Avesta Derneği'nin mühürlenmesine tepki: Dil mücadelesinden asla vazgeçilmeyecek 2025-08-04 17:38:40   HABER MERKEZİ - Avesta Dil ve Kültür Derneği’nin kapatılmasına karşı KURDÎGEH öncülüğünde yapılan basın açıklamasında, "Kürt halkı yüzyılı aşkın bir süredir diline, kültürüne ve varlığına sahip çıkmak için mücadele ediyor. Anadilinde eğitim hakkını ve özgürlüğünü elde etmeden bu mücadeleden asla vazgeçmeyecektir" denildi.   Wan’da, İzmir'de Avesta Dill ve Kültür Derneği’nin kapatılmasına karşı Kürt Kültürünü ve Dilini Geliştirme Derneği (KURDÎGEH) öncülüğünde basın açıklaması yapıldı. Sanat sokağında yapılan açıklamada “Zimanê Kurdî xeta me ya söre deste xwe ji vekişînin” pankartı açılıken sık sık, “Zimanê me rumeta me ye”, “Bê ziman jîyan nabe” sloganları atıldı. Açıklamaya çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü ile çok sayıda yurttaş katıldı. Açıklamada dasın metnini KURDÎGEH yöneticisi Ali Ataman okudu.   ‘Kürt dili çeşitli yollarla sürekli engelleniyor’   Kürt halkının dilinin Kürt halkının kolektif hakkı ve kimliği olduğunu vurgulanan açıklamada, “Kürt dili Kürt halkının varlığıyla doğrudan ilişkilidir. Yüzyıllardır süren inkar ve imha politikalarının bir sonucu olarak bu yaşam hakkı bugün hala tanınmamaktadır. Kürt halkı anadilinde eğitime erişememekte, Kürt dili ise çeşitli yollarla sürekli engellenmekte ve yasaklanmaktadır. Bugün de toplumda barış, demokrasi ve adaletin inşasına dair çabalara rağmen Kürtçeye ve Kürtlere yönelik saldırılar, her geçen gün farklı biçimlerde devam etmektedir. Bu saldırıların bir parçası olarak, 31 Temmuz’da İzmir Valiliği’nin emriyle, Avesta Kültür ve Dil Araştırmaları Derneği’ne polis baskını yapılmış ve 1 Ağustos’ta dernek kapatılmıştır. Bu saldırı, Kürt dili ve kültürüne karşı olan tutumun değişmediğini, aynı baskı, sınırlandırma ve yasaklama çizgisinde sürdüğünü açıkça göstermektedir” denildi.   ‘Kürt diline ve halkına karşı yapılmış bir saldırıdır’   Avesta Kültür ve Dil Araştırmaları Derneği’ne yapılan saldırının, Kürt diline ve Kürt halkının varlığına karşı yapılmış bir saldırı olarak değerlendirilen açıklamada, saldırıların derhal durdurulması istendi. Önce İzmir Valiliği’nin, ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi zabıtasının müdahalelerinin bir an önce geri çekilmesi  vurgulanan açıklamada, “Kürt halkı yüzyılı aşkın bir süredir diline, kültürüne ve varlığına sahip çıkmak için mücadele ediyor. Anadilinde eğitim hakkını ve özgürlüğünü elde etmeden bu mücadeleden asla vazgeçmeyecektir. Kürt dili kurumları olarak, bir kez daha Avesta Derneği’ne destek verdiğimizi ilan ediyor; bu saldırının Kürt diline ve halkına karşı yapılmış bir saldırı olduğunu vurguluyoruz. Bu nedenle İzmir Valiliği ve İzmir Belediyesi’ni kınıyor, demokratik kamuoyunu ve vicdan sahibi tüm kesimleri bu konuda duyarlı olmaya çağırıyoruz. Artık zamanıdır: Kürtçede eğitim hakkı ve Kürtçeye statü tanınmalı, Kürt halkının ve diğer halkların hakları tanınmalıdır” diye belirtildi.   Açıklamanın ardından kitle KURDÎGEH dernek binasına yürüdü.   Amed   Avesta Dil ve Kültür Derneği’nin kapatılması Amed'de yapılan yürüyüşle protesto edildi. Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği (MED-DER) öncülüğünde yapılan yürüyüş, Hakların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Amed İl Örgütü binasının önünden MED-DER binasına kadar gerçekleşti. “Statuya Kurdî Perwerdehiya Bi Kurdî” pankartının açıldığı yürüyüşe Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), DEM Parti ve birçok kişi katıldı.   Yürüyüşte sık sık “Zimanê me rumeta me ye” sloganı atıldı.   Yürüyüş ardından açıklama yapıldı. Açıklamanın Kürtçesini MED-DER yöneticisi Murat Aydın, Kürtçesini ise MED-DER Eşbaşkanı Şükran Aykut okudu.   Kürtçe ve Kürtlere karşı baskı politikaları   Kürt dilinin her zaman farklı yöntemlerle engellemelere ve yasaklara maruz kaldığını belirten Şükran Yakut, “Kürt dili ve kimliği, Kürt halkının doğal ve ortak hakkıdır. Aynı zamanda Kürt halkının varlık sebebidir. Yüzyıllık inkâr ve asimilasyon politikalarının sonucu olarak bu yaşamsal hak, bugüne kadar tanınmamıştır. Kürt halkı, Kürtçe eğitimden mahrum bırakılmıştır. Kürt dili, her daim farklı yöntemlerle engelleme ve yasaklara maruz kalmıştır. Bugün de barış, demokrasi ve adaletin inşasına yönelik çabalara rağmen, toplum içinde Kürtçeye ve Kürtlere karşı her gün yeni saldırılar geliştirilmektedir” dedi.   ‘Kürt dili ve kültürüne olan tutum değişmedi’   31 Temmuz’da İzmir Valiliği’nin emriyle polislerin Avestî Kültür ve Dil Araştırmaları Derneği’ne baskın düzenlendiğini, 1 Ağustos’ta ise derneğin kapısına mühür vurulduğunu hatırlatan Şükran Yakut, “Bu saldırı, Kürt dili ve kültürüne yönelik tutumun değişmediğini, hâlâ engelleme, sınırlandırma ve yasaklama çizgisinde devam ettiğini göstermektedir. Kürt dili dernekleri olarak, Avestî Kültür ve Dil Araştırmaları Derneği’ne yapılan bu saldırıyı hiçbir şekilde kabul etmiyor, şiddetle kınıyoruz. Kürt halkının hak ve taleplerinin karşılanması için çaba verilen böylesi hassas bir süreçte, böylesi bir saldırının önüne geçilmesi ve Kürt halkının, kurumlarının ve kuruluşlarının görüşlerine saygı gösterilmesi gerekirdi. Oysa ki 2018 yılından bu yana İzmir gibi bir metropolde dil atölyeleri ve kültürel faaliyetlerle Kürt dili ve kültürünü yaşatan yasal bir dernek, bugün haksız ve kötü niyetli bir şekilde engellenmektedir” ifadelerini kullandı.   ‘Dil, Kürt halkının doğrudan kimliği ve varlığıdır’   Şükran Yakut, bu tür saldırıların, Kürt halkının değerlerine ve kimliğine karşı büyük bir tahammülsüzlüğü gösterdiğini ifade ederek, “Bir kez daha hatırlatıyoruz ki, kimsenin Kürt halkının kimliğine, varlığına ve diline yönelik bu tür saldırılarda bulunma hakkı yoktur. Dil, Kürt halkının doğrudan kimliği ve varlığıdır. Bu tür saldırılar, Kürt halkının değerlerine ve kimliğine karşı büyük bir tahammülsüzlüğü göstermektedir. Biz, Avestî Derneği’ne yönelik bu saldırıyı, Kürt dili ve Kürt halkının varlığına yönelik bir saldırı olarak görüyoruz. Bu nedenle, böylesi girişimlerin derhal durdurulması gerekir. İlk olarak İzmir Valiliği tarafından, ardından da İzmir Büyükşehir Belediyesi zabıtaları tarafından gerçekleştirilen bu uygulamalar geri çekilmelidir” diye belirtti.   Kürt halkının dili, kültürü ve varlığı için verdiği mücadele   Kürt halkının, yüz yılı aşkın bir süredir dili, kültürü ve varlığı için mücadele ettiğini aktaran Şükran Yakut, “Kürtler, Kürtçe eğitim hakkını ve özgürlüğünü kazanmadan asla bu mücadelesinden vazgeçmeyecektir. Biz tüm Kürt dili kurumları olarak, bir kez daha Avestî Derneği’nin yanında olduğumuzu bildiriyoruz. Biliyoruz ki, Avestî Derneği’ne yapılan bu saldırı, Kürt dili ve Kürt halkına yapılmış bir saldırıdır. Bu nedenle, İzmir Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi’nin bu uygulamalarını kınıyoruz. Demokratik kamuoyuna ve yöneticilere sesleniyoruz: Artık Kürtçe eğitim hakkının ve Kürtçenin statüsünün tanınmasının, Kürt halkının ve tüm halkların haklarının kabul edilmesinin zamanı gelmiştir” diye konuştu.   Şirnex   Birca Belek Dil ve Kültür Derneği ile Cûdî Dil ve Kültür Derneği (Cûdî Der), İzmir’de Avesta Dil ve Kültür Derneği’nin mühürlenmesine ilişkin Şirnex'ın Silopiya (Silopi) ilçesinde yürüyüş ve basın açıklaması yaptı. DEM Parti ilçe örgütü önünde bir araya gelen kitle, Sanat Sokağı'na yürüdü. Yürüyüşe DEM Parti Şirnex Milletvekili Mehmet Zeki İrmez, siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcileri ile çok sayıda kişi katıldı. Yürüyüş boyunca, "Bê ziman jîyan nabe", "Her dem Kurdî", "Zimanê Kurdî rûmeta me ye" sloganları atılırken "Ne inkar ne asîmîlasyon û morkirin çareserî naskirina zimanê kurdî ye" yazılı pankart ve "Kurdî nasnameya me ye", "Em perwerdeya zimanê Kurdî dixwazin" ve "Dem dema zimanê Kurdî ye" yazılı dövizler taşındı. Yürüyüş boyunca Aram Tîgran'ın "Zimanê Kurdî" şarkısı söylendi.    'Sürece zarar veriyor'   Sanat Sokağı'nda yapılan açıklamada, dernek binasının mühürlenmesinin Barış ve Demokratik Toplum Süreci'ne zarar verdiği belirtilen açıklamada, "Yetkililer Kürtlerin kendi dillerini öğrenme hakkına saygı duymalı. Ancak 2018 yılından bu yana İzmir'de çalışmalarını sürdüren Kürtçe dil derneğinin çalışmaları hukuksuz ve haksız yere engellenmiştir. Bu denli bir engelleme ve saldırıyı gerçekleştirmeye kimsenin hakkı yoktur. Kürtçe Kürt halkının varlığı ve kimliğidir. Derneğe dönük saldırı ve engelleme biran önce son bulmalı. Valiliğin ve belediyenin verdiği kararlar biran önce geri çektirilmeli. Kürt halkı yüz yıldır dili, kültürü ve varlığı için mücadele ediyor, anadilde eğitim hakkı ve bütün özgürlükleri elde edene kadarda mücadele etmeye devam edecek. Yetkilere ve demokratik kamuoyuna çağrımızdır; Kürtçe eğitim hakkı başta olmak üzere  Kürt halkının haklarını ve statüsünün tanınması gerek. Yaşasın Kürtçe, yaşasın Kürtçe için verilen mücadele. Kürtçe eğitim hakkı ve Kürtçe'ye statü" denildi.    'İnkar devam ediyor'   DEM Parti Şirnex Milletvekili Mehmet Zeki İrmez de Kürt halkının varlığının yüz yıldır inkar edildiğini belirterek, "Bu kirli politikalar ile devam ettiriliyor. Buna karşı direndik bundan sonra da direneceğiz. Kürtler bu baskılara karşı hiç boyun eğmedi ve eğmeyecek. Halaların dili, kültürü kabul edilmeli. Değerlerimize dönük saldırılara geçmişte nasıl direndiysek bundan sonra da direneceğiz. Barış ve Demorkatik Toplum Süreci'neyiz. Demorkatik bir toplum inşa edeceğiz. Devlette buna karşı asimilasyon politikalarından vazgeçmeli. Kürtçe resmi dil olmalı, eğitim dili olmalı. Kürtçeye statü verilmeden barış ve demokrasiden bahsedemeyiz" diye konuştu.    Açıklama "Bê ziman jîyan nabe" sloganları ile son buldu. Açıklama ardından kitle Şirnex Ekoloji Derneği tarafından eko kırıma karşı 8 gün önce başlatılan Sanat Sokağı'nda süründürülen imza kampanyasına katılmak üzere stanttı ziyaret etti.