Wan’da yerel yönetimlerde ana dil tartışıldı

  • 15:55 3 Mart 2024
  • Kültür Sanat
 
WAN - TJA, ARSİSA ve Kowara Destar’ın 8 Mart etkinlikleri kapsamında gerçekleştirdiği “Yerel yönetimlerde Kürt dilinin önemi. Kentlerimizi, dilimizle, oluşturacağız” çalıştayında, yerel yönetimlerde ana dil tartışıldı. 
 
Wan’da Tevgera Jinên Azad (TJA) ve  ARSİSA Dil, Kültür ve Sanat Araştırmaları Derneği, Kovara Destar 8 Mart Dünya Kadınlar Günü eylem ve etkinlikleri kapsamında “Yerel yönetimlerde Kürt dilinin önemi.  Kentlerimizi, dilimizle, oluşturacağız” konulu bir çalıştay düzenledi. Van Barosu’nda düzenlenen çalıştaya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Büyükşehir Belediye Eşbaşkan adayı Neslihan Şedal ve ilçe kadın belediye eşbaşkan adayları, DEM Parti  İl Eş başkanı Gülşen Kurt,  ilçe kadın eş başkanları ve Barış Anneleri Meclisi üyeleri katıldı. Çalıştayın düzenlendiği salona, “Ziman laş e li laşê xwe xwedî derbikevin”,  “Her dem kurdî li her derê kurdî” pankartları asılırken, katılımcılar ulusal kıyafetlerile çalıştaya renk kattı.
 
‘Propaganda ana dilde olmalı’
 
Saygı duruşunun ardından ARSİSA eğitmenlerinden Nazime Arvas konuştu. Dilin anlam ve önemini anlatan Nazime, kadınların yaşamın tüm alanlarında dillerini konuşmaları ve bunun öncüsü olmaları gerektiğini vurguladı. Ardından Kowara Destar Eşsözcüsü Jîn Avesta da 31 Mart yerel seçimlerine kısa bir süre kaldığını söyleyerek, kadın eşbaşkanların belediyeler başta olmak üzere mahalle ve sokaklarda propaganda dilini ana dilleriyle yapması gerektiğini söyledi. 
 
Belediye eşbaşkanlarının dil alanındaki projelerinin önemi
 
Çalıştayın amacını kısaca anlatan Jîn, “Wan’da dilin gelişimi ve dil çalışmalarına ilişkin bir aradayız. Belediye eşbaşkanların dil projeleri nelerdir. Nasıl geliştirilebilir. Kadının sesi ve kimliğiyle kentlerimizi nasıl geliştirebiliriz” dedi.
 
‘Eşbaşkanlık sistemini yaşatacak ve koruyacak kadınlardır’
 
Erkek zihniyetinin toplumda baskın olduğuna işaret eden Jîn, yerel seçimlerde eşbaşkanlık sisteminin iktidarın eliyle tartışılmaya açıldığına değindi. Eşbaşkanlık sistemini yaşatacak ve koruyacak olanın kadın eşbaşkanların duruşu ve kararlılığı olduğunu ifade eden Jîn, “Eril zihniyet üzerinden çok derin bir faşizm hayata geçmiş durumda. Eril akla karşı bizler nasıl bir mücadele yöntemi izleyebiliriz? Bu amaçla bugün bir aradayız. Bugün biraz bu temelde tartışmalarımızı yüürteceğiz” sözlerini kullandı.
 
‘Kürtçeye yönelik asimilasyon yüzyıllık bir politikadır’
 
Kurdistan’da iki dönemdir atanan kayyımların Kürtçe’yi de hedef aldığını hatırlatan Jîn, atanan kayyımların Kürtçe tabela, kurum, park ve Kürtçe’yi geliştiren kursları kapattığını söyledi. Kürtçe’ye yönelik asimilasyon politikalarının kayyımlarla birlikte başlamadığını, tarihinin yüz yıla dayandığını belirten Jîn, erkek aklının baskı politikalarını kurumsal ve çok boyutlu hayata geçirdiği için buna karşı tepki ve reflekslerin de zayıfladığına işaret etti.
 
‘Kürtçe’yi örgütlü ve güçlü bir şekilde savunmak gerekir’
 
Reflekslerin ve tepkilerin zayıf olmasından kaynaklı baskıların da iki kat arttırıldığını vurgulayan Jîn, “Tepkilerimizin güçlü ve örgütlü olması gerekir. Dile yönelik engellemeye, baskıya sıradan bakamayız. Dil bir halkın varlık ve yokluk meselesidir. Dolayısıyla bizim dilimizi yaşatmamız, buna karşı mücadelemizle ancak sürdürülebilir, baskılar engellenebilir” dedi.
 
Açılış konuşması ardından çalıştay, basına kapalı olarak  devam etti.