HABER MERKEZİ - Bu haftada güçlü kadın karakterlerin yer aldığı 5 eseri sizlere sunuyoruz. 

 

Zor ve zahmetli bir yolculuk biz kadınların hayat mücadelesi. Yolculuğumuzu kadın dayanışması ile büyütüyor, kadınlara sarılarak yol alıyoruz. Elimizin gözümüzün ulaşamadığı kadınlarla köprüdür kitaplar. Görmediğimiz hayatlara dahil eder bizi. Dahil olduğumuz hayatlarla yaşamımızı güzelleştirerek yol alıyoruz.

 

Bu haftada 5 özel kitapla siz okuyucularımızla buluşuyoruz. Bu haftaki kitaplarımızda güçlü kadın karakterlerle tanışacak onların serüvenlerinde yer yer kendinizi bulacaksınız. Şimdiden iyi okumalar diliyoruz.

 

Sorumluluk ve yargı

 

Hannah Arendt

 

“Hem ahlaki hem de politik olarak, kayıtsızlık en büyük tehlikedir….Dehşetle beraber, kötülüğün sıradanlığı da işte orada yatar.”  Sorumluluk ve Yargı, ahlak felsefesi, sorumluluk, hakikat ve kolektif suç kavramları üzerine de sistemli düşünceye yeniden sevk ediyor Arendt. Yaşananları analiz ederken nedeni insanların cehaletinde ya da doğasına içkin kötülüğünde değil, kendi eylemlerini ahlaki hakikatlere göre yargılamaktaki acizliğinde arar ve arayışa sevk eder.

 

Damızlık kızın öyküsü

 

Margaret Attwood 

 

Atwood un bu romanı distopyanın güçlü feminist yönünü ele alarak olası bir kadın geleceği çizmiş. El konulan yönetim sonrası kadının tüm hakları illerinden alınır ve sadece rollerine göre giyecekleri elbiseler onların kimlikleri olur. Mavi, yeşil ve kırmızı artık sadece bir renk ve elbise değil erkeğin hükmünün geçtiği dünyada kadınların işlevselliği ve kimlikleridir. Kırmızı elbise ile sadece üreme rolü olan damızlık kızın hikâyesi tüm benliği arzu ve düşünceleri yok sayılan kadının “biz iki bacağı olan rahimleriz hepsi” diyecek kadar yok oluşunun distopik anlatımıdır.

 

Krizantemler

 

John Steinback

 

John Steinback adaletsizlikle mücadele etmeye çalışan insanların hayatından kısa bir kesit sunarak öğretilmiş cinsiyet rollerini okuyucularına sunuyor.

 

Birdenbire çıka gelen bir adamla karşılaşan Elisa, Kasım ayında çıkan krizantem çiçeğini tanımlarken bir kadın olarak aslında kendi hayat sınırlarını tarifliyor.  

 

Mor Yıllar 

 

Alice Walker

 

Mor Yıllar, ABD’nin Güneyin de 1930’lı yıllarda siyahilerin karşılaştığı zorlukları ve dönemin ırkçılığını ayakta durmaya çalışan kadın hikâyesinden okuyucuya sunuyor. Küçük yaşta bir kız olarak babası sandığı erkeğin tecavüzü ile erkek şiddetini, siyahi bir kadın olarak maruz kaldığı baskılarda ırkçılığı, kardeşinden zorla koparılarak yoksulluğu tanıyan Celei’nin hikâyesidir Mor Yıllar. Kişisel deneyimin kadınlar açısından kendini gerçekleştirmesi ve kişisel özgürlüğün insan varoluşundaki özgüvenin önemini gösteriyor.

 

Bakır sesli kadınlar

 

Rojbin Perişan 

 

Bakırdan bir avlu ve onda bağdaş kurmuş kadınlar. Dünyaya bakırdan bir havanda dövülmüş bakırdan ses telleriyle çınlıyorlar. Bu avlu bir barınak ya da sığıntı yeri değil yalnızca. Aynı zamanda kurmak istedikleri kadından bir dünya tahayyülünün imgesidir. Bakır çağlardan kalma değerler sökülüp atıldı belki çoktan, ya da unutuldu. Kadının bir zamanlar değer olduğunun unutulması gibi. Rojbin Perişan, özelde kadınların beslendiği kıvrımları birer aksesuar olarak edebi zeminde kendine özgü bir biçimiyle bizimle buluşturuyor hikâyelerini.