DBP Kadın Meclisi: Tecridin kalkması için barış siyasetini sürdüreceğiz

  • 14:08 6 Mayıs 2024
  • Siyaset
 
AMED - DBP Kadın Meclisi, 4 Mayıs’ta yaptıkları toplantının sonuç bildirgesinde, “Hukuk katliamı olan tecridin ortadan kalkması, Kürt sorununun demokratik çözümü ve çözümün esas muhatabı olan Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için yaşam ve barış siyasetini sürdüreceğiz” diye belirtti. 
 
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Kadın Meclisi, 31 Mart Yerel Seçimlerin sonuçlarını 4 Mayıs’ta gerçekleştirdiği toplantıda değerlendirdi. Gün boyu süren toplantıda, seçim sonuçları, sonrasında yaşanan gelişmeler, kadın kazanımlarına yönelik saldırı ile mücadele hattı tartışıldı. DBP Kadın Meclisi, toplantının sonuç bildirgesini “Kadın kazanımlarına ve örgütlü mücadelesine yönelik saldırılara karşı jin jiyan azadî şiarıyla her yerde olacağız” başlığıyla yayımladı. 
 
‘İktidar Kürtlerin ve kadınların direnişi ile kaybetti’
 
Önemli bir sürecin geride bırakıldığı belirtilen bildirgede, iktidarın özellikle Kürtlerin ve kadınların direnişi ile kaybettiği kaydedildi. Dünyada ve Orta Doğu’da, siyasi ve ekonomik ilişkilerde yeni arayışların öne çıktığına, yürüyen ve olası savaşlarda enerji koridorlarının belirleyici olacağına dikkat çekilen bildirgede devamla şunlar ifade edildi: “Savaş ve şiddetin tek seçenek olarak dayatılmaya çalışıldığı bu süreçte en güçlü ses ve mücadele savaş karşıtlığı üzerine olmalıdır. Seçimlerde aldığı yenilginin hemen ertesinde sınır ötesi operasyonla savaş politikalarında ısrarda devam eden iktidarın Bağdat ve Hewler ziyaretleri de bu politikanın bir parçasıdır. Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözümünün yerine inşa edilen tecrit rejimi bu politikanın devamıdır. Ancak tarihsel olarak deneyimlenen bir gerçeklik var ki savaş politikalarında ısrar eden iktidarlar da kaybetmiştir. Savaş politikalarının ülkede yarattığı derin yoksulluk, toplumda yarattığı kutuplaşma ve derinleştirdiği hukuksuzluk artık devam ettirilemez bir noktaya gelmiştir. İnkâr ve asimilasyon politikaları iflas etmiştir ve bugün seçim sonuçlarını belirleyen ve iktidara kaybettiren bu politikalardır. 
 
'Kadınlar sürecin en güçlü yürütücüleri oldu’
 
Kurdistan’da yürütülen özel savaş politikaları ile kadınların ve gençlerin örgütlü mücadelesi hedef alınmış, üniformalı şiddet, cezasızlık politikası ve uyuşturucu özel savaşın araçları olarak uygulanmıştır. Yakın zamanda Van ve Şırnak’ta uzman çavuşların kadınlara yönelik taciz, tecavüz ve saldırıları, öncesinde yaşananlar, kolluk güçlerinin Kurdistan’da nasıl konumlandıklarının ve nasıl korunduklarının en açık göstergesidir. Erkek egemenliğine ve onun siyasetine karşı inşa ettiğimiz kazanımlarımızı ve mücadelemizi yükselttiğimiz eşbaşkanlık sistemimiz ve eşit temsiliyet modelimizi hedef alan saldırılar karşısında kadın düşmanı politikalar ve ittifaklar karşısında, sokakları, meydanları, jin jiyan azadî felsefesiyle ören kadınlar bu sürecin en güçlü yürütücüsü olmuştur. 
 
Demokratik bir ülke için güçlü bir duruş sergilendi
 
Ülkenin en temel sorunu olan Kürt sorunu ve çözümü konusunda savaş politikasını dayatan ve ülkeyi her türlü şiddetin uygulandığı bir yere dönüştüren iktidar karşısında başta Kürt halkı olmak üzere kadınlar, gençler, emekçiler, emekliler demokratik bir ülke ve politik ahlaki toplum lehine güçlü bir duruş sergilemiştir. 8 Mart’ta, Newroz’da, 31 Mart’ta ve 1 Mayıs’ta milyonlar, emeği, özgürlüğü, eşitlik ve demokrasi için tek ses olmuş ve geleceğini savunmuştur. DBP Kadın Meclisi olarak bu savunun, ekolojik, demokratik, kadın özgürlükçü bir sistemin inşasına dönüşmesini öncelikli bir sorumluluk olarak görüyoruz. Kadın kazanımlarına ve örgütlü mücadelesine yönelik saldırılara karşı jin, jiyan, azadî şiarıyla her yerde olacağız ve kadın dayanışmasını büyüteceğiz. Hukuk katliamı olan tecridin ortadan kalkması, Kürt sorununun demokratik çözümü ve çözümün esas muhatabı olan Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için yaşamın ve barışın siyasetini yapmaya devam edeceğiz.”