Cumartesilerin ak saçlı annesi Emine Ocak: Bir hafızanın ardından 2025-07-23 09:18:08   Rozerin Gültekin   İSTANBUL - Cumartesi Anneleri’nin eyleminin öncülerinden Emine Ocak, yaşamını yitirdi. Ak saçlarıyla adalet arayışının simgesi hâline gelen Emine Ocak’ın ardından geriye, “Biz orada barış içerisinde oturuyoruz. Kimseye zarar vermiyoruz. Benim derdim çocuklar. Biz vazgeçersek, bu ülke yakınlarını arayanlar ve adalet isteyenler için cehennem olmaya devam edecek. Bize neden bunu yaptılar?” soruları, sözleri ve direnişi kaldı.    28 yıl önce, Türkiye tarihine kazınan en sessiz ama en onurlu çığlık Galatasaray Meydanı’ndan yükseliyor. Gözaltında kaybedilen binlerce insanın ardından adalet arayışını sokaklara taşıyan Cumartesi Anneleri, ilk oturma eylemini 27 Mayıs 1995 Cumartesi günü saat 12.00’de gerçekleştiriyor. Bu sessiz başkaldırının kıvılcımını, Emine Ocak’ın oğlu Hasan Ocak’ın 21 Mart 1995’te gözaltına alındıktan sonra 58 gün boyunca kaybolması ve ağır işkence izleriyle Kimsesizler Mezarlığı’nda bulunması ateşliyor. O günden bu yana her Cumartesi aynı saatte, kayıplarının fotoğraflarını ellerinde taşıyan anneler, babalar, kardeşler ve arkadaşlar “Bir kişi daha eksilmeyeceğiz” diyerek Galatasaray Meydanı’nda buluşuyor.   Zulmün, gözaltıların ve yasakların karşısında yılmadan, hafızaya ve adalete sahip çıkan bu tarihi direnişin sembol isimlerinden biri olan Emine Ocak, 20 Haziran’da solunum yetmezliğine bağlı kalp krizi geçiriyor. Emine Ocak, götürüldüğü hastanenin yoğun bakım servisinde verdiği yaşam mücadelesini dün gece saatlerinde kaybetti.    İlk eylemi: Valiliğin demirlerine zincirleme   Cumartesi Anneleri’nin eyleminin öncüsü Emine Ocak'ın oğlu Hasan Ocak, 1995 yılındaki Gazi olaylarından hemen sonra, 21 Mart'ta gözaltına alınıyor ve günlerce haber alınamıyor. Emine Ocak ve ailesi, 4 Nisan 1995’te İstanbul Valisi ile görüşmek istiyor fakat talepleri reddediliyor. Bunun üzerine Emine Ocak, oğlunun akıbetini öğrenmek için kendini valiliğin demirlerine zincirliyor. Emine Ocak, ilk kez orada gözaltına alınıyor.   Ulucanlar’da geçen 1 ay   Dönemin İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Akın Birdal’ın Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde 1995 yılında gerçekleşen duruşmasında Emine Ocak, mahkeme savcısı Nusret Demiral’a “10 gündür oğlumu arıyorum. Oğlumu bulun” diyor. Bunun üzerine mahkeme düzenini bozduğu gerekçesiyle bir ay cezaya çarptırılıyor. Emine Ocak, bir ay boyunca Ulucanlar Cezaevi’nde tutsak kalıyor.   Emine Ocak, direnişiyle oğlunun cenazesini buluyor   Emine Ocak, günlerce yürüttüğü mücadele sayesinde oğlunun cenazesini 58 gün sonra Kimsesizler Mezarlığı’nda buluyor. Oğlunun cenazesi, 19 Mayıs 1995’te büyük bir törenle defnediliyor. Emine Ocak, oğlunun Kimsesizler Mezarlığı’na gömülmesini, “Hasan’ım kimsesiz değildi ama yapılan işkenceleri kimse görmesin diye Kimsesizler Mezarlığı’na gömmüşler” sözleriyle anlatıyor.   Sadece Hasan için değil, tüm kayıplar için başlayan mücadele   Mücadelesinin ilk gününden itibaren sadece kendi oğlu için değil, zorla kaybettirilen herkes için mücadele eden Emine Ocak, şu cümlelerle isyan ediyor: “Bana, sen mezarını gördün diyorlar. Yok, ben mutlu değilim ama. Ben Hasan’ı gördüm ama arkadaşları yok. Gençlerimi topladı, cezaevine getirdi, toprağa götürdüler. Ben onun için yaşıyorum. Gençlerimi bıraksın, gençlerimi çıkarsın topraktan.”   Sevdiklerimiz unutulmasın diye…   Emine Ocak, 400’üncü haftada ise “Burada oturan herkes kardeştir ve bizim ülkenin her yerinde mezarlarımız var. Sevdiklerimiz unutulmasın diye buradayız” diyor.   Kır saçlı anne Emine Ocak barış için meydanda   Yıllarca meydanda oğlunun fotoğrafı ile direnen Emine Ocak, 700’üncü haftada polis şiddetiyle gözaltına alındığı fotoğraf karesiyle hafızalara kazınıyor. Beyaz saçlarıyla adeta zulmün içinde parlayan Emine Ocak, Galatasaray Meydanı’nda kayıplara ses olmaya ve gösterdiği direnişe dair geçmişte verdiği bir röportajda şu ifadeleri kullanıyor: “Oradakilerin hepsi benim ailem. Sadece Hasan için oraya gitmedim. Anneler için, babalar için, mezarı olmayan gençler için, halkım için, halklar için oraya gittim. Biz orada barış içerisinde oturuyoruz. Kimseye zarar vermiyoruz. Benim derdim çocuklar. Anneler çocuklarına özlemini söylüyor. Kardeşler yeter artık, mezarımız olsun diyor. 600’üncü haftada Asiye Karakoç’la, Fatma Morsümbül’le, Hediye Coşkun’la, Makbule Babaoğlu’yla, Güzel Şahin’le orada oturduk. Onlar şimdi yok. Her geçen yıl anneleri kaybettikçe azalıyorum. Ben oraya gitmeye devam edeceğim. Onların çocuklarının katilini bulmaya sözüm var. Bize neden bunu yaptılar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Süleyman Soylu bana bunun cevabını versin. Biz hangi gün bir karıncanın canını incittik? Haftaya yine Galatasaray’da olacağız.”   Emine Ocak: Vazgeçersek, adalet hiçbir zaman sağlanmayacak   Dünya Kayıplar Günü’nde bir mektup kaleme alan Emine Ocak, “Bu acıyı, bu zulmü yaşayan ilk ben değildim. Başka kimse yaşamasın diye acılarımızı birleştirmeye, başkalarına umut olmaya o zamanlarda başlamıştık. Hasan’ım kimsesiz değildi ama yapılan işkenceleri kimse görmesin diye Kimsesizler Mezarlığı’na gömmüşler. Kimsesizler Mezarlığı’ndan çıkardık Hasan’ımı. Sonra kayıp yakınları ve insan hakları savunucularıyla oturup, bir daha kimse gözaltında kaybedilmesin diye her cumartesi Galatasaray Meydanı’nda sessizce oturmaya karar verdik. Bizim Galatasaray’da oturduğumuzu öğrenen başka aileler de yanımıza gelmeye başladı. Çok büyüdük Galatasaray’da. Birbirimize kardeş olduk, evlat olduk, arkadaş olduk. Sesimiz duyulmaya başladıkça kayıplar da azaldı. Bizim mücadelemiz sayesinde daha fazla insan gözaltında kaybedilemedi. İnsanların yaşam hakkının güvencesi olduk.    Bir yıldır bana ve 24 yıldır Galatasaray’da diz dize oturduğum, birlikte mücadele ettiğim arkadaşlarıma yapılan zulümden utanmayanların ablukası devam ediyor. Biz hiç vazgeçmedik ki… Bizim etrafımızı sararak, iterek, önümüze kalkanlı polisleri dizerek vazgeçeceğimizi mi sanıyorlar! Biz vazgeçersek, bu ülke yakınlarını arayanlar ve adalet isteyenler için cehennem olmaya devam edecek. Biz vazgeçersek, adalet hiçbir zaman sağlanmayacak” diyor.   Emine Ocak verilen sözlerin tutulduğunu görmüyor   Cumartesi Anneleri ile Dolmabahçe Sarayı’nda 5 Şubat 2011 tarihinde görüşme gerçekleştiren dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, annelere kayıplarını bulma, failleri açığa çıkarma sözü veriyor. Ancak bu söz bugüne dek tutulmuyor. Oğlu Cemil Kırbayır eve döner diye kapısı açık yatan Berfo Ana, bu sözlerin yerine getirildiğini görmeden yaşamını yitiriyor. Bugün de Emine Ocak, sözlerin tutulduğunu görmeden yaşama veda  etti.    Yakınlarına kavuşamayan annelerin mücadelesini, inadını ardından gelen kuşaklar sürdürüyor. Cumartesi Anneleri, kayıpları bulunana kadar ne Galatasaray Meydanı’ndan ne de adalet arayışından vazgeçiyor.