Halkların Köprüsü Derneği’nde sergi ve söyleşi
- 08:11 14 Kasım 2023
- Kültür Sanat
İZMİR - Halkların Köprüsü Derneği pazartesi toplantısında Ressam Sevinç Altan’ın mülteciliği konu edinen ‘Keşiş Yengecinin Evi’ resimlerinden derlediği seçkiler üzerine söyleşi düzenlendi.
Halkların Köprüsü Derneği’nde bu hafta Ressam Sevinç Altan’ın ‘Keşiş Yengecinin Evi’ resimlerinden derlediği seçkiler üzerine söyleşi düzenlendi. Dernek binasında düzenlenen söyleşide, Sevinç’in mülteci çocuk Can’ın çizimlerine kattığı yorum ile üretilen resimler üzerinden üzerine konuşuldu. Söyleşide, mültecilik göç ve keşiş yengecinin benzeyen yönleri ile sömürgeciliğe değinildi. Sevinç’in ‘Keşiş Yengecinin Evi’ adlı sergisi Galeri New İstanbul’da sergilenmişti.
‘Mültecilik salgınla gelen bir hastalık gibi algılanıyor’
Göçmenliğin çokça konuşulduğunu biraz da popüler bir mesele haline getirildiğini ancak bu konuyu farklı bir okuma ile temsil edilemezliği üzerinden düşündüğünü ifade eden Sevinç, “Göç, göçmenlik mülteci meselesi sanki bir lanet patolojiyle gelen salgınla gelmiş gibi bir yaman, hayırla karşılanan şeyler değil. Ben de mülteciliği makaleler kitaplar okuyarak anlamaya çalıştım” dedi.
‘Mültecilik sömürgecilik ve uluslaşmanın sonucu’
Mülteciliğin sömürgecilik ve uluslaşma sürecinin bir sonucu olduğu fikirlerinin kendisine yakın geldiğini dile getiren Sevinç, ancak sınırları aşındıran göçebeliğin bir tarafı olduğunu belirtti. Atık kağıt toplayarak geçinmeye çalışan 6 yaşlarındaki mülteci çocuk Can ile 3 aylık arkadaşlığını anlatan Sevinç, “Sonra izlerini kaybettim. Kâğıt arabasındaki görüntüsü ve çizgileri ilgimi çekti. Abisi İsmail de 18 yaşındaydı ama olgunlaşmıştı. Can’ın önüne oyalansın diye kartonlar kağıtlar yığmıştı. Can’da kalemler uzvu gibiydi. Aramızda yakınlık oldu can konuşmuyordu. Dışardan kimse ile iletişim kurmuyordu sebebini bilmiyorum. Ben de kağıt kalemimi götürdüm birlikte çizdik benim yaptıklarımın üzerini karalıyordu. İstanbul’da sergilenmemiş çizgiler bunlar. Sergiye girmeyen yüzlerce resim var, beraber çalıştığımız” dedi.
‘Mülteciler ve keşiş yengeçlerinin örtüştüğü nokta’
Serginin Can’ın abisinin keşiş yengeci üzerine anlatıları sonucu çizdiği yengeç resimlerinden yola çıkılarak hazırlandığını belirten Sevinç, “Aslında eklem bacaklı yumuşakçadır. Kabuk üretemiyor ve diğer kabuklulardan akan kabukları ev ediniyorlar. Bedenleri büyüdükçe başka kabuk buluyorlar. Öldüklerinde de kimyasal bir sinyal yayınlıyor ve başka keşiş yengeçlerine evlerini bırakıyorlar. Sırayla bekliyorlar, biri diğerinin kabuğuna giriyor ve kavga etmeksizin. En zayıf zamanları ise kabuk değiştirdikleri anlar çünkü yem olabiliyorlar. Yengeçlerin kabuksuz kaldıkları an ile mültecilerin botlarla karşıya geçerken korunaksız kaldıkları anların üst üste bindiğini düşündüm. Hala onları arıyorum kimisi döndü dedi” sözlerini kullandı.
‘Mültecilerin acıları üzerinde tepinmeden’
Mülteci çocukların resimlerini de incelediğini dile getiren Sevinç, “Ben bir şey yapmayayım onlar konuşsun dedim, esas olarak onlar vardı. Oldukça yakıcı meseleler ama çoğunlukla sanat alanından konuşanlar acının üzerinden tepiniyor. Onlara nefes alacak alan bırakmak, kendimle doldurmadan onların sesinin duyulması şeklinde yol çizmeye çalışıyorum” diye konuştu.
Söyleşi, katılımcıların sorularının ardından sona erdi.