3. Kadın Yönetmenler Festivali seyirci ile buluşuyor
- 09:04 4 Mart 2020
- Kültür Sanat
Zeynep Pehlivan
İZMİR - İzmir’de “Her Kadın Başka Hayaller Kurar” teması ile 29 Şubat’ta başlayan 3.Kadın Yönetmenler Festivali, kadın yönetmenlerin filmleri, film sonrası söyleşileriyle katılımcılarla buluşmaya söyleşi ve panellerle devam ediyor.
İzmir’de bu yıl 3’üncüsü düzenlenen Kadın Yönetmeler Festivali hem kadın yönetmenleri birbirleriyle hem de kadınların filmlerini seyirci ile buluşturmaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada kadın yönetmenlerin sayıca azlığına dikkat çekmek için yola çıkarak, gerçekleşen festivalin teması ise “Her Kadın Başka Hayaller Kurar.” Her yaştan izleyicinin ücretsiz olarak katılabileceği festivale özellikle kadın dernekleri ve üniversite öğrencileri sahip çıkıyor. Kadın yönetmenler ise festivalde buluşmaktan ve birbirlerine destek olmaktan oldukça memnun.
‘Sinema alanında daha cevval olmamız gerekiyor’
“Tohum” isimli belgesel filmi ile festivale katılan Sevinç Baloğlu uzun yıllardır belgesel yönetmenliği yapıyor. Sevinç, bu festivalin çok önemli olduğunu düşünüyor ve gelemeyecek kadar hastayken bile, burada olmanın ne kadar önemli olduğunu kendine hatırlatarak hasta yatağından kalkıp geliyor. Kadınların görünürlüğünün az olduğu bir dünyada yaptıkları işlerle insanları bu tür festivaller sayesinde buluşturulmasını çok önemsiyor.
Sevinç şöyle devam ediyor: “Kadınların ürünlerini seyirciyle buluşturan ve onların söylemlerini dünyaya anlatan bir festival olması beni çok heyecanlandırdı. Bizde yeni yeni oluşuyor bu tür festivaller, birbirimize destek olacağımız alanlar. İyi düşünen, iyi işler yapan kadın yönetmenlere ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Maalesef yaşamın kendisinde de ne kadar görünüyorsak sinemada da o kadar görünüyoruz. Görsel bir sanat olan ve insanlarla görece daha kolay ulaşan sinema alanında daha cevval olmamız gerekiyor. Bu yüzden birbirimizle dayanışma halinde olmamız gerekiyor. Biz de genç sinemacı arkadaşlarımızla yardımlaşmaya yürekten hazırız.”
‘Festivali özellikle kadın izleyici sahipleniyor’
Nejla Demirci ise festivale “Gündöndü” ve “Yüzleşme” isimli iki filmi ile katılıyor. “Festivallerde en önemsediğim şeyin izleyici ile sıcak bir buluşma yaşamak” olduğunu söyleyen Nejla tam da istediği tarz da bir alan yaratıldığını belirtiyor. Bir kadın yönetmen olarak başka üreten kadın yönetmenlerle buluşmanın kendisine çok iyi geldiğini söylüyor. Nejla, hem de izleyiciye de bu kadar yakın olmayı çok önemli buluyor. Nejla, “Biz belgeselciler biraz dünyanın derdi, kederi ve acısıyla uğraşan ve de bunları başka yerlere savurup ulaşmaya çalışan insanlarız. Lüks oteller, kırmızı halılarda olmak bizi mutlu eden bir şey değil. Tam tersine yerel, küçük imkânlarla insanları bir araya getiren çalışmaların içinde olmak ayrıca güzel ve değerli. Festivali özellikle kadın izleyicinin çok sahiplendiğini gördüm. Bu anlamda bu festivaller birbirimizi desteklediğimiz, daha içerden baktığımız, eksiklerimizi paylaştığımız alanlar oluyor. Kadın deneyimlerinin aktarıldığı böyle ortamlarda ise birbirimizden olumsuzluklarla daha kolay baş etmeyi öğreniyoruz” diye belirtiyor.
‘Kadınların film çekmesine ihtiyacımız var’
“Garip Bir Soru” filmi ile festivale katılan, üniversite öğrencisi Meryem Melek Köse’nin ise ilk film deneyimi. Okulda dönem projesi olarak çektiği filmini hocalarının desteği ve ilgisiyle Kadın Yönetmenler Festivali’ne yolluyor. Sinema yapan kadınlarla bir arada olmanın onun için çok iyi bir fırsat olduğunu belirten Melek, “Burada çok güzel filmler izledim. Kadın olmanın ve sinema yapmanın zorluğunu yaşayan insanlarla beraber olup bu zorluklara beraber çözümler arıyoruz. Beyin fırtınası üreten bir festival bu anlamda. Film çekmek isteyen kadınlar korkmasınlar, yılmasınlar. Buna ihtiyacımız var” diyor.