çok ağır bedeller ödedik, çocuklarımızı kaybettik. Biz de asker polis anneleri de omuz omuza verip bu sürece destek olmalıyız. Artık annelerin gözümden yaş akmasın istiyoruz. İmralı kapıları bize de açılsın ve biz de gidelim. Herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor. Sözümüz bir olsun ki barış süreci başarıya ulaşsın. Kürt Halk Önderinin tek bir sözü ile silahlar yakıldı. Bu gücün ve iradenin görülmesi gerekiyor. Annelerin yüreği artık yanmasın istiyoruz. Buradan İmralı’yı selamlıyoruz” dedi.   ‘Çözümün anahtarı Önderliktir’   Ardından söz alan Erdîş Barış Annesi Meclisi üyesi Hediye Koçak, birçok annenin canından birçok parça verdiğini ifade etti. Komisyonda yer aldıklarının altını çizen Hediye Koçak, “Birçok bedel verdik, şehit verdik artık barış olsun istiyoruz. Çağrım tüm Kürt halkınadır. CHP Kürtler sayesinde İstanbul, Ankara ve birçok Büyükşehir belediyesini kazanmışken şimdi sürece destek olmuyor. Bu tutum kabul edilemez. Önderlik özgür olmayana kadar Kürt halkı da özgür olamaz. Çözümün anahtarı Önderliktedir. Hiçbir annenin yüreği yansın istemiyoruz” ifadelerini kullandı.    Açıklama sloganlarla son buldu.      Adana   Adana Barış Anneleri Meclisi, İHD Adana Şubesi'nde açıklama yaptı. Açıklamayı yapan Barış Anneleri Meclisi üyesi Azize Gültekin Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması çağrısında bulundu.  Tecrit politikalarının "umut hakkını" ihlal ettiğine dikkat çeken Azize Gültekin, kalıcı barışın Abdullah Öcalan'ın özgürlüğüyle mümkün olacağını söyledi.   Mersin    Mersin Barış Anneleri Meclisi, İHD Mersin Şubesi'nde açıklama yaptı. Açıklamayı yapan Barış Anneleri Meclisi üyesi Emine Eren, Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması çağrısında bulundu.    Ortak basın metni şöyle:    10 Aralık İnsan Hakları Haftası vesileyle buradan Barış Anaları olarak, hep birlikte, hak ve özgürlüklerin güçlendiği, adaletin ve eşitliğin ön planda olduğu bir toplum için çaba göstermeliyiz. Kadınlara, çocuklara, farklı inançlara ve kimliklere yönelik gerçekleştirilen yaşam hakkı ihlalleri, Özgürlük Yasalarının Demokratik Toplum perspektifiyle hayata geçirilmesinin ne kadar acil bir ihtiyaç olduğunu ortaya koymaktadır. Toplumsal barış, adalet ve birlikte yaşama kültürü, ancak hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasıyla mümkündür.   Umut hakkı ihlali    Barış ve demokratik toplumun temel taşlarından biri, barışın toplumsallaşmasıdır. Barış Anneleri olarak uzun yıllardır sürdürdüğümüz hak arayışı, toplumumuzun vicdanını ve geleceğe dair umutlarını beslemektedir.10 Aralık İnsan Hakları Haftası vesilesiyle bir kez daha hatırlatıyoruz: Her bireyin umut hakkı vardır ve bu hak, toplumun adalet ve barışla güçlenmesinin ön koşuludur. Umut hakkının ihlal edilmesi, demokratik bir toplumda barışın, adaletin ve birlikte yaşama kültürünün inşasını doğrudan engellemektedir. Temel hak ve özgürlükler güvence altına alınmadan, sürdürülebilir bir barıştan söz edilemez.    Tecrit umut hakkı’nı ihlal ediyor    Bunun için, özellikle İmralı Ada Hapishanesi’nde 26 yıldır tutulan halkların Önderi Sayın Abdullah Öcalan’a uygulanan ağır tecrit politikaları, bir devlet politikası olarak sürdürülmektedir. Tecridin devam ediyor olması, aynı zamanda umut hakkının ihlal edildiğini göstermektedir. Umut hakkı, bir temel insan hakkıdır ve bu hakkın engellenmesi ciddi bir ihlaldir. Umut hakkının uygulanması yönünde bir kez daha devlete çağrıda bulunuyoruz.   Umut ve özgürlük herkesin hakkı    Son olarak; Barış Anneleri’nin mücadelesi, sadece annelerimizin değil, tüm toplumun barış ve demokrasi özleminin simgesidir. 10 Aralık İnsan Hakları Haftası’nda bir kez daha ilan ediyoruz: Demokratik bir toplum, barışın toplumsallaştığı, umut ve özgürlüğün herkesin hakkı olduğu bir toplumdur. Bizler, bu haklar için mücadele etmeye ve barışı savunmaya kararlıyız. Özgürlük ve adalet ertelenemez.”   Êlih    Barış Anneleri Meclisi, İHD Êlih Şube binasında basın toplantısı düzenledi. Barış Annesi Kamile Şimşek, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat çağrısına değinerek, iktidar kanadının gerekeni yapmasını istedi.  Kamile Şimşek, “Serok Apo, barış için üzerine düşen ne varsa yaptı. Bununla beraber PKK’de gerekenleri yerine getirdi. Buna rağmen devlet neden gerekenleri yapmıyor” dedi.    Çatışmalı süreçte Kürt Annelerinin 3 ya da 4 çocuğunu yitirmesine rağmen toplumsal barış için alanlarda olduğunu kaydeden Kamile Şimşek, “Asker ve polis annelerine sesleniyorum: Bizim de canımız yandı. Biz de evlatlarımızı kaybettik. Gelin bize destek olun bu savaşı birlikte bitirelim” şeklinde konuştu.   İzmir   İzmir Barış Anneleri Meclisi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'la görüşmek talebiyle İHD İzmir Şube binasında basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıya Barış Anneleri’nin yanı sıra tutsak yakını anneler ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İzmir Kadın Meclisi katıldı.   Basın metnini anneler adına Hatice Tunç okudu.   Metnin okunmasının ardından Barış Annesi Behiye Yalçın söz aldı. Behiye Yalçın, Dünya İnsan Hakları Haftası’na da dikkat çekerek kalıcı barış talebinin bir insan hakkı olduğunu belirtti. Behiye Yalçın, “Biz kimsenin çocuğunun ölmesini istemiyoruz. Bu süreçte bazı polis ve asker ailelerinin çözüme ikna olmadığı söyleniyor. Kürt anneleri de çocuklarını kaybetti. Onların yüreği yanmıyor mu? Çocuklarının kemiklerini bulamayan anneler var. Biz kimse ölmesin diye Barış Annesi olduk. Tüm dünyadaki annelerin acıları birdir, gözyaşları birdir. Kürt anneleri yıllardır çocuklarının cenazelerini arıyor ama yine de barış diyor, savaş demiyor. Bu kan dursun diye mücadele ediyor” dedi.   ‘Abdullah Öcalan özgür olursa, bütün dünya özgür olacak’   Barış Anneleri’nin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmek istediğini belirten Behiye Yalçın, İmralı’ya giden komisyonda CHP’nin yer almamasına tepki gösterdi. Behiye Yalçın, “Biz barış istiyoruz, Önderliğimizi istiyoruz. Biz Barış Anneleri’nin de mecliste yer edinmesini ve İmralı’ya giderek Önder Öcalan ile görüşmesini istiyoruz ki barış kalıcı olsun. Bu hafta İnsan Hakları Haftası. Biz İnsan Hakları Haftası’nda tekrardan çağrı yapıyoruz; bu talebimiz yerine getirilsin. Biz de barışın sağlanması için Önder Öcalan ile görüşelim. Bu barış, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan özgür olursa sağlanır. Abdullah Öcalan özgür olursa, bütün dünya özgür olacak” şeklinde konuştu.   Daha sonra söz alan Gogerçin Şakar da Barış Anneleri olarak İmralı’ya giderek Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmek istediklerini dile getirdi. Gogerçin Şakar, “Biz polis ve asker annelerinin de bu sürece destek vermelerini istiyoruz. Biz Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü istiyoruz” diye belirtti. Ardından Mehrinaz Mehran söz alarak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması gerektiğini vurguladı.   ‘Önderlik bunca yıldır barış için mücadele ediyor’   Ardından söz alan Medine Kaymaz da şu ifadelere yer verdi: “Önderlik bunca yıldır barış için mücadele ediyor. Önderlik sadece Kürt halkı için değil, bütün dünya halkları için mücadele etti. Bu barış sadece Kürtler için değil, bütün dünya içindir. Bizim Önderliğimize, şehitlerimize, cezaevlerinde direnen tutsaklarımıza inancımız tam. Biz barış istiyoruz. Yıllarıdır tecritte olan Önderliğimiz de barış için mücadele etti” diye ifade etti.     ‘Abdullah Öcalan, bütün dünya halklarının önderidir’   Son olarak söz alan tutsak yakını Hanife Gümüş de “Benim çocuğum 27 yıldır cezaevinde, ben ilk Önder Abdullah Öcalan’ın özgür olmasını istiyorum. Önder Abdullah Öcalan, bütün dünya halklarının önderidir. Biz barış istiyoruz, devlet de barış istediğini söylüyor ama gözünü kapatıyor. Biz bütün dünya için barış istiyoruz. Bugün Abdullah Öcalan’ın, Kürt halkının adını bütün dünyaya yayıldı. Abdullah Öcalan bir an önce serbest bırakılmalı. Cezaevinde birçok tutsak var, onlar orada güçlü bir duruş sergiliyor ama biz yine de onları dışarıda görmek istiyoruz”   Konuşmaların ardından basın toplantısı sona erdi.    Ortak basın metni şöyle:    10 Aralık İnsan Hakları Haftası vesileyle buradan Barış Anaları olarak, hep birlikte, hak ve özgürlüklerin güçlendiği, adaletin ve eşitliğin ön planda olduğu bir toplum için çaba göstermeliyiz. Kadınlara, çocuklara, farklı inançlara ve kimliklere yönelik gerçekleştirilen yaşam hakkı ihlalleri, Özgürlük Yasalarının Demokratik Toplum perspektifiyle hayata geçirilmesinin ne kadar acil bir ihtiyaç olduğunu ortaya koymaktadır. Toplumsal barış, adalet ve birlikte yaşama kültürü, ancak hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasıyla mümkündür.   Umut hakkı ihlali    Barış ve demokratik toplumun temel taşlarından biri, barışın toplumsallaşmasıdır. Barış Anneleri olarak uzun yıllardır sürdürdüğümüz hak arayışı, toplumumuzun vicdanını ve geleceğe dair umutlarını beslemektedir.10 Aralık İnsan Hakları Haftası vesilesiyle bir kez daha hatırlatıyoruz: Her bireyin umut hakkı vardır ve bu hak, toplumun adalet ve barışla güçlenmesinin ön koşuludur. Umut hakkının ihlal edilmesi, demokratik bir toplumda barışın, adaletin ve birlikte yaşama kültürünün inşasını doğrudan engellemektedir. Temel hak ve özgürlükler güvence altına alınmadan, sürdürülebilir bir barıştan söz edilemez.    Tecrit umut hakkı’nı ihlal ediyor    Bunun için, özellikle İmralı Ada Hapishanesi’nde 26 yıldır tutulan halkların Önderi Sayın Abdullah Öcalan’a uygulanan ağır tecrit politikaları, bir devlet politikası olarak sürdürülmektedir. Tecridin devam ediyor olması, aynı zamanda umut hakkının ihlal edildiğini göstermektedir. Umut hakkı, bir temel insan hakkıdır ve bu hakkın engellenmesi ciddi bir ihlaldir. Umut hakkının uygulanması yönünde bir kez daha devlete çağrıda bulunuyoruz.   Umut ve özgürlük herkesin hakkı    Son olarak; Barış Anneleri’nin mücadelesi, sadece annelerimizin değil, tüm toplumun barış ve demokrasi özleminin simgesidir. 10 Aralık İnsan Hakları Haftası’nda bir kez daha ilan ediyoruz: Demokratik bir toplum, barışın toplumsallaştığı, umut ve özgürlüğün herkesin hakkı olduğu bir toplumdur. Bizler, bu haklar için mücadele etmeye ve barışı savunmaya kararlıyız. Özgürlük ve adalet ertelenemez.”