Jinnews’ten kitap seçkisi
- 09:08 24 Mayıs 2020
- Kültür Sanat
HABER MERKEZİ - Kitaplarla ortak bir yaşama yolculuk ettiğimiz kitap seçkilerimizle bu hafta da 5 yeni kitap seçkisiyle farklı yaşamlarla buluşuyoruz.
Her kitapta farklı yaşamlarla karşılaşırız, bazen umut olur hikayeler bazen de öfke olur boğazımıza düğümlenir, nihayetinde her an’da kendimizi buluruz buluşuruz. Yurt edindiğimiz yaşamları her hafta sizlerle buluşturarak farklı coğrafyalara hep beraber yolculuk ediyoruz. Bu hafta sizler için derlediğimiz kitap seçkisinde, Fars kültüründe ateşlenen iki karşıt gücün güzelliği ve zalimliğini tanık olacağız.
Bu hafta sizler için seçtiğimiz 5 kitap seçkimizi size sunuyor, iyi okumalar diliyoruz.
Sev Ji Me Dikujinin
Mizgin Ronak
“Li me barin gulen ramusandi/ Heyven çavpeketi
Baranen vexwari/U behna şir na,
A barude te/Ji deven berxiken welate min
U li Helebçeye sev ji me dikujin.
Tutsak Mizgin Ronak‘ın kaleminden acının, sevincin, direncin ve umutların kendi dilinden damıtıldığında ki güzel tadı veren bir şiirler okumanın zamanı.
Kadınlar Ülkesi
Charlotte Perkins
Charlotte Perkins Gilman yaşadığı dönemin önde gelen hümanistlerinden ve kadın hakları savunucularından biri olmasının yanında feminist edebiyatın en önemli erken dönem temsilcilerinden. Kadınlar Ülkesi ise feminist ütopyanın ilk örneklerinden.
Birinci Dünya Savaşı’nın arifesinde üç Amerikalı erkek pek fazla insanın bulunmadığı, ücra bir yerde, tamamen kadınlardan oluşan bir topluluğa denk gelir. Erkeklerin olmadığı bu gizemli ülke ile ilgili gerçekler bir bir açığa çıksa da misafirlerin merakı giderilmenin aksine daha da artar ve Kadınlar Ülkesi’nin yönetim biçiminden inançlarına, kültüründen ekonomisine ve hatta anneliğe kadar pek çok konuda bilgi sahibi olmaya ve toplumsal cinsiyet rollerini sorgulamaya başlarlar.
Zamanın Kıyısındaki Kadın
Marge Piercy
Connie, sevdiği insanlar devlet ya da ölüm tarafından elinden alınmış; bütün bunlara karşı şiddet eğilimleri göstermeye başladığı için tımarhaneye kapatılmıştır. Bu kez de doktorlar, üzerinde deney yapmak isterler, karşı koyar ve zihin gücüyle ilişkiye geçtiği bir ütopya halkının yardımıyla mücadeleye başlar. Romanda bütün bunlar olurken, aslında son yıllarda birçok radikal düşünürün, feminist ve yeşillerin sorguladığı modern toplumun vazgeçilmez diye sunduğu kurum ve anlayışların da eleştirisi yapılır. Ütopyada çekirdek aile, devlet, hapishane, hastane, okul ve çocukluk gibi kurumların hiçbiri yoktur. Erkeklerin çocuk emzirerek annelik duygusunu tattığı, böylece daha sevecen ve şefkatli olduğu; yarışmamanın erdem kabul edildiği; doğayı onarmak ve savunmak için ‘nehir doktoru', ‘toprak avukatı' gibi mesleklerin olduğu bir ütopyadır bu.
Erkek Akıl
Genevieve Lloyd
Lloyd, Platon'dan Descartes'a; Kant ve Hegel'den Sartre'a kadar bir dizi düşünürü ele alarak bu Akıl ideallerinin tarihsel olarak kadınlığı dışladığı ve kadınlığın kendisinin de böylesi bir dışlama süreci yoluyla oluşturulduğunu belirtiyor. Ona göre, rasyonel bilgi her zaman kadınla eşleştirilen doğa güçlerinin bir tür aşılması, dönüştürülmesi veya kontrol altına alınması olarak; kadınlık da onun aştığı, tahakküm altına aldığı şey olarak anlaşılmıştır.
Bu geleneğin akıl kavrayışlarının erkeksiliği, bütün bunları talihsiz metaforlar olarak görüp bir kenara atarak giderilemez. Bu metaforlar akıl yürütme biçimlerini oluşturucu niteliktedir. Lloyd buna karşı çözümün akla kadınsı bir alternatif geliştirmek ya da aklın kadınsılaştırması olmadığını vurgular. Felsefeyi, felsefenin içinde kalarak eleştirmenin nasıl mümkün olduğunu merak eden ve düşünme biçimlerine nüfuz etmiş cinsiyetçilikle kolaya kaçmadan mücadele etmek isteyenlere ön açıcı bir kitap
Tahranın Damları
Mahbod Seraji
Seraji romanda insanlığın ortak değerlerini, gülümsemeleri, gözyaşlarını, aşkı, korkuyu ve umudu bir araya getirirken Fars kültüründe ateşlenen iki karşıt gücü; güzelliği ve zalimliği gözler önüne seriyor. Ama öyle naif öyle hayatın içinden ki birden kendimizi romanda ki gibi damlarda şen sohbetlerin, çocuk hayallerin yıldızlı gökyüzünün altında buluruz kahkahalarla. An olur devrimin ateşine tutuşmuş pehlevi rejimi karşısında kalabalığın içinde oluveririz Zari, Ahmet Paşa nın hikayesinde. Okunmamışsa hala okunması gereken akıcı bir roman.”