Barış Annesi Havva Kıran: Savaşa artık yeter desinler 2024-12-04 09:05:23   AMED - Türkiye ve paramiliter grupların Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıların temelinde uluslararası devletlerin çıkarı olduğunu belirten Barış Anneleri Meclisi sözcüsü Havva Kıran, Abdullah Öcalan’a dair çelişkilerin kaldırılması gerektiğini kaydetti.    Türkiye ve paramiliter güçlerin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları devam ediyor.  27 Kasım tarihinden bu yana süregelen saldırılarda kadın ve çocukların da aralarında yer aldığı siviller katledildi. Bölgede hareketlilik devam ederken, on binlerce göçmen Demokratik Özerk Yönetimin hazırladığı alanlara göç etmeyi sürdürüyor.     Amed Barış Anneleri Meclisi Sözcüsü Havva Kıran, saldırılara tepki gösterdi.    ‘Çelişkili davranıyorlar’   MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Kasım’da, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük, “Gelsin Mecliste DEM Parti adına konuşsun” sözlerini anımsatan Havva Kıran, sözlerin “kandırmaca” olduğunu kaydetti. Havva Kıran, “Bahçeli’nin söylemleri yerinde söylemler değildi. Krize girmişler, çelişkili davranıyorlar. Neden bugüne kadar beklediler?  Eğer kalkıp ‘Abdullah Öcalan, mecliste  DEM Parti adına gelip konuşsun’ diyorlarsa burada başka bir şey vardır. Buradan herkese kandırılmamaları için sesleniyorum;  Şex Seid, Seyit Rıza, Qazi Mihemed gibi direnelim, bizi kandırmasınlar. Çağrım, ‘İnsanım ve insanlık davası yapıyorum’ diyenlere gelsin. 6 yıldır Abdullah Öcalan ile görüşme yapılmamış, ne avukatlarının ne de en yakınlarından olan ailesi ile görüşülmesine izin verilmemiş. Bunları hepsi birer çelişki. Bunların ne hukuken ne de kanuni bir yeri yok. Eğer öyle bir şey olsaydı, savaşı durdurur ortamı yumuşatırlardı. Şiddetleri, savaşları, kimyasalları, NATO’nun silahlarıyla Kürt çocuklarının üzerine ateş yağıyor. Kürdistan dağlarında kan kazanları kaynıyor. Eğer, ‘Çözüm Abdullah Öcalan’ın eliyle yapılacak’ deniliyorsa savaşı durdursunlar. Bugün devletin çetelerinin ve El Nusra’nın, DAİŞ’in çeteleri Rojava’ya girmiş, Rojava’dan tutun Halep’ten Şam’a kadar her yerde saldırı düzenliyor” dedi.   ‘Bu vahşet Kürt halkına değil tüm insanlığa yapılıyor’   Kuzey ve Doğu Suriye’deki savaş haline Amerika ve Rusya’nın sessiz kaldığını, bunun nedenin ise çıkarlarını korumak olduğunu belirten Havva Kıran, “Uluslararası devletlere sesleniyoruz. Uluslararası her devletten onların çocukları Kobanê için katılım yaptı, savaştı ve şehit düştü. Rojava topraklarının sıksan yabancı ülkelerin çocuklarının kanı akar. Bugün Barış Anneleri olarak uluslararası devletlere çağrımızdır. Herkes elini taşın altına koysun, bu savaş ne kanuni ne hukukidir. Biz bunu kabul etmiyoruz. Bizim devletimizin çocukları da orada şehit düştü. Orada seferberlik ruhu oluştu. Orada bugün tampon bölgesi var, orayı Amerika’nın, Rusya’nın koruması gerekiyor. Ne Amerika’dan ne de Rusya’dan ses gelmiyor. Çünkü çıkarları söz konusu. Bugün onların çıkarı için çocuklarımızın kanı dökülüyor. Eğer orada savaşı durdurmak için varlarsa, bunun önünü artık kesmeleri gerekiyor,  ‘Artık yeter’ demeliler. Bu artık kabul edilebilir bir şey değil. Bu çeteler Şam’dan, Halep’ten girip insanların evlerini talan ediyorlar. Bu kışta halkı evlerinden çıkarıp göçe mecbur bırakıyorlar. Müslümanız diyorlar ama Müslümanlıkla alakaları yok, vahşiler. Bu vahşeti sadece Kürt halkına değil tüm insanlığa yapıyorlar. Eğer dünyada bunlara sessiz kalıyorsa onları kınıyoruz” diye kaydetti.   ‘Rojava bu topraklarda yetişen çocukların kanıyla korundu’   Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırıların stratejik konumuyla ilgili olduğunu söyleyen Havva Kıran, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Rojava petrolün yeridir. Bütün dünya buradaki petrol üzerinden yaşıyor. Rojava’daki petrol durursa yaşam durur. Değerli bir toprak olduğu, hakikat bölgesi olduğu için geçmişten günümüze bu toprakların çocuklarının kanıyla korundu. Herkes kendine Rojava’daki petrol üzerinden yer edinmek istiyor, buranın suyu altın gibidir. O yüzden herkes buraya sahip olmak istiyor. Söz konusu Kürt ve çocukları olunca herkes sessiz kalmayı tercih ediyor ama orada hem Kürtlerin hem Türklerin çocuğu da yer alıyor. Bugün Kürdistan dağlarında büyük bir savaş var. Apo’ya dair oluşturulan bu çelişkiyi kaldırsınlar. Barış Annesi olarak, yazarlara, doktorlara, mühendislere, ‘ben insanım’ diyen herkese sesleniyorum. Annelerin hakikati ile yaklaşın. Anneler için en değerli olan şey çocuklarıdır. Bu kirli savaşlarda annelerin çocukları kaybettiriliyor, şehit ediliyor, her parçaları bir yere dağılıyor. Yaslar kuruluyor ancak çocukların cenazeleri yok. Bundan daha ağır bir acı var mı? Her yerde savaşın sona ermesi için o masaya Apo’yu getirmeliler. Hak, hukuk ne ise tartışılsın. Kimin hakkı neyse onu alsın. Artık kimsenin çocuğu ölmesin. Bu hareket böyle kalmasın. Annelerin kucağı boş kalmasın.”