Cumartesi Anneleri: Cezasızlık zırhı kaldırılsın, adalet sağlansın! 2025-06-21 13:20:27   İSTANBUL – Cumartesi Anneleri, 31 yıl önce gözaltında kaybettirilen Mustafa Sayğı’nın akıbetini sorarak, “Cezasızlık zırhı kaldırılsın, adalet sağlansın” çağrısı yaptı.   Cumartesi Anneleri/İnsanları, katledilen ve kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve adalet talebini dile getirmek için eylemlerinin 1056’ncı haftasında buluşma mekanları olan Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Bu haftaki eylemde 31 yıl önce gözaltında kaybedilen Mustafa Sayğı’nın akıbeti soruldu. Çok sayıda hak savunucusunun destek verdiği eylemde, gözaltında kaybedilenlerin fotoğrafları ve karanfiller taşındı. Eylemde basın metnini İHD İstanbul Şubesi Yöneticisi Jiyan Kaya okudu.   Türkiye’de, başta gözaltında kaybetmeler olmak üzere ağır insan hakları ihlallerinin yaşandığını söyleyen Jiyan Kaya, 1056 haftadır, gözaltında kaybetmelerin gündemde tutulması için ısrarla mücadele ettiklerini belirtti. Faillerin ve sorumluların yargılanmadığını dile getiren Jiyan Kaya, kayıpların yıllarca sürüncemede bırakıldığını ifade ederek, “Kamu görevlileri korunuyor ve sonunda ‘zamanaşımı’ devreye sokularak dosya kapatılıyor”  dedi. Jiyan Kaya, “1056’ncı haftamızda yine bir inkâr ve cezasızlık örneği olan Mustafa Sayğı dosyasını kamuoyuyla paylaşıyoruz. 30 yaşındaki Mustafa Sayğı, Urfa'nın Suruç ilçesine bağlı Ezgil köyü Aşağı Alacık Mezrası’nda yaşıyordu. Beş çocuk babasıydı. 3 Haziran 1994 tarihinde, motosikletiyle Suruç’a gitmek üzere evden çıktı. Dönüş yolunda, Suruç ilçesi Yoğurtçu Köyü’nde Devlet Su İşleri’ne ait binada geçici olarak konuşlandırılmış olan 5. Bölük Komando Taburu’nda görevli askerler tarafından durdurularak gözaltına alındı. İki gün boyunca Mustafa’dan haber alamayan ailesi onu her yerde aradı” dedi.    ‘Tüm başvurulara rağmen hiçbir sonuç alınamadı’   R.Y. isimli bir köylünün, anne Ayşe Sayğı’ya şu bilgileri aktardığını belirten Jiyan Kaya, şunları söyledi: “Ben ve İ.Ş., şehir merkezinden dönerken Yoğurtçu Köyü’nde görevli jandarmalar tarafından durdurulduk. Aynı anda Mustafa da durdurulmuştu. Kimliklerimize bakıp bizi bıraktılar, ancak Mustafa’yı alıp götürdüler.   Ayrıca hayvan otlatan iki köylü, Mustafa’nın askerler tarafından Yoğurtçu Köyü’ndeki karakola götürüldüğünü gördü ve durumu eşi Dursun Sayğı’ya haber verdi. Bunun üzerine ailesi, Mustafa’yı sormak üzere Yoğurtçu köyündeki karakola gitti. Karakolda kendilerine, Mustafa Sayğı’nın ilçe merkezindeki karakolda olduğu ve soruşturmanın sürdüğü bilgisi verildi. Ancak Mustafa geri dönmeyince aile, Suruç Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikâyet dilekçesi verdi. Savcılık, dilekçeyi işleme koyarak İl Merkez Komutanlığı’na Mustafa’nın durumunu sordu. Ancak Merkez Komutanlığı, Mustafa’nın gözaltına alınmadığını bildirdi.   Eşi Dursun Sayğı, BM Türkiye Temsilciliği’ne ve Uluslararası Af Örgütü’ne ‘acil eylem çağrısı’ başvurusunda bulundu. Ayrıca devletin tüm kurum ve kuruluşlarına yazılı dilekçelerle başvurarak eşinin bulunmasını talep etti. Ancak hiçbir sonuç alınamadı.”   ‘Asla vazgeçmeyeceğiz’   Suruç Cumhuriyet Savcılığı’nın, 13 Temmuz 2006 yılında “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verildiğini paylaşan Jiyan Kaya, kararda o dönemde, “karakolda görev yapanların sorgulandığı, haksız gözaltının tespit edildiği, ancak zamanaşımı nedeniyle ölümün değerlendirilemeyeceği” ifadesinin yer aldığını belirtti. 2009 yılının Aralık ayında, Suruç’un Bilgin köyüne bağlı Akdoğan Mezrası’nda defineciler tarafından yapılan kazıda bir höyükte çürümüş bir motosiklet ve kemik parçaları bulunduğunu aktaran Jiyan Kaya  şu ifadeleri kullandı: “Bunlar savcılığa teslim edildi. Emniyet ve Jandarma Kriminal Daireleri, motor parçaları üzerinde yapılan analizlerden sonuç alamadı. İstanbul Adli Tıp Kurumu ise kemiklerin hayvanlara ait olduğunu öne sürdü. Bu nedenle savcılık, 7 Nisan 2010 tarihinde tekrar ‘kovuşturmaya yer olmadığı’ kararı verdi. İç hukuk yollarından sonuç alamayan aile, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. 2015 yılında, AİHM, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yaşam hakkını düzenleyen 2. maddesini ihlal ettiğine hükmetti. Mustafa Sayğı’nın gözaltında kaybedilmesinin üzerinden 31 yıl geçti. Bu süreçte açılan tüm soruşturmalarda zamanaşımı gerekçesiyle düşme kararı verildi. Kaç yıl geçerse geçsin, Mustafa Sayğı için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”   Eylem, Galatasaray Meydanı’na bırakılan karanfillerin ardından son buldu.