Füsun Demirel: Eşitsizliği ve şiddeti sahnede dillendiriyorum
- 09:04 1 Aralık 2019
- Kültür Sanat
Filiz Zeyrek
ADANA - ‘Aşk Dersleri’ oyununu sahneleyen tiyatro ve sinema sanatçısı Füsun Demirel, kadına ve çocuğa yönelik artan şiddet ve cinsel saldırılara tepki göstererek, “Yıllar geçtikçe toplum ilerlemesi gerekirken tam tersi tabulara bir geri dönüş var. Topyekun mücadele etmemiz gerekiyor. Hepimize çok büyük sorumluluklar düşüyor. Ben bunu tiyatro sahnesinden dillendiriyorum” dedi.
Kadına yönelik şiddet çocuğa yönelik cinsel istismar suçları artarken, devlet çocuğu korumak yerine, istismarı meşrulaştırıcı adımlar atıyor. Daha önce gündeme getirilen ve toplumdaki büyük tepkinin ardından geri çekilen “istismar yasa tasarısı” ikinci yargı paketinde yeniden yasalaştırılmak isteniyor. Söz konusu düzenlenmenin onaylanması halinde istismara maruz bırakılan çocukla evlendirilen kişi ceza almaktan kurtulacak. Kadınlar ise istismar suçlarına en ağır cezaların verilmesi için mücadeleye devam ediyor.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla “Aşk Dersleri” isimli tiyatro oyununu sahneleyen Füsun, bu oyunda toplumdaki tabulara dikkat çekiyor. Dario Fo ve Franca Rame’nin oyunu “Seks? Eh, Hayır Demem!”den uyarlanan “Aşk Dersleri”ni Adana’da sahneleyen Füsun’la kadına ve çocuğa yönelik artan şiddeti konuştuk.
‘Tabulara dokunuyorum’
Toplumdaki kadın ve erkek eşitsizliğini tiyatro sahnelerine taşıdığını belirten Füsun, “Ben bu oyunda tabulara dokunuyorum” dedi. Toplumda kadınlara, , hayvanlara dahi giderek artan cinsel şiddet karşısında, “bir şey yapmamız gerekiyor” diyerek yola çıktığını ifade eden Füsun, ‘Aşk Dersleri’nin de bu şekilde ortaya çıktığını aktardı. Füsun, “Yıllar geçtikçe toplum ilerleme kaydetmesi gerekirken tabularımız ile ilgili muazzam bir geri dönüş var. Şimdi ben bu oyunda tabulara dokunuyorum ciddi şekilde. Zor bir oyun, toplu terapi gibi bir oyun. Cinsellik meselesi ile ilgili tabu olmuş konulara değinmeye, dokunmaya çalışıyorum. Komedi yapıyoruz çok da eğleniyor insanlar ama bunlara dokunmak ve söz etmek bile zor aslında. Ama biz toplu terapi ile bunları aşıyoruz” dedi.
‘Herkese çok büyük sorumluluk düşüyor’
İzleyiciden çok olumlu geri dönüşler aldığını belirten Füsun, “Toplumda giderek artan şiddetin sebeplerini birlikte arıyoruz. Kadının, çocuğun nasıl korunabileceğini konuşuyoruz. Keşke bu oyuna hiç gerek kalmasaydı. Keşke bunları aşsaydık da bu oyun olmasaydı ama ne yazık ki, oyunda sözünü ettiğim gibi Kasım ayına kadar 384 kadın öldürüldü. Tecavüzlerin sayısı yok zaten çünkü resmi sayılar elde edilemiyor, çocuk istismarı da aynı şekildi. İstismarın yüzde 95’ini bilmiyoruz. 18 senelik AKP iktidarında bu sayılar dehşet verici. Toplumun en büyük utancı haline geldi. Hepimize çok büyük sorumluluklar düşüyor aslında. Ben bunu tiyatro sahnesinden dillendiriyorum, paylaşıyorum bunu yaşamış, bu şiddeti yaşamış bireylere, cinsiyeti ne olursa olsun dokunuyorum yalnız olmadıklarını hissettirmek adına” diye konuştu.
‘Bu mücadeleyi hep birlikte vermeliyiz’
Kadına ve çocuğa yönelik şiddetin meşrulaştırılmaması ve mağdurların susmaması için mücadele ettiklerini belirten Füsun, “Tepki koymak gerekiyor ki kadınlar şiddet karşısında susmasın. Şiddet yaşamımız ve tarihimiz boyunca hep vardı ama bu süreçte artık daha çok vahşice katledilmeye başlandık. Baltayla, kıyma makinalarına kadar vahşice öldürülmeye başlanılması korkunç bir ruh halini ortaya çıkarıyor. Emine Bulut, 19 yaşındaki Güleda Cankel örneği gibi. Şiddete karşı tek yol var o da birlikte mücadele etmek. Hep birlikte daha büyük bir güç olabiliriz. Bu mücadeleyi topyekûn vermemiz gerekiyor. Başka kurtuluşumuz yok, kadınlar daha çok örgütlenmeli diye düşünüyorum. Ne olursan olsun bunun siyasi görüşle bir alakası yok. Kadınlar bu kadar ağır bedeller öderken bunun hiç bir siyasi tarafı olmamalı ve bütün kadınlar birleşmeli. Yasaların kadınları ve çocukları koruma altına alması için iktidarı her şekilde zorlamamız lazım” dedi.
‘Dine dayalı fetvalar ve yasalar erkeği güçlü kılıyor’
“İstismar yasa tasarısı”na ilişkin de konuşan Füsun, “Bu çok korkunç bir durum” diye tepki gösterdi. “Dine dayalı fetvalarla bu çirkinlik meşrulaştırılmaya çalışılıyor” diyen Füsun, son olarak şunları söyledi: “Ahlaki değerler, ekonomi çökmüş durumda. Sistem içinde ezilen erkek kadına ve çocuğa saldırıyor, bütün bunların sebebini toplumsal çöküş olarak düşünüyorum. İktidar senelerdir ‘batı bizi çökertti’ diye anlatıyor ya çöküşün en korkuncu aslında bizzat bizde. Dine dayalı fetvalar erkeği o kadar güçlü kıldı ki o kadar cesaretlendirdi ki kadın ve çocuk istismarları, cinayetler ve bununla bağlantılı olarak sayının arttığını düşünüyorum. Hiçbir şekilde yasalar uygulanmıyor, cezalar verilmiyor. Zaten İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırmaya çalışıyorlar, bunlar hep dehşet verici şeyler. Bugün çocuk istismarında evlendirmeyi 12 yaş altı ve üstü diye konuşuyorlar, bütün bunlar korkunç. Elimizden gelen her şeyi yapalım ve bize emanet çocuklarımızı koruyalım.”