Her gün beyaz kod: Sağlıkta şiddet bitmiyor 2025-04-24 09:02:24     AMED - Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin artmasına ilişkin konuşan Amed Tabipler Odası üyesi Elif Turan, bu şiddetin toplumdaki genel şiddet ikliminden bağımsız olmadığını söyledi. Elif Turan, sorunun çözümü için şiddet dilinden vazgeçilmesinin şart olduğunu belirtti.   Şiddeti doğuran nedenlerin ortadan kaldırılmaması, şiddete eğilimli bireylerin yeterince caydırılamaması ve şiddet uygulayan kişilere gerekli yaptırımların uygulanmaması, şiddetin toplumsal yaşamın her alanında giderek artmasına neden olmakta. Bu alanlardan biri de sağlık sektörü. Son yıllarda sağlık çalışanlarının maruz kaldığı şiddet olaylarının sıklığı ve şiddet derecesi endişe verici düzeyde artış göstermekte. Sağlıkta yaşanan şiddet, yalnızca mağdurlar üzerinde fiziksel ve psikolojik travmalara yol açmakla kalmamakta, aynı zamanda sağlık hizmetlerinin sürekliliğini de olumsuz etkilemekte. Bu durum, sadece mağdur olan sağlık çalışanlarını değil, tüm sağlık profesyonellerini iş motivasyonu açısından derinden etkilemekte ve moral bozukluğuna neden olmakta. Dolayısıyla sağlık hizmetlerinin niteliği, orta ve uzun vadede ciddi biçimde zarar görebilmekte.   Amed Tabipler Odası üyesi Elif Turan, sağlık kurumlarında yaşanılan şiddete ilişkin değerlendirmelerde bulundu.     ‘Güvensiz bir ortamda nasıl hastamızı tedavi edebiliriz’   Hekimlerin çalıştıkları alanlarda sayısız kez hem fiziksel hem de ruhsal şiddete maruz kaldığını belirten Elif Turan, “Sağlıkta şiddet ne yazık ki sona ermiyor. Bu durumu toplumdaki genel şiddet ortamından bağımsız düşünemeyiz. Çünkü neredeyse her gün üç kadın katlediliyor; insanlar, sokakta yan baktı diye öldürülebiliyor. Bu nedenle, sağlıkta yaşanan şiddeti diğer şiddet türlerinden farklı görmüyoruz. Sağlığın belirleyicisi sadece fiziksel ve ruhsal anlamda iyi olma hali değil; aynı zamanda sosyal ve politik olarak da bir iyilik hali gereklidir. Toplum olarak şiddet dilinden vazgeçemediğimiz sürece, bu durum maalesef hastanelere de yansıyor. Bu da doğrudan çalıştığımız hastane ortamını etkiliyor. Hastanelerde her gün, ‘beyaz kod’ olarak adlandırılan ve Sağlık Bakanlığı’na bildirilen onlarca olay yaşanıyor. Bu olaylar kimi zaman sözlü şiddet, hakaret; kimi zaman ise fiziksel saldırılar oluyor. Hatta bazı durumlar ölümle sonuçlanabiliyor. Tıp fakültesine başladığımızda hocalarımızın bizlere ilk söylediği şey şudur: ‘Önce kendi güvenliğinizi sağlayın ki hastaya müdahale edebilesiniz.’ Güvensiz bir ortamda, hastamızı nasıl tedavi edebiliriz?” diye sordu.    Sağlık alanındaki yetersiz program ve uygulamalar   Elif Turan, sağlık alanında yürütülen politikaların sağlıklı olmadığına dikkat çekerek, “İnsan onuruna yaraşır bir şekilde alışma ortamları istiyoruz. Çünkü böyle olmayınca biz de hastaya yeterli zaman ayıramamış oluyoruz. Hastalarımızı sağlıklı bir şekilde tedavi etmek ve yaşatmamız gerekiyor. Yetkililer, ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’ ve politikalarıyla bazı şeyleri dönüştürdüğünü söylüyor. Ama ne yazık ki önce ‘kuyrukları kaldırdık’ dediler ama telefon üzerinde o kuyruklar devam ediyor ve aslında insanlar randevu bulamıyor. Hastalar randevu bulamamanın, muayene olamamanın sebebini sağlık çalışanları sanıyor. Burada biz değil yetkililerdir muhatap. Ne yazık ki kimi zaman yetkililerden bile mobbinge, sözlü şiddete maruz kaldığımız oluyor. Bu yüzden bu sistemin topyekûn değiştirilmesi gerekiyor. Halk sağlığını önemseyen sağlık çalışanlarıyla ve sağlık meslek örgütleriyle yeniden bir sağlık sisteminin inşasının olması gerektiğini söylüyoruz.  Bu seneki 14 Mart sloganımız da ‘Başka bir sağlık sistemi de mümkün’ idi” sözlerine yer verdi.   Önerilere hala bir cevap yok   Sorunun giderilmesi için hekimlerin bir çalışma hazırladıklarını fakat bunun hala hayata geçirilmediğini ifade eden Elif Turan, “Bizler TTB olarak da sağlıkta şiddetin durdurulması için meclise önerilerimiz olmuştu ama hala hayata geçirilmiş değil. Yaşanılan bu sorunun giderilmesi için öncelikle bu cezasızlık halinin ortadan kaldırılması gerekli. Şiddet deyince sadece fiziksel şiddet değil veya öldürmek değil, sözlü şiddette bir şiddet türüdür ve bunu uygulayana yaptırımın olması gerekiyorken kimi fiziksel şiddette de yaptırımların olmadığını görüyoruz. Bundan dolayı insanlarda da ‘zaten bir şey olmaz’ algısı olabiliyor. Bunun önüne geçilmeli. Ve kişiler yetkilileri muhatap bulamadığı için sanki bu işin sorumlusunu sağlık çalışanı ya da sağlık emekçisi olarak görüyor” dedi.    Son olarak Elif Turan, hastanelerin çok korunaklı bir yer olmadığını ifade ederek, “Ne yazık ki kendimi güvende hissetmiyorum” sözlerine yer verdi.