Gülistan Kılıç Koçyiğit’ten MEB’e: İstismara çanak tutuyorsunuz

  • 18:07 24 Aralık 2023
  • Siyaset
ANKARA – Bütçe görüşmelerinin maddeleri üzerine söz alan DEM Parti Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit,  AKP iktidarının “çocuk işçiliğini resmileştirmiş durumda olduğunu” belirtti. Gülistan, Mili Eğitim Bakanı’nın, “Cemaat ve tarikatlarla protokol imzalamaya devam edeceğiz” sözlerine karşılık ise “Siz istismara çanak tutuyorsunuz” dedi.
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Qers Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meclis’te görüşülen 2024 Yılı Merkezi Yöntemi Bütçe Kanun Teklifi maddelerine dair söz aldı.
 
‘Ben yaptım olur anlayışı ile hazırlandı’
 
2024 bütçesinin bir AKP klasiği olduğunu söyleyen Gülistan, daha önceki bütçede olduğu gibi bu bütçede de kadınların, yoksulların, halkların olmadığı bir bütçenin önlerine geldiğini belirtti. Gülistan, “En temel haklardan birisi insanlığın büyük mücadelelerle kazandığı bir bütçe hakkı meselesi var. Türkiye’deki modern bütçe yasası da 1924 yılında anayasaya girdi. 2018 yılına kadar da parlamenter sistem içerisinde Meclis çok daha verimli bir şekilde bütçe hakkını toplum adına kullanabiliyordu. Ama ne yazık ki 2018’den sonra başkanlık sistemiyle beraber tamamen halktan, toplumdan kaçırılan bir bütçe sürecine tanıklık ettik. Bütçenin hazırlık aşamasında toplumun hiçbir kesiminin, sendikaların, demokratik örgütlerin, kadınların, siyasi partilerin görüşüne başvurulmaması günlük ezberlerle, ‘Ben yaptım olur’ anlayışıyla plan ve bütçe komisyonuna sevk edildiğini her yıl tekraren görüyoruz” dedi.
 
‘7 milyon kadından yüzde 61,4’ü asgari ücretle çalışıyor’
 
Gülistan, plan ve bütçe komisyonunda muhalefetin, toplum, kadın ve çocuklar adına verdiği önergelerin kabul edilmediğini ve komisyonda ‘el kaldır indir’ mantığıyla mevcut tasarının kabul edilip Genel Kurul’a getirildiğini kaydetti. Gülistan, “Genel Kurul’da bir seremoni olarak sürecin işletildiğini hep beraber görüyoruz. Biz bütçe hakkı derken; matematiksel mantıktan söz etmiyoruz. Bütçenin adil olarak hazırlanması, dezavantajlı grupların bütçe hazırlık sürecinde gözetilmesi, eşit erişebilir bir bütçenin, toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçenin hazırlanması gibi çok temel bir kavramdan söz ediyoruz. Şunu çok iyi biliyoruz ki; bütçeler sadece rakamlardan ibaret değildir, o rakamların ucunda milyonlarca insanın, emekçinin hakkı ve hukuku vardır. Ama bunu gözeten bir anlayış vardır. Bütçede en fazla dışlanan ve gözetilmeyen kesimlerin başında tabi ki kadınlar geliyor. Türkiye’de 43 milyon kadın var, nüfusun yarısını oluşturuyor, sadece 7 milyonu kayıtlı olarak çalıştırılıyor. Bu 7 milyon kadının da yüzde 61, 4’ü asgari ücretle çalışıyor. Geri kalanı asgari ücretin çok altında çalışmak zorunda kalıyor. Kayıtlı istihdam alanı içerisinde olan kadınların gerçekten çalışma yaşamına nasıl olduğuna baktığımız zaman iş yerinde tacize ve mobbinge maruz kaldıklarını, ekonomik krizde ilk işten çıkarıldıklarını görüyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘21 yıl sonra vergi adaletsizliği tespitiniz olay’
 
Bürokrasi ve bazı iş kollarında çalışan kadınların kariyerlerinde cam tavan nedeniyle ilerleyemediklerine dikkat çeken Gülistan, “Türkiye’deki istatistiklere bakalım. Bu ülkede kaç tane kadın vali var, kaç tane dekan, rektör, kaymakam var? Türkiye’de kadın düşmanı, kadını dışlayan bir zihniyetin aslında her yere sirayet ettiğini çok açık bir şekilde bize gösteriyor. Bununla beraber artan enflasyon, düşen alımlar aslında kadınların çifte sömürüye maruz kaldığını gösteriyor. Hem ev içi emeği üretiyorlar hem de geçinemedikleri için bütçeye katkı koymak için parça, gündelik işlerde çalışmak zorunda kalıyorlar.  Sayın Çalışma Bakanı istihdamda bir artış olacağını ifade etti, 20 yılık iktidardan sonra hala yapacaklarını vadeden bir iktidarla karşı karşıyayız. Bütçenin büyük kalemlerinin faize ayrılması ve bütçeden emekçilerin çok az pay alma meselesi var. Çalışma Bakanı konuşmasında şöyle bir itirafta bulundu. ‘Evet bu ülkede vergi adaletsizliği var’. Ben buradan bakana söylüyorum; Sayın Bakan günaydın, 21 yıl sonra bir vergi adaletsizliği olduğunu tespit etmeniz büyük bir olay Türkiye açısından” sözlerini kullandı.
 
‘Asgari ücret masası bir erkek masası’
 
Gülistan konuşmasına şöyle devam etti: “Bu ülkede servet vergilendirilmiyor ama gündelik hayatın içerisinde işçiler ve emekçiler vergi yükü altında ezilmeye devam ediyor. 2023 yılında sağlık sigortasının primini ödeyemeyen 6,6 milyon insanın primini biz ödedik dedi. Brüt asgari ücretin 3’te 1’i yani 402,44 TL oluyor. Yani bu ülkedeki 6 milyon insan 402 TL’yi ödeyemiyor. Bu gurur verecek bir şey mi Sayın Bakan?  400 TL’yi ödeyemeyen 6,6 milyonun insanın olduğu bir ülkede insan çalışma bakanı olsa herhalde istifa eder ama Sayın Bakan bunu bir gurur tablosu olarak bize söylüyor. Asgari ücret tespit komisyonu toplandı, asgari ücret bu ülkede bir ortalama ücretine dönmüş durumda. Asgari ücret masasının kendisinin bir erkek egemen masası olduğunu ifade etmek gerekiyor. Hiçbir zaman o masada kadınlar ve işçiler lehine karar çıkmadı.
 
MEB çocuk işçiliğini resmileştirmiş durumda
 
Bakan, ‘okul ve sektör işbirliğinden’ bahsediyor. Şu anda MESEN’ler ve MEB çocuk işçiliğini resmileştirmiş durumda. Haftanın 4 günü çocuklar atölyelere, fabrikalara gidip çalışıyorlar, bir günü okula gidiyorlar. Sayın Bakan işbirliğini artıracağız diyor, ne yapacaklar biliyor musunuz? OSGB’lerin içine okul yapacaklar, okulu okul olmaktan çıkaracaklar ve okul-fabrika dönemine geçiş yapacaklar. Bunu bize överek anlatıyorlar, çünkü MEB’de bu okulların büyük cirolar yaptığını, ekonomiye nasıl büyük katkı yapacağını överek anlatmıştı. Yine aynı MEB, bu ülkede okula aç giden çocuklar olduğundan bahsetmiyor. Gelip burada halkın kürsüsünde tamamen 2071 tahlilleri olan dindar ve kindar bir nesil yetiştirmenin yolunu anlatıyor. Tarikat ve cemaatlerle protokol imzalayacağız diyor. Biz de diyoruz ki; akşama kadar o tarikat ve cemaatlerde çocukları istismar ettiler, siz istismara çanak tutuyorsunuz. Mevcut eğitim sisteminin altına dinamit koyuyorsunuz. AİHM ve AYM kararlarına rağmen Alevi çocukları asimile etmeye devam ediyorsunuz.”