Rojin Kabaiş’in ölümünün ‘intihar’ değil ‘şüpheli’ olduğunda ısrarlılar
- 09:08 21 Kasım 2024
- Güncel
Memihan Zeydan
WAN - Rojin Kabaiş’in katledilmesi ve çıkan otopsi raporuna dair değerlendirmelerde bulunan kadınlar, şüpheli ölüm olduğunu belirterek “Ailesinin avukatlarının bilmediği şeyler sosyal medyada dolaşıma girmişti, birileri korunuyor, Rojin’in intihar ettiğine halkı inandırmak istiyorlar” vurgusu yaptı.
Wan Yüzüncü Yıl Üniversitesi sahilinde kaybolan ve günler sonra Mollakasım köyü sahilinde cenazesine ulaşılan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in ayrıntılı otopsi raporunda boğularak yaşamını yitirdiği belirtilmişti. Rojin Kabaiş’in intihar ettiğine dair iddialar ortaya atılırken dosyaya getirilen gizlilik kararıyla oluşan soru işaretleri ise yanıtsız kalmaya devam ediyor.
Wan’daki kadınlar Rojin Kabaiş’in otopsi raporunun sonucu ve intihar iddialarına dair değerlendirmelerde bulundu.
‘Soru işaretlerinin hiçbirine yanıt bulamıyoruz’
Rêya Armûşê (İpekyolu) Belediye Meclis Üyesi Öznur Evin, Rojin Kabaiş’in cenazesinin 18 gün sonra bulunduğunu hatırlatarak, “Dosyaya getirilen gizlilik kararı var olan soru işaretlerine yenilerini ekledi. En son açıklanan otopsi raporunda boğulduğu açıklandı. Ama bu boğulmanın ne zaman olduğu ya da gölde mi boğuldu yoksa başka bir yerde boğularak göle mi atıldığına dair herhangi bir söylem ve bilgi yok. Bu sebepten oluşan soru işaretlerinin hiçbirine bir yanıt bulamıyoruz. Şu an Rojin’e ne olduğunu da bilemiyoruz. İntihar mı etti yoksa katledildi mi o da net değil. Ortaya çıkan otopsi raporunu halkla paylaşılması ve anlatılması gerekiyor” dedi.
‘Şüpheli bir ölüm olduğu net’
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslar Arası Mücadele Günü’ne az bir zaman kaldığını ve yine şüpheli bir kadın katliamını tartıştıklarını ifade eden Wan İnsan Hakları Derneği (İHD) yöneticisi Ayten Kıran, “Rojin Kabaiş’in hayatını kaybetmesinin şüpheli bir ölüm olduğu net. Ama baktığımızda çok basit ele alındığını görüyoruz. Boğularak hayatını kaybettiği söyleniyor ama 18 gün kaybolan bir genç kadının boğularak hayatını kaybetmiş olması inandırıcı değil. Bugün istedikleri an bütün telefon şifrelerini kırdıkları halde Rojin’in telefonunun şifresi hala kırılmadı ve üst düzey bir şifre olduğu söyleniyor. Çeşitli televizyon programlarına çıkmaya başladı aile ve her seferinde başka bir şeyle karşılaşıyoruz” şeklinde konuştu.
‘Vatandaşlarınızı korumak zorundasınız’
Ayten Kıran, ön otopsi raporuyla ayrıntılı otopsi raporu arasındaki farka değinerek, “İlk otopsi raporunda midesinde yemek olduğu söylenirken son otopsi raporunda boğularak hayatını kaybettiği söyleniyor. Belli ki yine birileri korunmaya başlanmış. Bunun bir an önce açığa çıkması gerekiyor. Katledilen kız çocukların, genç kadınların katledilmesine dair nedense devlet üzerine düşeni yapmıyor. Sürekli erk zihniyeti, birilerini korumak ilk akıllarına gelen şey oluyor. Oysaki siz bir sosyal devletsiniz ve siz kendi vatandaşlarınızı korumak zorundasınız. Rojin Kabaiş üç gün içinde ne buldu, kiminle buluştu, nereye gitti?” ifadelerini kullandı.
‘Kendimizden utanıyoruz artık’
Rojin Kabaiş ile ilgili ortaya birçok iddia atıldığına vurgu yapan Ayten Kıran, bu iddiaların doğruluk payı olmadığını söyleyerek şöyle dedi: “Madem öyle gizlilik kararı kaldırılsın bütün ülke kimin yaptığını, kimlerin yargılandığını, dosyada hangi isimler var öğrensin. Biz bunları bilmek istiyoruz. Babası çaresizce yardım istiyor. Kızının intihar etmeyeceğini, kendini canına kıymayacağını biliyor. Bizce de şüpheli bir ölümdür. Bir an önce aydınlatılmasını istiyoruz. Bizler sivil toplum kuruluşları (STK) olarak, anne olarak, kadın olarak kendimizden utanıyoruz artık. Oysa bugün utanması gereken bizler değil şüpheli kadın ölümlerini ortaya çıkarmayanlardır.”
‘Yine birileri ve bir şeyler gizleniyor’
Daha etkin araştırılmasını gerektiğini belirten Ayten Kıran, boğularak hayatını kaybettiğinin ifade edilmesine rağmen akciğerlerinde su olmamasına dikkat çekti. Ayten Kıran, “Bu nasıl bir boğulma? Daha önce çıkan Adli Tıp Kurumu (ATK) raporunda 100 DNA örneği alındığı söylendi. Birden fazla şüpheli DNA. Bu şüpheli DNA örnekleri neye göre alındı, o DNA örnekleri neydi? Bunların açıklanması gerekir, gizlilik kararı alarak kapatamazsınız. Rojin’den kısa bir süre önce Narin’in katledilmesine şahit olduk. Narin’in katledilmesinde dört şüpheli tarafından katledildi, kaybedildi. Ama hala ortada fail yok. Bu akla mantığa sığan bir şey değil. Yine belli ki birileri ve bir şeyler gizleniyor. Bugün gelinen noktada Rojin’le Narin’in failleri netleşinceye kadar hiçbir sivil toplum örgütü, hiçbir kadın örgütü geri adım atmayacaktır” dedi.
‘Kampüs içinde hiçbir güvenlik önlemi alınmadı’
Star Kadın Derneği üyesi Zeynep Tağtekin, Rojin Kabaiş’in kaybolduğu günden itibaren ihmal olduğunu dile getirdiklerini belirterek, “Arama çalışmalarının olduğu süreçte de bir ihmal olduğunu, çalışmaların çok kısıtlı bir alan yapıldığını da söyledik. Bu süre içerisinde kampüs içinde hiçbir güvenlik önlemi alınmadı. Süreç boyunca intihar iddiası üzerinden hareket edildi. Dosyaya hızlı bir şekilde gizlilik kararı getirilerek hiçbir bilgi paylaşılmadı. Rojin’in cenazesinin bulunması sosyal medyadan duyuruldu ve dosyanın avukatları ile ailenin henüz haberi yokken. Otopsi raporu çok geç çıktı ve otopsi raporuna dair sosyal medyada bilgiler dolaşırken yine dosyanın avukatlarına hiçbir şekilde bilgi verilmemişti. Telefonunun şifresini kırılmadığının söylendi ama yandan da Rojin’in internet aramalarında ‘öldükten sonra cennete nasıl gidilir?’ gibi aramalar yaptığına dair haberler çıktı. Bu da uzun süre tartışıldı ve aileye bunun üzerinden gidildi” şeklinde konuştu.
‘Rojin’in intihar ettiğine inanmak zor’
Rojin Kabaiş davasının tamamen intihar iddiası üzerinde durulduğunu ifade eden Zeynep Tağtekin, “intihar” denilen birçok olayın sonunda kadınların katledildiğinin ortaya çıktığını hatırlattı. Zeynep Tağtekin, şunları dile getirdi: “Böyle durumlar varken Rojin’in intihar ettiğine inanmak zor. Üstelik dosyaya gizlilik kararı getirilmiş ve arama çalışmaları çok kısıtlı bir alanda tutulmuşken. Israrla bir şeylerin ortaya çıkmaması üzerine bir çalışma olduğunu söyleyebiliriz. Üniversite hala genç kadınlar için güvenli değil. Rojin’in otopsi raporunda yaşamını yitirme sebebi boğulma olarak belirtilmiş ama nasıl boğulmuş, suda mı boğulmuş, biri mi boğup suya atmış, biri mi göle itmiş? Otopsiye giren hekimler Rojin’in midesinde yemek olduğunu ve kaybolduğu süre boyunca suda olsaydı bedeninin farklı bir formda olabileceğini ifade etmişlerdi. Bunları da göz önünde bulundurduğumuz zaman intihar iddiasının daha da zayıf kaldığını söylemek mümkün.”