Bankacılığı bırakıp erbane çalmaya başladı
- 09:04 21 Ağustos 2020
- Kültür Sanat
DERSİM - “Her şeyin bir alternatifi vardır” diyen Zelal Sungur, 12 yıllık bankacılık deneyiminin ardından yeni yaşamına müzikle devam ediyor. Erbane hocalığı yapan Zelal, “Sanat benim için ufuktur” diyor.
Başkalarının isteği üzerine bir yaşamı sürdürmeyi reddeden kadınlar, hem mesleki hem de kişisel yaşamında yeni alternatifler üretiyor. Bu kadınlardan biri de 12 yıl boyunca bankacı olarak çalışan ancak hayalinde hep sanatı, müziği barındıran ve yıllar sonra hayalinin peşinden koşarak erbane hocalığı yapmaya başlayan Dersimli Zelal Sungur (38).
“Her şeyin bir alternatifi vardır” diyen 2 çocuk annesi Zelal, yıllarca sanat ve müzikle ilgilenmenin hayalini kurduğunu söylüyor. Üniversiteyi bitirmesinin ardından bankacı olarak çalışmaya başlayan Zelal, 12 yıllık banka deneyiminin ardından, kendi imkanları doğrultusunda müzikle ilgilenmeye başlıyor. Zelal, yaklaşık 1 buçuk yıldır erbane çalıyor ve sonrasında ise “Öğrendiklerimin bende kalmasını istemiyorum” diyerek, öğrenmek isteyen herkese erbane öğretmeye başlıyor.
‘Banka ruhumu öldürmüştü’
Zelal, 12 yıllık hayatını değiştirmek için aldığı kararını ise şöyle anlatıyor: “Banka insanın ruhunu öldüren bir meslektir. Beni de öyle bir hale getirmişti. İşe ilk başladığım zaman koşulları çok ağırdı. Aslında o zaman düşündüm bırakmayı ama bu 12 yılı buldu. İşimde iyi bir yere gelmiştim ve müdür olmuştum ama çocuklarımla zaman geçiremiyordum. Her gün ayrı bir kıyafet giyerdik, çünkü biz orada vitrindik. Ama sonra anladım ki çok yanlış bir şey. Direndim ve zorlu bir sürecin ardından işimi sonlandırdım. Bitirdikten sonra uzun bir dinlenmeye geçtim. Birçok şey ölüp gitmişti bende. Sonra insan kendine döndüğünde içinde ne varsa kurcalar açığa çıkarır ya, işte müzik de benim için onlardan biriydi. Öğrencilik yıllarımda amatör bir şekilde bağlama çalar ve şarkı söylerdim. Bankadan ayrıldıktan sonra yaşadığım Elazığ’da birkaç koroya dahil oldum. Bu sayede müzikle daha çok ilgilenmeye başladım.”
‘Ritim hayatımda hep vardı’
Hayatında her zaman ritim çalmanın var olduğunu ifade eden Zelal, yeni yaşamına erbane çalarak başlıyor. Amatör olmak yerine erbaneyi tam anlamıyla öğrenmek istediğini belirten Zelal şunları söylüyor: “Orada yükselmek istedim. Bir şeyi kulaktan dolma yaptığımızda, kulağınız ne kadar iyiyse o kadar ilerleyebiliyorsunuz. Biri gelip ‘Bana bağlama öğretir misin?’ dediğinde bunun nasıl öğretileceğini bilmiyordum. Çünkü ben sadece çalabiliyordum. Ancak erbaneyi öyle yapmak istemiyordum. Usulüne göre yapmak istedim her şeyi. Erbane için metot kitabı olduğunu öğrendim ve aldım kitabı. Nota bilgisiyle de kendi kendime uğraşarak öğrendim. Ritim metodu diğer enstrümanların metoduna göre farklıdır. Diğer notalar 5 çizgiden oluşurken ritim notası tek çizgi üzerindedir. Kitap sayesinde bir noktaya kadar geldikten sonra metodu yazan arkadaşa ulaştım ve ona kitapta belli bir seviyeye geldiğimi, ancak kendi kendime öğrendiğim için ne aşamada olduğumu bilmediğimi söyleyerek bana ders vermesini rica ettim. O da bana zaman ayırdı ve hızlandırılmış bir şekilde ders almaya başladım.”
‘Neden insanlara öğretmiyorsun?’
Erbane öğrenmenin yanı sıra öğretmeye ise hocasının teşviki ile başlayan Zelal, “Hocam bana ‘Elazığ’dan İzmir’e neden geldin? Orada yok muydu sana bunu öğretecek biri?’ diye sordu. Ben de olmadığını söyledim. O da bana ‘O halde sen neden Elazığ’da insanlara bunu öğretmiyorsun?’ dedi. Tabii güzel söylemişti ama ben düşünmeye başladım bunu olur mu olmaz mı diye. Elazığ’a geldikten sonra da Desim’de Munzur Akademi’den arkadaşlarımla yaptığımız bir sohbette erbane çaldığımı ve bunu öğretmek de istediğimi söyledim. Onlar da çok sevinerek benim de akademide ders vermemi istediler. 10 kişilik kursiyer ile derse başladım. Her hafta Elazığ’dan Dersim’e gelmeye başladım ders vermek için. 10 kişi ile bir grup kurduk ve 8 Mart’ta gösteri yaptık. Dersim’in yanı sıra Elazığ’da da 25 kursiyerle çalışıyorum” sözlerini kullanıyor.
‘Sanat benim için ufuktur’
İnsanların hayallerinin peşinden koşmasının önemini vurgulayan Zelal, öncelikle hayallerimizi bilmemiz gerektiğini ifade ediyor. Sonra da hayattan istediğimizi ve gerçekte ne yaşadığımızı bilmemiz gerektiğini dile getiren Zelal, “Ekonomik etkiler önemli ama benim için para kazanmanın tek yolu banka değildi. Sistemin ayağınıza taktığı kelepçeleri kolayca kıramıyorsunuz. Varlığımızı öldürmemek lazım. Tüm kadınlara önerim şu ki her şeyin bir alternatifi vardır ve başka bir hayat da mümkündür. Sanat benim için ufuktur. Hayatımızda hiç görmediğimiz, dilini bilmediğimiz bir insanla o esnada sanatta buluşabiliyoruz. Bu çok özel bir şey. Birbirlerinin dilini bilmeyen 10 kişi aynı eseri ortaya çıkarabiliyor” ifadelerini kullanıyor.
Zelal, Munzur kıyısında erbane eşliğinde küçük bir müzik dinletisiyle bitiriyor röportajı.