Zorbalığa, zora başkaldıran Dengbej Feleknas: Mücadelemi sürdürüyorum

  • 09:03 14 Mart 2020
  • Kültür Sanat
Medya Üren
 
DİYARBAKIR - Önüne konulan engellemelere rağmen dengbejlik sevdasından vazgeçmediğini dile getiren Dengbej Feleknas, “Ben direnişimi daha da büyüttüm. Hayallerimle, üzerimde cins ayırımı yapan cinsiyetçiliğe ve beni zorla evlendirip dengbêj olmama engel olmak isteyen zorbalara karşı mücadele yürüttüm. Bugünden sonra da direnişimle bütün zorluklara karşı mücadele edeceğim” diyor.
 
Kürt kültürü ve tarihi içerisinde önemli bir yere sahip olan dengbêjlik, bugün de önemini koruyor. Kürt kadın dengbêjliğinin öncüleri arasında yer alan Ayşe Şan, Meryem Xan ve Susıka Sımo gibi isimler, icra ettikleri sanatla bugün de insanları etkilemeye ve tesiri altına almaya devam ediyor. Ayşe Şanların bıraktığı mirasa sahip çıkarak denbêjliği tüm dünyaya duyurmaya çalışan bir isim de Dicle Kültür Merkezi’nde dengbêjlik yapan Feleknas. 
 
Muş’un Kozma köyünde 7 çocuklu bir ailede dünyaya gelen Feleknas, küçük yaşta anne ve babasını kaybederek kardeşleriyle yalnız kalıyor. Anne ve babasını kaybettikten sonra evin tüm sorumluluğunu üstlenen Feleknas, birçok zorlukla karşı karşıya kalmasına rağmen, mücadeleci kimliğini o süreçlerde yavaş yavaş kazanmaya başlıyor. Kardeşleri tarafından sürekli baskı ve haksızlığa maruz bırakılan Feleknas, o dönem yine kardeşleri tarafından istemediği biriyle evlendiriliyor. Kardeşlerinden gördüğü baskılardan sonra bir de çocuk yaşta evlendirildiği erkekten baskı görmeye başlayan Feleknas, hayallerinin peşinden koşmanın yollarını aramaya başlıyor.
 
‘Ayşe Şan gibi olmak istiyorum’
 
Feleknas kıstırılmaya ve yasaklanmaya çalışılan sesini, Erivan’ın Sesi Radyosu’ndan dinlediği Ayşe Şan’ın dengbêjleriyle yükseltmeye çalışır. Sesini tıpkı Ayşe Şan gibi bir çığlığa, bir isyana dönüştürmek isteyen Feleknas, Ayşe Şan gibi Kürt kültürüne ve tarihine önemli nakışlar işlemiş birini dinlemenin kendisine güç kattığını söylüyor. Feleknas, “Ayşe Şan gibi başarılı bir sanatçı olarak Kürt değerlerine hizmet etmek istiyorum” diyerek kendisine rol model olarak seçtiği Ayşe Şan’a olan hayranlığını anlatıyor. Yaşamının hep bir savaş içerisinde sürdürüldüğünü belirten Feleknas, 90’lı yıllarda ekonomik sebeplerden dolayı bir göç ile Diyarbakır’a geldiğini ifade ediyor. 5 çocuk annesi olan Feleknas, her şeye rağmen debgbêjlik sevdasından vazgeçmiyor. 
 
‘Kadının çığlığı yasaklanıyor’
 
Yas ve eğlence törenlerinde okunan dengbêjlerden çok etkilendiğini söyleyen Feleknas, bir an önce dengbêj okumayı öğrenmek için arayış içine girer. “Toplumda kadının çığlığı yasaklanıyor. Yüzlerce kadın bu yasaklamalara karşı direndi, mücadele etti. Çoğunluğu sessizleştirildi. Günümüze kadar gelebilenler ise ancak anonim olarak yayılabildi. Kadın gerçekliği ve kadın emeği bu yönüyle çalınmıştır. Başarılı olanlar çok meşakkatli bir yoldan geçerek birçok zorluğun üstesinden gelmeye çalışmışlar. Aileye, topluma ve kurallara karşı çıkmışlar. Ben de bu kutsal yolun bir takipçisi olmak istedim. Her zaman bunun için mücadele ettim” diyen Feleknas ailesine ve toplumsal baskıya karşı verdiği amansız mücadeleyi dile getiriyor. 
 
‘Dengbêjlik benim için direnişti’
 
Feleknas, sevdalısı olduğu degbêjlik hakkında şu ifadeleri kullanıyor: “Uygarlığın adım attığı hiçbir bölge ve toprak saldırı ve savaşlardan kurtulamamıştır. Bu topraklar üzerinde her zaman hırsızlık saldırıları olmuş ve tarihi yok edilmeye çalışılmıştır. Mezopotamya, toprağına ve değerlerine yapılan saldırılara karşı tarih, destan ve dengbêjlik kültürünü bugüne taşımayı başarmıştır. Dengbêjliğin kendisi en değerli hale gelmiştir. Şu anda eskisi kadar baskılar da yok, gençler dengbêjliğe sahip çıkmalı. Dengbêjliğin kayboluşu hakikatimizin ölümüdür. Sesimi yükseltemiyor ve duyuramıyordum çünkü her şeyden önce bir kadındım. Toplumda kadına hep farklı gözle bakılır ve ev işleri, çocuk bakımı dışında bir rol biçilmez. Dengbêj okuduğumda herkes bana kötü gözle bakıyordu. Fakat erkek dengbêjlik yapınca, kadın ile erkek birlikte eğleniyorlardı. Kadın, şarkıların okunduğu bölüme katılamıyordu, o sadece bir dinleyiciydi. Ben dengbêjliği perdenin arkasından onları izleyerek öğreniyordum. Çünkü dengbêjlik benim için direnişti.” 
 
‘Kadın artık hayal kurabiliyor’
 
Feleknas, PKK Lideri Abdullah Öcalan sayesinde toplumun büyük bir dönüşüm yaşadığını ifade ederek, topluma en büyük armağanının kadın özgürlüğünü bahşetmesi olduğunun altını çiziyor. Feleknas son olarak şöyle diyor: “Kural ve yasalara, aşiretlere, feodalliğe mahkum edilen kadın, başkaldırıya geçti ve özgürlüğü için büyük bir seviyeye ulaştı. Kadın artık emeğine sahip çıkabiliyor ve hayal kurabiliyor. Ben direnişimi daha da büyüttüm. Hayallerimle, üzerimde cins ayırımı yapan cinsiyetçiliğe ve beni zorla evlendirip dengbêj olmama engel olmak isteyen zorbalara karşı mücadele yürüttüm. Bugün de Dicle Kültür Merkezi’nde dengbêjlik yapıyorum. Özel günlerde ve kutlamalarda sahne alıyorum. Ayrıca başka şehirlerde ve Avrupa’da da sahne aldım. Direnişimle bütün zorluklara karşı mücadele edeceğim.”