Sokaklarda yükselen direniş: Jin jiyan azadî
- 09:04 27 Kasım 2024
- Güncel
Rozerin Gültekin
İSTANBUL – “Jin jiyan azadî” sloganı ile yükselen kadın direnişinin oluşturduğu tabloyu değerlendiren, TJA aktivisti Dilan Geyik, “Jin jiyan azadî insanca yaşamın reçetesidir. Biz birbirimizin mücadele gerekçesiyiz dedik. Buradan alınan güçle kadınlar sokaklarda olmaya ve birbirleri için mücadele etmeye devam edecek” dedi.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü, Kürdistan’dan Türkiye’ye büyük bir direniş hattı ile karşılandı. İstanbul’da da bütün engellemelere rağmen kadınlar “Jin jiyan azadî” sloganı etrafında birleşerek sokaklara aktı. “Mücadelemiz birbirimiz için biz hayatı istiyoruz” diyen kadınlar yoksulluğa, savaş, tecrit, ekolojik yıkıma karşı hep birlikte isyanını yükselterek çözüm yolunun ortak kadın mücadelesi olduğunun mesajını verdi.
Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Dilan Geyik, 25 Kasım’da Karaköy’de ortaya çıkan tabloyu değerlendirdi.
‘Vali kimin hak ve özgürlüklerini korumak istedi?’
İstanbul’un tüm cadde ve sokaklarının abluka altına alınmasına rağmen kadınların bir araya gelmeyi başardığını ve kitlesel bir 25 Kasım eylemi gerçekleştirdiğini söyleyen Dilan Geyik, İstanbul Valiliği’nin “yasaklama” kararına değindi. Dilan Geyik, “Kadınlar hak ve özgürlükleri korunmadığı için, her gün kadın cinayetlerine bir yenisi eklendiği için, 6284 etkin uygulanmadığı için sokaklardaydı. Doğal olarak hepimiz şunu sorma ihtiyacı hissettik; Kimdi bu başkaları? Ceza indirimleriyle cesaretlendirilen erkekler miydi? Kadın cinayetlerini önlemeyen, İstanbul Sözleşmesi’nden aldığı karar ile bir gecede çekilen, Fatma Altınmakas’ın ana dilinde ifade vermesini engelleyip katledilmesinden sorumlu olan iktidar mıydı? Kadın katilleri miydi? Gülistan Doku’yu kaybettirenler miydi? Barikatlar, her sokak başına düşen polis sayısı, ‘güvenlik önlemleri’ sayılabilecek her unsur benim gibi birçok kadını öfkelendirdi. Bu kadar polisi aynı anda, kadınlar katledilirken göremezsiniz. Kadınlara kurulan barikatlar, erkek şiddetine karşı neden kurulmuyor? Kadınların yan yana gelmek ve birlikte mücadele etmek için o kadar çok sebebi var ki. Kadınlar kendisi olmak için bulunduğu her alanda evde, işte, kampüste, sokakta erkek şiddetiyle mücadele ediyor. Kadınlar mücadelemiz birbirimiz için diyerek kendi için attığı her adımın, kız kardeşlerinin yürüyeceği yol olduğunu sayarak mücadele ediyor ve direniyor” dedi.
Yaşamın reçetesi: Jin jiyan azadî
Eylemde bütün kadınların ‘’Jin jiyan azadî” sloganı ile direnişini yükselttiğine dikkat çeken Dilan Geyik, “Jin jiyan azadî’nin” tüm dünyada karşılık bulan bir şiara dönüştüğünü ifade etti. Dilan Geyik, “Kadınların deneyimlerinin birbiriyle benzerliği olduğu gibi çözümlerinin benzerliğinden de söz edebiliriz. ‘Jin jiyan azadî’ insanca yaşamın reçetesidir. Birbirinden koparamayız hiçbir kelimesini. İnsanca yaşam ancak özgür kadınla mümkün. Kadının özgür olmadığı bir toplumda yaşamı tahayyül edemeyeceğimizin bilgisini veriyor bize. Ortak duygu budur. Bu söz İran’dan Hindistan’a özgürlük mücadelesi veren dünyadaki tüm kadınların sözüdür. Diyarbakır Valiliği’nin ‘Jin jiyan azadî’ sloganını yasakladığını ilan etmesi, sözümüzün ne kadar haklı bir söz olduğunu kanıtlar. Örgütlü kadın mücadelesini hedef alan her erkek, her iktidar bizlere sadece mücadelemizde ne kadar haklı olduğumuzu gösterir” diye belirtti.
‘Engellemeleri tecritten bağımsız okumuyoruz’
İktidarların yıllardır evlerine hapsetmeye çalıştığı kadınların alanlarda yaşamlarını savunmasını tecrit, savaş, yoksulluk, cezasızlık politikalarının kadını hedef aldığını yüksek sesle dile getirmesine işaret eden Dilan Geyik, “Tecrit koşulları ağırlaştıkça toplumdaki yansıması da ağırlaştı. Bugün Taksim’de kadınların yan yana gelmesini engellemeyi, İmralı’daki tecritten bağımsız okumuyoruz. Kadınların yan yana gelmesi ve erkek devlet şiddetine karşı mücadeleleri o kadar meşru ve haklı ki, bunu görmediği gibi illegalize etmek için elinden geleni yapıyor. Bu gibi eylemlerde dışarı çıktığınızda bir savaş varmışçasına konumlanan kollukları, TOMA’ları, barikatları görüyorsunuz. Her adımı ile sizi son derece illegalize eden, kurduğunuz sözün metrodan çıkan, sokakta yürüyen, balkondan izleyen bir kadının kulağına gitmesini engelleyecek kadar alanlar çizen ve ancak bu alanlarda toplanmamıza izin veren bir iktidarla karşılaşıyoruz. Sokakları izole etme, insansızlaştırma yolunu izlediler ama kadınlar bunlara rağmen buluştu, sözünü kurdu ve eylemini gerçekleştirdi” diyerek kadınların engelleri aştığını söyledi.
‘Kadınlar yan yana gelmeye devam edecek’
Bundan sonraki süreçte de mücadelelerinin büyüyeceği mesajını veren Dilan Geyik şöyle konuştu: “Mücadele nabzının yükseldiği yerde şiddet biçimleri de farklılaşıp derinleşiyor. İktidar bu 25 Kasım’da bize önce, kazanımlarımızı yerel yönetim politikalarıyla toplumsallaştırmak istediğimiz belediyelere kayyum atayarak kadınların sorunlarına çözüm gücü olabilecek zemini ortadan kaldırmaya çalıştı. Sonrasında ‘Jin jiyan azadî’yi yasakladı ve ardından ‘hiçbir yerde eylem yapamazsınız’ diyerek yan yana gelişimizi engellemeye çalıştı. Tüm bunlara karşılık kadınların engellemelere rağmen bir araya gelmesi ve bu ısrarın kendisi de bir mesajdır. Biz birbirimizin mücadele gerekçesiyiz dedik. Buradan alınan güçle kadınlar sokaklarda olmaya ve birbirleri için mücadele etmeye devam edecek. Hepimiz bu yan yana gelişlerin, buluşmanın, mücadele etmenin ne kadar haklı sebepler olduğunu bilerek yan yana geliyoruz ve mücadele ediyoruz. Kadınlar her şeye rağmen yan yana gelmeye, birlikte söz kurmaya ve mücadele etmeye devam edecek.”