Mêrdîn’de tiyatro sahnesi: Şaneşîn Performans
- 09:04 8 Kasım 2023
- Kültür Sanat
Öznur Değer
MÊRDÎN - Sahnesi yeni kurulan Şaneşîn Performans oyuncularından Rênas Aburşu, kültür sanatın önemini vurgulayarak, “Geleceğimiz kültür ve sanatımızdır. Birinin kültür ve sanatını elinden alırsan boğulur ve ölür. Biz de ölmek istemiyoruz daha fazla yaşamak istiyoruz. Kürt dilini Mêrdîn’de yaşatmak istiyoruz” dedi.
Kurdistan’da Kürtlere, Kürt kültürü ve sanatına yönelik baskılar her geçen gün artarken, Kürt gençleri ise baskılara karşı çeşitli alternatiflerle sanat icra ediyor. Özelde 2016 yılında olağanüstü hal süreci ve kayyım atamalarıyla birlikte Kürt kültürü ve sanatına yönelik çalışma yürüten tüm kurumlar Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile kapatılırken, bunlara karşı mücadele ise sürüyor. Baskılara karşı Kürtçe tiyatro yaparak Kürtçeye ve sanata katkı sunan bir kurum da Şaneşîn Performans. 2021 yılında bir grup Kürt gencin bir araya gelerek kurduğu Şaneşîn Performans geçtiğimiz ay Mêrdîn’de kendi imkanlarıyla sahne kurdu. Mêrdîn başta olmak üzere birçok kentte sahne alan Şaneşîn Performans’ın oyuncularından Rênas Aburşu, Şaneşîn’in kuruluşunu ve oyunlarını anlattı.
‘Komünal şekilde sahnemizi kurduk’
Şaneşîn Performans’ın 2021 Şubat ayında bir grup Kürt Dili ve Edebiyatı (Kürdoloji) okuyan öğrenci ile çevreleri tarafından Mêrdîn’de kurulduğunu ifade eden Rênas, yaklaşık iki yıl boyunca meslek odalarında, sendikalarda eğitim aldıklarını ve tiyatro yaptıklarını kaydetti. Sonrasında yer ihtiyacı duyduklarını belirten Rênas, “Bu anlamda çok zorluklar yaşadık. Bazen onların kendi programları olduğu ve kurumlarında yer olmadığı için bize yer verilmiyordu ve biz oynayamıyorduk. Ardından yer açma kararı aldık. Ancak hem ekonomik olarak hem de çeşitli konularda pek imkana sahip değildik. Sahne açma kararından sonra buraya ilk 3 ay sadece temizlik yapmaya gelip gittik. Elimizde hiçbir şey yoktu. Ne bir sandalyemiz, ne bir masamız ne de prova alacağımız eşya. Çırılçıplak bir sahnemiz vardı sadece. Ancak imkansızlıklara rağmen provalarımızı alıyorduk. Komünal bir şekilde her gün gelip gittik ve sahnemizi bu şekilde kurduk” sözlerine yer verdi.
‘Dayanışmayı artırmak için kombine bilet sattık’
Sahne kurma kararının ardından hem dayanışmayı artırmak hem de bilet satmak için kombine bilet uygulaması başlattıklarını söyleyen Rênas, “Kombine biletleri bin TL’ye sattık. Bilet alanlar hem bir yıl boyunca Şaneşîn Performans’ın tüm oyunlarına gelebilecek hem de bizim de sahne eksikliklerimizi giderebilmemiz için küçük bir katkı sunmuş olacaktı. Bu şekilde sahnemizi bugün neredeyse tamamlama noktasına geldik ve burada oyunlarımızı oynamaya başladık” dedi.
Şimdiye kadar üç oyun çıkardılar
Sahneyi ilk olarak Êlih’ten (Batman) gelen “Jina Qelew” isimli oyun ile açtıklarını dile getiren Rênas, ardından kendilerine ait “Înfaz” isimli oyunu oynadıklarını paylaştı. Rênas, oyun çıkarmaya devam ettiklerine değinirken, hem misafir oyunların hem de kendilerine ait oyunların sahne aldığını vurguladı. Rênas, “Yakın zamanda misafir oyunumuz olan ‘Dêrê Zargotin’ sahne aldı. Yine uzun yıllar sonra ‘Şengê û Pengê’ isimli çocuk oyunumuz Şaneşîn Performans tarafından çıkarıldı ve sahne aldı. Şaneşîn şimdiye kadar üç oyun çıkardı. İlk oyun ‘Bêcir’ idi. Bêcir, 5-6 kentte sahne aldı. Ardından ikinci oyunumuz olan ‘Penceşîr’i oynadık. Penceşîr de 7-8 kentte sahne aldı. Bu oyun ile ODTÜ Tiyatro Festivali’ne de katıldık. Son olarak ‘Înfaz’ isimli oyunu çıkardık. İkinci defa Şaneşîn Performans’ta sahne aldık. Çalışmalarımız bu şekilde sürüyor” şeklinde konuştu.
‘Bizi ayakta tutan temel şey dilimiz’
Anadilinin Kürtçe olduğunu ve bu anlamda duygularını, düşüncelerini, jest ve mimiklerini ancak kendi dilinde ifade edebileceğini belirten Rênas, “Başka bir dilde, bana ait olmayan bir dilde ses çıkarmam istendiğinde kendimi yabancı hissederim. Bizi ayakta tutan temel şey bu oldu. Dilimiz… Bazen sahne aldığımızda tekste bir kelimeden başka bir şey olmadığında ya da kullanamadığımız kelimeler olduğunda herhangi bir hareketimiz, kolumuz, ayağımız, gülüşümüz, mimiğimiz veya folklorik bir hareketimizle izleyiciye iletmek istediğimiz mesajı veriyoruz. İşte bizi ayakta tutan şey de budur” diye kaydetti.
Baskılara karşı ayakta kalma çabası
Kurdistan’da yalnızca tiyatro üzerinde değil Kürt sanatı ve kültürü üzerinde ciddi bir baskı olduğuna işaret eden Rênas, “Bazen bazı yerlerde oyunlarımızın sahne almasına iki saat kala tiyatronun ertelendiğini öğreniyoruz. Ya da bir gün önce oyunlarımızın iptal edildiğine tanıklık ediyoruz. Neden? Çünkü Kürtçe olduğu için. Biz de burada yaşayan Kürtler olarak bunu ayakta tutmaya çalışıyoruz. Geleceğimiz kültür ve sanatımızdır. Birinin kültür ve sanatını elinden alırsan boğulur ve ölür. Biz de ölmek istemiyoruz, daha fazla yaşamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Amacımız Kürt tiyatrosunu ilerletmek’
Rênas, amaçlarının Kürt tiyatrosunu ilerletmek olduğuna değinirken, “Yalnızca burada değil dört parça Kurdistan’da ve Türkiye kentlerinde de sesimizi duyurmak istiyoruz. Amed Şehir Tiyatrosu gibi, Êlih, Wan tiyatrosu gibi Mêrdîn’de de böyle bir tiyatroya ihtiyaç vardı. Birçok aile maddi imkansızlıklardan dolayı tiyatro izlemek için Amed’e, Êlij’e gidemiyordu. Bu tiyatro için büyük bir engeldi” dedi. Şaneşîn Performans’ın aynı zamanda eğitimler de düzenleyerek ders verdiğini aktaran Rênas, birkaç ay öncesinde pandomim eğitimi düzenlediklerini belirtti. Dışarıdan da birçok kişinin eğitime katıldığını kaydeden Rênas, “Eğitimlerimiz çok güzel geçti. Başkaca çalışmalar da yürütmek istiyoruz. Örneğin dil üzerine kurslar açmak istiyoruz. Kısacası Kürtçe olan her şey üzerinde çalışma yürütmek istiyoruz ve Kürt dilini Mêrdîn’de yaşatmak istiyoruz” sözlerine yer verdi.
‘Ailemizde öğrendiklerimizi sahneye taşıyoruz’
Şaneşîn Performans’a yönelik ilgi ve alakayı değerlendiren Rênas, gösterilen ilgiden memnun olduklarını ekledi. Halkın moral verdiğini dile getiren Rênas, şunları söyledi: “Burayı açmaya karar verdiğimizde ilk 3 ayımız burayı temizlemekle geçti ve her gün temizlik için gidip geldiğimizde komşular bizi görüp ne yaptığımızı soruyorlardı. Biz de tiyatro sahnesi açtığımızı söylediğimizde çok sevinmişlerdi. Çocuklar da çok sevinmişti. Örneğin çocuk oyunu oynayacağız ve etraftan herkes ‘Kaç çocuk getirelim’ diye soruyor. Bu bize büyük bir mutluluk veriyor, bizi ayakta tutuyor. Anne ve babalarımızdan öğrendiklerimizi sahneye taşıyoruz. ‘Şengê û Pengê’ oyunu çok defa sahne almış olabilir ama biz onu Kürtçe oynadığımızda daha farklı bir duygu hissettiriyor. İlk oyunumuz çeviriydi ama tamamını Kürtçeye çevirdik. O oyunda emperyalizmden, işçilerden bahsediyordu. Oyunun asıl hali yabancı işçilerdi ama şu an Kürt işçiler daha büyük sorunlar yaşıyor. Onları sahneye taşıdık. Böylece onlara ulaşmaya çalıştık.”
Sözlerinde Kürtçenin yaşatılması için herkesin elinden geleni yapması gerektiğini ifade eden Rênas, “Tüm ailelerin çocuklarıyla Kürtçe konuşmasını istiyoruz. Aileler çocuklarını Kürtçe büyütmeli” dedi.