‘Buluştuğumuz yer: Hakikat bahçesi’ adlı belgeselin galası yapıldı

  • 08:44 1 Kasım 2019
  • Kültür Sanat
İZMİR - TİHV’in yapımcılığını üstlendiği Eylem Şen imzalı “Buluştuğumuz yer: Hakikat bahçesi” adlı belgesel film yoğun ilgi ile karşılandı. Galada konuşan Eylem Şen, “Bu belgesel arka planda başka bir dayanışmanın hikayesi” dedi.
 
“Buluştuğumuz yer: Hakikat bahçesi” adlı belgesel film İzmir Mimarlar Odası İzmir Mimarlık Merkezinde galasını gerçekleştirdi. Belgeselin yönetmenliğini Eylem Şen yaparken, yapımcılığını ise Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) üstlendi. Belgesel, TİHV’in “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriye imza atan ve ardından ihraç edilen akademisyenler için düzenlediği “Zor Koşullar Altında Olan Akademisyenlerin Desteklenmesi” projesi kapsamında yapıldı. Galaya çeşitli parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşu üyeleri, Barış Anneleri ve çok sayıda yurttaş katıldı. Barış akademisyenlerinden Nermin Biter’in açılış konuşmasını yaptığı galada TİHV İzmir Temsilcisi Prof. Veli Dök, TİHV Yönetim Kurulu üyesi Coşkun Üsterci, akademisyen Feride Aksu Tanık konuşma yaptı.
 
‘Bildiriyi iki bini aşkın insan imzaladı’
 
Barış akademisyenleri adına söz alan Feride Aksu Tanık, 2015 yazından itibaren tırmanan şiddet ortamının kendilerini olumsuz etkilediğini belirtti. “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildirinin de bu koşullarda ortaya çıktığını, iki bini aşkın akademisyenin imzaladığını belirten Feride, “Deyim yerindeyse kıyamet de burada kopmuş, bizim hikayemiz de bu noktada başlamıştı. Hedef gösterilmeler, açığa alınmalar, hak ihlalleri, ihraçlar, ayrımcılık, baskı ve ötekileştirmenin türlü tezahürleri. Bunlar sadece iktidarın türlü temsilcileri tarafından değil, akademinin içindeki idareciler, memurlar, güvenlik görevlileri gibi yaygın bir sosyal coğrafyayı kapsayan bir biçimde gerçekleşti” diye konuştu.
 
‘Felsefenin beton dökülen bahçelerini yeşerteceğiz’
 
Feride, iki kez açığa alındıktan sonra kanserden yaşamını yitiren Eren Deniz Tolu ve yaşamına son veren Mehmet Fatih Traş’ı anarak şu ifadeleri kullandı: “Anayasa Mahkemesi’nin kararı da ne yazık ki gecikti. Akademisyenler işlerini, ailelerini, yaşadıkları kentleri, oturdukları evi, bankadaki hesaplarını, kredi kartlarını sosyal çevrelerini, mesleki ilişkilerini, yürüttükleri işlerini, derslerini, öğrencilerini kaybettiler, kaybettik. Ama umudumuzu kaybetmedik. Bu umut geride kalan ve çölleşen akademiye geri dönme umudu değil. Kuşkusuz gün gelecek o da gerçekleşecek. Bir gün mutlaka felsefenin beton dökülen bahçesini yeşerteceğiz.”
 
‘Belgesel başka bir dayanışmanın hikayesi’
 
Film gösteriminin ardından söz alan yönetmen Eylem Şen, Öykü Arin’in sağlık durumu hakkında kısaca bilgi verdi. Kızının sağlık durumu nedeniyle belgeseli çekerken konunun öznesi olan akademisyenlerin çok yardımcı olduğunu söyleyen Eylem, “Sadece barış akademisyenleri değil, üyesi olduğum sendika, diğer sendikalar, mücadele örgütleri çok büyük destek oldular. Ben yıllarca bütün dünyayı kurtarmaya çalışırken meğer kendi kızım için çalışmışım. Elimizin değdiği ne çok insan varmış. Bu süreçte büyük bir dayanışma gösterildi. İyi ki örgütlüymüşüz. Örgütlü olmak ne kadar önemliymiş. Barış akademisyenlerinin ne kadar zor süreçlerden geçtiğine ben bizzat tanık oldum. Fakat onlarla birlikte olmak ve bu sürecin bir parçası olmak benim ve kızım için bir dayanışma sürecine dönüştü. Bu belgesel arka planda başka bir dayanışmanın hikayesi” dedi.