Jinnews’ten kitap seçkisi

  • 09:10 17 Mayıs 2020
  • Kültür Sanat
HABER MERKEZİ - Karantina günlerinde iyi bir arkadaş olan kitapların dünyasına, bu haftada 5 kitap seçkimizle ortak olacağız.
 
“Okumanın sırrına erenler kitapların, kelimelerin yarattığı hazzı hiçbir yerde bulamaz” denir. Doğruluk payı oldukça fazla olan bu söze okuma tutkusu olanlar hemen evet diyecektir. Bu haftada sizler için seçtiğimiz kitap seçkisiyle bu tutkunuzu perçinleyeceğimize inanıyoruz. Dersim dağlarında annesinin eteğine tutunmuş Gülizar’ın hikâyesinden, 72 fermanla katledilmiş bir halkın gerçekliğine tanık olacağız. Tanrılar karşısında kadının dansına tanık olacak arayışımızı çoğaltacağız. 
 
Bu hafta sizler için seçtiğimiz 5 kitap seçkimizi size sunuyor, iyi okumalar diliyoruz.
 
Masumiyet Utandı Kendinden
 
Fecriye Benek 
 
“Çağın acısını ve onurunu giyenler ve yarına umudun kıyafetini dikenler” ancak 72 ferman 72 sürgün 72 defa yeniden ölüp dirilen bir kadim halkın acısını anlayıp yeni bir katliamın önünü kesmeye gönüllü olabilir. 7 kişilik bir grubun hikâyesidir anlatılan. Onlarla birlikte kadim bir inancı, acıları, suskun insanlığa karşı bu kadim topraklarda insanlık değerlerini taşıyanların varlığının bir halkın varlığının kurtuluşuna dönüştüğünü görürüz. 
 
Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın
 
Fatmgül Berktay
 
Mezopotamya ana tanrıça kültürünün oluşturduğu üretken yaratıcı kutsal kadın algısı nasıl oldu da ikinci sınıf bir varlığa dönüştü? Yaratan ve üreten varlık nasıl oldu da cennetten kovulmaya neden olan şeytanın kandırdığı ilk günahkâr lanetli Havva oldu?  Fatmagül Berktay kitabında kadim ana tanrıça kültürünü alaşağı eden ve antik yunan filozoflarından Aristo ve platonun felsefelerinde ki cinsiyetçiliğin tek tanrılı dinleri etkilemesi üzerinde duruyor. Aristo’nun “sessizlik kadının izzetidir. Doğasında boyun eğmek vardır” sözü yüzyıllar sonra İmam Gazalinin sessizliği kadının temel erdemi sayarak” en tehlikeli kadın sadaka -çok konuşan- olduğunu söyleyerek Aristo’nun sesi oluyor.  Tek tanrılı dinlerde ilk günahtan, yaradılış öyküsüne, cinsellik ve kadın bedeninin lanetlenmesine bir çok olgunun dinlerdeki ayetlerle beslenerek tanrı kelamı ile nasıl kesin hakikate dönüştürüldüğünü akademik araştırmalar ile yapan kitap okunmadan geçilmeyecek kitaplardan.  
 
Perperik-a Söe  
 
Haydar Karataş 
 
Gülüzar’ın gözlerinden, babasının kesik başını gördükten sonra sözcüklerin, seslerin dünyasından kopan ve gözleriyle bizi Dersim’e yolculuğa çıkaran küçük bir bakışıyla başlar hikâye. Eski kadim halkların nasıl birden bu kadim coğrafyada toprağın, taşın, kuşun dilinin ve ruhunun olduğuna inanılan bir kültürde düşmanlaştığını trajik anlatısıdır.  Alevi kültürünün taşıyıcısı yaşlı kadın halkın yaşadıklarını Gülizar’a anlatırken bilincine tarihi nakşederken dağ yolculuğunda otların şifasını, kadının doğa ilişkisini aktarırken de mirasını bırakmak istiyor yeni kuşaklara.   
 
Dans Etmeyeceksem Bu Benim Devrimim Değildir
 
Emma Goldman
 
“Pek çok insan hayata bakar, onu yaşamaz. Onların gördüğü hayatın kendisi değil, sadece gölgesidir.” Kızıl Emma olarak bilinen Emma Goldman kendi hayatından yola çıkarak kadına dayatılmış tabulardan kurtulmanın kendini yaratmanın kendi ellerimizde ve iddialarımızda olduğunu gösterirken en güzel tanımı  “ hayat beni yaratmadı, yoğurdu” diyerek yapıyor. Ahlak tabusundan aşk ve devrim inancına, varoluştan, eşit bir topluma Emma Goldman kitabında aforizma tadında bir tartışma sunuyor.
 
Toplumsal cinsiyet kuramları
 
Zehra Dökmen 
 
Üzerinde tartışmaların devam ettiği toplumsal cinsiyet kuramların kısa çerçeveleri ve yarattığı etkileri kapsayan kitap tam da bu konu üzerinde genel bir görüş edinmek için arayanlara yardımcı olacak türden. Cinsiyet nedir? Toplumsal cinsiyet nedir? Cinsel kimlik ve cinsiyet kimliği arasında ki farklar nelerdir bunların gündelik yaşama yansımaları ve zihinsel olarak hangi kuramdan beslendikleri sorularıyla hem kuramsal çerçevelerini aktarır Zehra Dökmen. İşte bu insanlar içinde acı ve dertleri yükleyenlerdir.