Bütün kuşlar benim bahçeme gelir...

  • 09:02 20 Haziran 2021
  • Kültür Sanat
 
Marta Sömek
 
İSTANBUL - Şafak Şule Kemancı’nın, Sınır/sız işbirliği ile sunduğu “Bütün kuşlar benim bahçeme gelir” isimli ilk kişisel sergisinin açılışı Depo’da yapıldı. Şafak’ın sergisi, insanların ekosistem ile olan ilişkilerini anlatıyor.
 
Kuir/feminist sanatçı Şafak Şule Kemancı’nın, kendi hikayesinden yola çıkarak insanların ekosistem ve doğa ile olan erotizm ağırlıklı ilişkilenmelerini sergilediği sergisi 17 Haziran’da Depo İstanbul’da sevenleriyle buluştu. Depo İstanbul’da açılışı yapılan “Bütün kuşlar benim bahçeme gelir” isimli sergi yoğun ilgi görüyor. Sınır/sız ekibinin küratörlüğünde gerçekleşen ve ismini Küçük İskender’e ait bir mısradan alan sergi, bütün kuşları etrafına toplamak isteyen davetkar ve oyuncu bir bahçe, kuir ve feminist bir ekosistem yaratıyor.
 
‘Mültecileri, oluşları, geleceği, şimdiyi buyur ediyoruz’
 
Şafak, politik ve toplumsal olarak yalnızlaştırılmış, izole edilmiş ve sınırlanmış bedenlerin aşkın bir ifade alanı bulduğu bu bahçede zamanı, mekanı, bedeni, ikiliği ve normu aşan bir yapı kurguluyor. Sergi, misafirleri Alok Vaid-Menon’un Yola Gelmiyoruz şiirinden, “Biz başka yerin nesilleriyiz, yıldız tozuyuz, deri hücreleriyiz, başıboş rüyalarız. Bizi süzgeçten geçirdikleri kaplara sığmıyoruz, yola gelmiyoruz, bozuğuz, bal gibi de kirlenmişiz. Geçirgeniz+ tüm geçişleri, mültecileri, oluşları, geleceği, şimdiyi buyur ediyoruz” sözleriyle karşılıyor.
 
‘Feminenlik barındıran imgeler normatif dünyanın sınırlarını aşıyor’
 
İlk solo sergisinde, bedenin ve cinselliğin dayatılmış sınırlarının aşılmasını ve buradan doğan sonsuz ihtimalleri vurgulayan Şafak, polimer kilden heykeller, cam altı resimleri ve duvar kağıdının yanı sıra lateks, suni deri ve suni kürk gibi fetiş malzemeleri kullanılarak yapılmış heykelleri sergiliyor. Kendi kuir hikayesinden yola çıkarak tüm kuir bireylere atfettiği sergisinde, hem zanaat teknikleri kullanarak oluşturduğu eserleriyle zanaatı sanatın daha düşük bir formu gibi gören ana akım sanat algısını, hem de açık bir cinsellik, kuir arzu ve feminenlik barındıran imgeler dünyasıyla normatif dünyanın sınırlarını da aynı anda aşıyor.
 
Ekosistem inşası
 
Şafak, yarı insan yarı bitki hibrit (iki farklı hayvanın veya bitkinin birleşmesinden ortaya çıkan tür) canlılar ve insan bedeniyle bitkilerin iç içe geçtiği heykeller, insan bedeninin, insan dışı dünyanın bir parçası olduğunu ve tıpkı insan dışı varlıklar gibi sürekli bir akış, devinim ve dönüşüm içinde olduğunu hatırlatan çalışmaları da sunuyor.
 
Siyah bitki çalışması
 
Şafak, kuir bir bitki olarak tanımladığı çalışmasında, aileleri için bazen anlaşılmaz ve korkutucu olduklarını, fakat arkadaşları arasında çok sevildiklerini ve anlaşıldıklarını bu bitki ile yansıttığını söylüyor. “Kendi güzelliğimiz ve içimizdeki saldırganlığımızla beraber karanlık yanımız da var” diyen Şafak, bitki çalışmasının ‘yola gelmeyeceklerinin’ mesajını taşıdığını dile getiriyor.
 
Ayol Elleri
 
“Kuir bireylerden genelde komik ve tatlı olmaları bekleniyor. Bazen de sanki topluma bir borcumuz varmış gibi davranırken buluyoruz kendimizi” yorumunu yapan Şafak, Ayol Elleri çalışmasında da siyah bitkisinde olduğu gibi tüm saldırılara karşı bir öz savunma olarak, “Dikenlerimiz var ve istersek saldırgan olabiliriz, tırnaklarımızı çıkartıp, tırmalarız” fikrini yansıttığını ekliyor.
 
‘Doğa ile eşit bir ilişki kurdum’
 
Sınır/sız ekibiyle, kendi hikayelerini anlatma fikriyle yola çıkarak hazırlanan sergisinin ortaya çıkışını şu sözlerle paylaşıyor: “Kuir biri olarak kendi hikayemi ekoseksüellikle harmanlayarak anlatıyorum. Doğayı bir anne gibi görmek değil, doğayı sevgili gibi görmek, anne gibi hep bize veren değil, sevgili gibi eşit ve romantik bir ilişki kurmak fikrinden yola çıkarak hazırladık sergiyi. Bu yüzden bitkiler çok ön planda, bitkiler ve insanlar arasında hep bir ilişki var. ‘Bütün kuşlar benim bahçeme gelir’ Kuir olan her şeyle ilgili.
 
Depo İstanbul’da, 1 Ağustos tarihine kadar gezilebilecek olan sergi süresince 23 Haziran Çarşamba günü İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası kapsamında Sınır/sız ekibiyle, 2 Temmuz Cuma günü de sanatçıyla sergi turu olmak üzere iki farklı etkinlik gerçekleştirildi.