Roboskî’de ne acı ne öfke dindi: Failler hala yargılanmadı 2024-12-28 09:02:03     Gülistan Gülmüş   AMED - Türkiye’nin savaş uçakları ile Roboskî’de 34 kişiyi katletmesinin üzerinden geçen 13 yıla rağmen failler yargılanmadığı gibi ailelerin acısı da öfkesi de hala ilk günkü gibi.    Şirnex’in (Şırnak) Qileban (Uludere) ilçesi Bujeh (Gülyazı) ve Roboskî (Ortasu) köyü sınır hattında 28 Aralık 2011 gecesi saat 21.39 ile 22.30 arasında Türkiye savaş uçakları ile sınır ticareti yapanlara yönelik bombardıman gerçekleştirerek 34 kişiyi katletti. Olayın üzerinden 13 yıl geçmesine rağmen faillerin hiçbiri ne yargılandı ne de adalet sağlandı. Roboskî’de geride kalan 13 yılın ardından ailelerin evlerinde hala 34 kişinin olduğu fotoğraf ile acıları duruyor. Roboskî hafızalarımıza ismini bir bölgeden çok katliamın adresi olarak kazındı.   MİT iddiaları reddetti   O dönem yayın yapan Taraf gazetesi, olaydan birkaç gün sonra yayımladığı haberinde bombardımana neden olan bilginin Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından verildiğini yazdı. Ancak MİT, konuyla ilgili yazılı bir açıklama yaparak bunu reddetti. Dönemin MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Ocak 2012'de düzenlediği bir basın toplantısında MİT’in katliamdaki rolünü inkar etmeye çalışarak, yanlış istihbarat verdiğine ilişkin bir husus bulunmadığını ve katliamla ilgili grup, yer, tarih, sayı ve geçiş güzergahlarına ilişkin MİT'in herhangi bir istihbarat paylaşımı gerçekleştirmediğini iddia etti.    İçişleri Bakanı MİT’i işaret etti   Dönemin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Kasım 2014'te düzenlediği bir basın toplantısında, “MİT tarafından gönderilen yazılar ve üst düzey MİT görevlisi tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri telefonla bizzat aranarak, Bahoz Erdal’ın hudut hattını geçmekte olduğu bildirilmiştir. Silahlı Kuvvetlerin yetkilileri, bilginin doğru olup olmadığını defaatle sormasına rağmen, MİT yetkilisi ısrarla bilginin doğruluğunu teyit etmiştir. Sonuçta, MİT'ten gelen birden fazla resmi istihbarat raporları ve telefon bilgileri üzerine maalesef Uludere olayı yaşanmıştır" diyerek iddiaları reddeden MİT’i katliamdan sorumlu tuttu.   Genelkurmay başkanlığı olayın üstünü kapatmaya çalıştı   Katliamın ardından Genelkurmay Başkanlığı açıklamasında, “Terörist grupların bölgede bir araya geldikleri ve sınır hattındaki karakol ve üs bölgelerimize yönelik saldırı hazırlığı içinde oldukları anlaşılmış ve ilgili birlikler ikaz edilmiştir” denilerek katliamın üzeri örtülmek istendi. Bölgenin daha önce çatışmaların yaşandığı bir yer olmadığı da bilinen bir gerçek olmasına rağmen göz göre gerçekleşen katliamda gerçeklerin üstü karartılmaya çalışıldı.   Katliamın failleri gizlenmeye çalışıldı   Aradan uzun yıllar geçti ancak ne MİT ne de devlet yöneticileri katliamı kabul etti. 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından iktidar bu defa Roboskî Katliamı’ndan FETÖ’yü sorumlu tuttu. Katliamı gerçekleştirenlerin TSK içindeki FETÖ’cüler olduğu öne sürülerek, katliamın tüm failleri bir kez daha gizlendi.   Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, olaydan iki gün sonra yaptığı açıklamada İHA'ların istihbarat örgütlerinin 10 gün kadar önce verdiği bilgi üzerine bölgede uçuş yaptığını söyledi.   ‘Özür dilenmesini beklemek yanlış’ dedi   Yine dönemin Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç konuya ilişkin 2 Ocak 2012'deki Bakanlar Kurulu'nun ardından yaptığı açıklamada, olayda “kasıt” olmadığını söyleyerek, "resmi özür dilenmesini beklemenin yanlış olacağını"  söyledi.   ‘Operasyon kazası’   AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik de katliam için “Uludere bir operasyon kazasıdır” diyerek katliamın kaza sonucu gerçekleştiğini iddia etti.    Hukuki süreç nasıl işledi?   Roboskî Katliamı’na dair soruşturma başlatan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı da Haziran 2013'te "görevsizlik kararı" vererek, dosyayı askeri savcılığa sevk etti.   Askeri savcılık da Ocak 2014'te şüpheli olarak adı geçen 5 askerin "kanunun emrini icra kapsamında kendilerine verilen görev gereklerini yerine getirdikleri, görev gereklerini yerine getirirken kaçınılmaz hataya düştükleri dolayısıyla eylemleri hakkında kamu davası açılmasını gerektiren bir sebep bulunmadığı" kanaatine vardı ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.   AYM kararı verdi AİHM gerekçe olarak sunup reddetti   Bu karardan sonra 261 kayıp yakınının vekaletini de alan avukatlar, 18 Temmuz 2014'te Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvuru yaptı.   Başvuruda iki başvurucunun eksik çıkan belgelerinin tamamlanması istendi ancak başvuru "eksikliğin süresinde giderilmemesi" nedeniyle reddedildi.   Bu ret kararı, AİHM'nin ret kararına da gerekçe oldu ve mahkeme, iç hukuk yolları tüketilmediği için dosyayı kabul edilemez buldu. Böylece yapılan bu başvurularla Roboskî Davası için hukuki yollar kapanmış oldu.   Aileler yeniden başvuru yaptı: Dosyaya takipsizlik kararı verildi   15 Temmuz 2016'daki “askeri darbe” olarak isimlendirilen olaydan sonra dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Roboskî Katliamı'nda "FETO izi olduğunu, Uludere olayının FETÖ yandaşları tarafından" yapıldığını söyledi.   Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararından sonra avukatlar bu açıklamayı gündeme getirip delil olarak göstererek aileler adına Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunarak yeni bir hukuki süreci başlattılar.   17 ailenin yaptığı suç duyurusu Uludere ve Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi ama 25 Kasım 2020 tarihinde dosyaya takipsizlik kararı verildi. Ailelerin bu karara yaptığı itiraz da reddedilince Şubat ayında Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvuru yapıldı.   Katliamı özgür basın duyurdu   Robaskî’de sınır ticareti yapan çoğunluğu çocuk olan 34 kişinin  Türkiye’nin savaş uçakları ile katledilmesini ilk olarak özgür basın duyurdu. Daha sonra Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) yaptığı haberle katliamın tüm dünyaya duyurulmasını sağladı.    Türkiye basını 12 saat sonra haber yaptı   17’si çocuk 34 kişinin katledilmesinin ardından yaklaşık 12 saat sonra TSK’nin açıklamasının ardından katliam haberlerde yer almaya, “hak” kazandı.   Katliam dünya basınında da ses getirdi: ‘Türk hava saldırısı Kürtleri öldürdü’   Dünya çapında bazı basınlar katliamı şu manşetlere geçti:  “Hava saldırısı Kürt köylüleri öldürdü” (BBC), “Cenazelerini traktörle taşıdılar” (CBS News), “Hava saldırısı Kürt köylüleri öldürdü” (CNN), “Kaçakçılar militan sanılarak öldürüldü” (Daily Mail), “Türk hava saldırısı Kürtleri vurdu” (The Wall Street Journal), “Türk Hava Kuvvetleri Kürt köyünü bombaladı, 35 kişiyi öldürdü” (Le Monde), “35 Kürt öldürüldü, ordu PKK'yla karıştırdık dedi” (Libération).   Acı da öfek de ilk günkü gibi   Tüm dünyanın hafızasına “felaket” olarak kazınan ve üzerinden 13 yıl geçen “Roboski Katliamı”na ilişkin ailelerin acısı da öfkesi de ilk günkü gibi. Aileler adalet mücadelesini sürdüren aileler faillerin cezalandırılmasını istiyor.