‘Ne kadar kayyım atasanız da halk iradesine sahip çıkıyor’

  • 09:02 4 Aralık 2024
  • Güncel
Nazlıcan Nujin Yıldız 
 
İZMİR - Belediyelerdeki irade gaspına tepki gösteren kadınlar, iktidarın, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli aracılığıyla son zamanlarda başlattığı tartışmalar üzerine yaptığı açıklamalarda samimiyetsiz olduğuna dikkat çekti. Halkın iradesine sahip çıkması gerektiğini ifade eden kadınlar, “Halkın katılımıyla ülkedeki her türlü sorun çözülebilir” dedi.
 
31 Mart seçimlerinin üzerinden geçen yedi ayda, sekiz belediyeye kayyım atandı. İktidarın halkın iradesini yok saydığı kayyım politikaları, üç dönemdir devam ediyor. Wan’daki irade gaspı girişiminin ardından yenilen iktidar, kazanamadığı yerlere kayyım atayarak demokrasiyi, seçme ve seçilme hakkını ortadan kaldırıyor. Bu saldırılar karşısında ise halk iradesine sahip çıkmak için sokaklarda günlerdir direniyor.
 
Kayyım politikalarını kabul etmediklerini söyleyen kadınlar, iktidarın Kürt halkına uzatmaya çalıştığı elin samimi olmadığını ve kayyım atamalarıyla birlikte bu durumun çelişkili olduğunu ifade ederek kayyımların halkı sindirmek için atandığını belirtiyor. Kadınlar, iktidarın sindirme ve korkutma çabalarına karşı halkın mücadeleye devam edeceğini vurguluyor.
 
‘Ortada bir özel savaş hali var’
 
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) İzmir Şubesi Eşbaşkanı Nebat Çelik, kayyımların kadın iradesine atandığını ve Kürt halkının iradesine bir saldırı olduğunu ifade ederek kayyımların Kürt halkına ‘Seni tanımıyorum’ demek olduğunu belirtti. İktidarın Kürt halkının ve kadınların iradesini tanımasa da kadınların ve Kürt halkının kendi iradesini tanıdığını söyleyen Nebat Çelik, “Bahçeli ortaya bir laf attı. İnsanlar biraz da olsa bir umut bağladı gerçi ne kadar umut bağlanabilir o da ayrı bir konu. Ama bir yandan ondan bahsederken bir yandan da Kürtün iradesini tanımıyorsun. Bu çok çelişkili değil mi? Aslında ‘Kürdü pasifize ederek masaya nasıl otururum? Çözümü nasıl üretirim?’ in derdine düşmüş. Yoksa Kürt halkı zaten iradesini biliyor, üç dönemdir cevabını verdi. Arkasında duruyor, bir direniş de var. Kayyımları kabul etmediğini söylüyor, biz de bunu her seferinde dile getiriyoruz. Ortada bir özel savaş hali var. Bir yandan çözümden bahsediyorsunuz bir yandan da ‘masaya kendi çıkarım doğrultusunda nasıl otururum?’ derdine düşmüş. Yoksa halkı düşündüğü yok” dedi.
 
‘Tertele devam ediyor’
 
“Tertele devam ediyor” diyen Nebat Çelik, tertelenin sadece bir acının dili olmadığını, Dêrsim’e atanan kayyımın Alevi Kürtlerin inancına atanmış olduğunu dile getirdi. Nebat Çelik, “Dêrsim, Reya Hak coğrafyasının bir hafızasıdır. Amaç o hafızayı yok etmek, orayı boşaltmak. Zaten bunu hep yaptılar, bu cumhuriyet döneminden beri yapılıyor. Bizim için orası serçeşmedir. Alevilerin serçeşmesidir. Aleviler için gerçekten özel bir yeri vardır. O yüzden amaç Reya Hak coğrafyasını teslim almak. Siz zaten yüzyıllardır bu sömürüyü, baskıyı yapıyorsunuz. İnsanlar bir şekilde direndi ve asimile edemediniz. Bundan sonra da orada yine direnenler olacak, siz ne kadar kayyım atasanız da halk iradesine sahip çıkıyor. Dersim bizim için çok anlamlıdır ve Seyit Rıza diz çökmedi bu da onlara dert oldu. Biz de onların torunları olarak bunu söyleyeceğiz” şeklinde konuştu.
 
‘Kayyımlarla kaos ortamı yaratılmaya çalışılıyor’
 
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) üyesi Gülcan Hanlıgil de kayyımın halkın iradesine vurulan bir darbe olduğunu ifade ederek kayyım atamalarının devam etmesi sonucunda ülkede birçok şeyin değişeceğini ve kayyımlarla bir kaos ortamının yaratılmaya çalışıldığını kaydetti. Gülcan Hanlıgil, Devlet Bahçeli’nin konuşmalarının ardından olası bir çözüm süreci ihtimalinin konuşulmasının kayyım atamalarından önce olduğunu ve kendisinin bu durumu samimi bulmadığını paylaştı. Gülcan Hanlıgil, “Hem çözüm süreci konuşuluyor hem de kayyım atanıyor. Kesinlikle samimiyetsiz bir durum söz konusu. Yılların verdiği bir korku durumu var. İnsanlar açlıkla sınandı, meslekleri ellerinden alınarak çaresiz bırakıldılar. Örgütlü güçler parçalandı. Halkın yapabileceği tek şey bir araya gelip haksızlıklara karşı gelmek. Örgütlerle veya sendikaların tek başına yapacağı bir şey değil bu. Kesinlikle halkın katılımıyla ülkedeki her türlü sorun çözülebilir” diye belirtti.
 
‘Bizi hiçe sayan bir hükümet var’
 
Halkın duyarlı olmaması sonucunda kayyım atamaların yayılacağını vurgulayan Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) İzmir Kadın Meclisi üyesi Elif Hurustan, kayyımın yalnızca belediyelere değil halkın iradesine de atandığını sözlerine ekledi. Elif Hurustan, “Seçme ve seçilme hakkı neden kullanılıyor? Bu bizim irademizdir ve irademize ipotek konuldu. Bunu kabul etmiyoruz, kayyımları reddediyoruz. Halkın duyarlı olması lazım. Kendi belediyeleri ve kendi iradelerine sahip çıkmaları lazım. Dêrsim bizim açımızdan farklı bir coğrafya. Bizim orada ecdadımız, dedelerimiz, pirlerimiz, Reya Hak Aleviliği var. Bilinçli olarak Dêrsim üzerinden oyunlar oynanıyor. Hala bu iradeyi yok sayan, kale almayan, bizleri hiçe sayan bir hükümet var. Ancak biz kendi kendimize derman olabiliriz” diye ifade etti.
 
‘Barışı istememekte ısrarlılar’
 
Belediyelerin gasp edilmesinin, halkın iradesinin yok edildiği anlamına gelmediğine dikkat çeken Elif Hurustan, insanların korkutularak sindirilmeye çalışıldığını ancak halkın artık uyandığının altını çizdi. Barış ve huzur içinde yaşamak istediklerini dile getiren Elif Hurustan, “Artık barışa ihtiyacımız var. Sürekli insanlar katlediliyor. Ne olacak gençlerimize. Şu an ortam çok gergin. Biz isteriz ki barışın sağlandığı bir ülke olsun. Biz huzur istiyoruz ama onlar istemiyor. Biz barış deyince onlar tam tersini söylüyor. Barışı istememekte ısrarlılar” dedi.