Sinemacı kadınlar dayanışma ile filmlerini çekiyor
- 09:14 22 Aralık 2019
- Kültür Sanat
Filiz Zeyrek
ADANA - Çukurova Üniversitesi Toplumcu Sinemacılar Topluluğu, dayanışma ile önemli çalışmalara imza atıyor. Topluluk desteğiyle kendi filmlerini çeken genç kadın yönetmenler, “Eğer aklınızda bir fikir varsa, asla olumsuz şeyleri umursamayın ve doğru insanlarla çalışın” diyor.
Çukurova Üniversitesi Radyo Televizyon Sinema bölümü öğrencileri, dayanışma amacıyla kurdukları Toplumcu Sinemacılar Topluluğu ile birçok başarılı kısa film ve belgesele imza attı. 3. sınıf öğrencisi Devran Şimşek de topluluğun üyelerinden biri ve ‘Seyirci’ filmini dayanışma ile çekti. Birçok yere destek başvurusu yaptığını fakat hiçbir yerden destek alamadığını belirten Devran, “Ekip arkadaşlarım ile birlikte çok iyi uyum sağladık. Onlar sayesinde çoğu zorluğu atlatabildik. Örneğin çekim öncesinde ekipman desteği alabilmek için çok uğraşmıştık. Fakat hiçbir yerden destek alamamıştık. İçerisinde bulduğum Toplumcu Sinemacılar Topluluğu sayesinde bu zorluğu anlatabildik” dedi.
‘Sinemada kadın şart’
İnsanların toplumsal olaylara karşı bir olabilmesini ve toplumsal olaylara seyirci kalınmamasını amaçladığını dile getiren Devran’ın filminde de televizyon bağımlısı karakter bir sebepten ötürü televizyondan kopuyor ve gerçek dünyaya olan yolculuğu anlatılıyor. Sektörlerinin de erkek egemen bir sektör olduğunu ifade eden Devran, “Son yıllara baktığımız zaman biz kadınların bu sektöre doğru, emin ve güçlü adımlarla ilerlediğini ve birçok başarı elde ettiğini görüyorum. ‘Seyirci’ filmini yaparken de bu gücü kendimde hissettim ve hâlâ hissetmeye devam ediyorum” diye konuştu.
‘Filmde kadın kimliğim etkili oldu’
Kadın kimliğinin yaptığı projelere etkisinin bir hayli yüksek olduğunu ve filminin festival sürecinin devam ettiğini söyleyen Devran, “Filmi izlediğim, okuduğum ve duyduğum haberlerden etkilenerek yaptım. Çünkü haberlere baktığımda beni en çok etkileyen ve düşündüren olaylar bir kadın olarak kadın haberleri oluyordu. Bunun için bir şeyler yapmayı düşündüm. Bunu da bir film ile yapmayı ve böylece izleyiciyi bilinçlendirmeyi amaçladım. Filmimi yaparken pes etmemeyi ve her sorunun mutlaka bir çözümü olduğunu fark ettim. Ne olursa olsun kadın yönetmenlerin çabalaması gerekiyor. Buradan tüm kadın yönetmen arkadaşlarıma pes etmememiz gerektiğini ve ne olursa olsun durmadan ilerlememiz gerektiğini söylemek istiyorum” ifadelerini kullandı.
‘Fikir benim film toplumun’
3.sınıf öğrencisi Ebru Fanzin ise “Maruf” adlı filmini çekti. Filmin fikir aşamasından yapımına kadar “kadın olarak yapamazsın” yargılarıyla karşılaştığını aktaran Ebru, “Fikrin bana ait olduğundan şüphe edip, ben böyle bir şeyi düşünemezmişim gibi tepki gösterenler de oldu. Bu esnada toplumcu sinemacıların kurucuları yanımda oldular ve çekim aşamasında hep yardımcı oldular. Kadın olduğum için gurur duydular ve hep motive ettiler. Bu, benim her zaman olumlu bakmamı sağladı. Çekim şartları istediğimiz gibi olmasa da yapabildiğimizin en iyisini yapmaya çalıştık" dedi.
‘Şiddetsiz bir dünya’
Filmlerde topluma seslenmenin önemli olduğunu ifade eden Ebru, “Bunu bir kadın olarak yapmak gerçekten çok değerli. Toplumun sorunlarını görmek ve umutlu bakabilmek, her zaman en güzelidir. Eğer aklınızda bir fikir varsa, asla olumsuz şeyleri umursamayın ve doğru insanlarla çalışın” diye ekledi.