Amed’de anadil için yürüyüş
- 17:35 21 Şubat 2024
- Kültür Sanat
AMED - Dünya Anadil Günü’ne dönük yürüyüş sonrası yapılan açıklamada, “Biz, milyonlarca Kürt ve tüm Kürt hareketleri, partileri, kurumları, Kürt dilinin her alanda özgürlüğünü istiyor ve bunun için mücadele ediyoruz” denildi.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Amed İl Örgütü, Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği (MED-DER), Dil kurumları ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) öncülüğünde 21 Şubat Dünya Anadil Günü kapsamında DBP Amed İl binası önünden Koşuyolu Parkı’na yürüyüş yapıldı. Yürüyüşe DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar ile Keskin Bayındır, DBP Amed İl eşbaşkanları, DEM Parti Amed İl eşbaşkanları ile belediye eşbaşkan adayları ve çok sayıda kişi katıldı.
Yürüyüş öncesinde DBP Amed İl binası önünde toplanan kitle sık sık “Be zıman jiyan nabe” sloganı atarak, erbane eşliğinde Kürtçe şarkılar söyledi. Sonrasında kitle sloganlar ve şarkılar eşliğinde yürüyüşe geçti. “Dem dema zimane Kurdi ye bıla zımane kurdi bıbe xwedî statu u zimane perwerderhiye” ve “21’e sıbate roja zımane dayîke piroz be” yazılı pankartlar ı taşınarak, “Zıwane ma kurdkî yewiya kurdan o”, “Be ziwan cuye nebeno”, “Ez bı kurdi dijım” ve “Zımane mın welate mın e” lolipopların taşındığı yürüyüşte, sık sık “Zımaneme rumatemeye” sloganları atıldı.
Koşuyolu İnsan Hakları Anıtı önünde yürüyüşü sonlandıran kitle burada da bir süre Kürtçe şarkılar söyleyerek halay ve zılgıtlar çekti. Sonrasında da açıklama okundu. Açıklamanın Kırmançki tehçesini DEM Parti Dil ve Kültür Komisyonu Eşsözcüsü Cemile Turhallı, Kürtçesini ise MED-DER Yöneticisi Dilan Güvenç okudu.
Pek çok dilin statüsü yok sayılıyor’
Dilan, 21 Şubat Dünya Anadil Günü’nün tarihçesine değinerek, bugün bile pek çok dilin hâlâ statüsünün yok sayıldığını söyledi. Bugün pek çok dilin yok olmakla karşı karşıya olduğunu belirten Dilan, “Bugün Anadolu'da Süryanice, Lazca, Boşnakça, Hemşini, Çerkezce, Ermenice, Rumence ve Arapça gibi diller yok olmanın eşiğindedir. Nesli tükenmekte olan dillerden biri de on milyonlarca Kürt'ün Kürtçe dilidir. İyi bilinmelidir ki Kürt dili insanlığın en eski ve en zengin dilidir. Kürt dili, Kürt milletinin varlığı, kimliği ve temel değeridir. Kürt dili Kürtlerin kalbidir, ruhudur, aklıdır. Kürt dili, Kürt milletinin birliğinin omurgasıdır. Kürt dili olmadan Kürtler ve Kürdistan olmaz. Kürtler, Kürtçe ve Kürdistan birdir ve birbirinden ayrılamaz. Biri olmadan diğeri olmaz. Kürt dilinin özgürlüğü aynı zamanda Kürtlerin ve Kürdistan'ın özgürlüğüdür. Kürt halkının bu 50 yıldaki özgürlük mücadelesi bu gerçeği ortaya koymuş ve Kürt dilinin korunması, canlandırılması ve geliştirilmesi konusunda hafızanın, farkındalığın, bilginin, mücadelenin ve çabaların artması sağlanmıştır” dedi.
‘Kürt dilinin zamanı geldi’
Egemen güçlerin Kürtçe üzerindeki baskısına değinen Dilan, “Ama iyi bilinmelidir ki Kürt dili ve Kürt dili mücadelesi biz Kürtler için stratejik bir konudur. Kürt dili İngilizce, Almanca, Fransızca, Arapça, Farsça, Türkçe ve diğer tüm diller gibi temel haklara sahiptir. Bu dillerin hakları Kürtçeye ve diğer tüm dillere aittir. Bu gerçek, hiçbir şekilde tartışılamaz. Biz, milyonlarca Kürt ve tüm Kürt hareketleri, partileri, kurumları, Kürt dilinin her alanda özgürlüğünü istiyor ve bunun için mücadele ediyoruz. ‘Kürt dilinin zamanı geldi’ sloganıyla bu mücadeleyi sürdürülebilir, somut, yaratıcı, çok yönlü ve etkili bir şekilde her zamankinden daha yüksek, daha güçlü mücadele edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Dilan devamında talepleri ve hedeflerini şöyle dile getirdi:
“*Kürt dilinin resmi ve uluslararası bir statüsü olmalıdır; hem Kürdistan'ın tamamında, hem de Kürtlerin yaşadığı tüm devletlerde, hem de uluslararası alanda, uluslararası anayasa ve kanunlarla resmen kabul edilmesi, statülendirilmesi ve tanınması.
*Kürtçe eğitim dili olmalı; ya da statü sahibi tüm dünya dilleri gibi Kürtçenin de anaokullarından üniversitelere kadar eğitimin her aşamasına dahil edilmesi, anaokullarından, anaokullarından üniversitelere kadar Kürtçe okullarının açılması gerektiği. Müfredat ve konuyla ilgili diğer tüm hususlar Kürtler tarafından belirlenmelidir.
*Türkiye Devleti, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin 17, 29 ve 30. maddelerine getirilen kısıtlamaları kaldırmalı ve bu Sözleşme kapsamındaki sorumluluklarını yerine getirmelidir. Meclis, valilik, belediye, mahkeme, hastane gibi tüm resmi ve sosyal alanlarda Kürtçe dili özgür ve açık olmalı, resmi işler yazılı Kürtçe yürütülmelidir.
*Kürt Dil Enstitüsü resmi olarak Kürt halkının temsilcileri tarafından kurulmalı ve işletilmelidir.
*Türkçe gibi diller için bütçeden, kadrodan, diğer bütün açılardan nasıl fırsatlar varsa, Kürtçe için de fırsatlar olması gerekir.
*Kürtlere ait tüm köy, köy, mahalle, sokak, mahalle, belde, mahalle, kasaba, mahalle, kamp ve yaşam alanlarının isimleri Kürtçe olmalıdır. Ayrıca tüm Kürt hareketleri, partileri, kurumları, daireleri ve çevreleri Kürtçeye yönelik strateji, politika ve faaliyetlerini somut bir şekilde belirlemeli, Kürtçeye ve statü, eğitim, özgürlük ve özgürlüklere bütçe, işçi ve gerekli tüm imkanları ayırmalı. Daima Kürt özgürlüğü için mücadele edin.
*Tüm Kürt yazar, aydın, sanatçı ve akademisyenleri Kürt dilinin her alanda korunması ve geliştirilmesi için öncü düzeyde mücadele etmelidir.
*Özellikle; Yedi yaşından yetmiş yaşına kadar her Kürdün ve Kürt dilinin gereklerini yerine getirebilecek talihli kişinin çabalaması, çok çalışması, Kürtçe öğrenmesi ve öğretmesi, her yerde ve her zaman Kürtçe konuşması, okuması, yazması gerekir. Kürtçe yaz, Kürtçe yaşa. Her evi, sokağı, mahalleyi, mezrayı, köyü, kasabayı, ilçeyi, şehri ve çevreyi Kürtçe dil okulu ve üniversitesine dönüştürelim. Yaşasın Kürt dili! Her zaman Kürt, her yerde Kürt! Şimdi Kürtçe zamanı! Kürt dilinin özgürlüğü ve özgürlüğü için her zaman ve her yerde mücadele edin.”