‘Mücadelenin temel yürütücüsü kadınlar’ 2025-06-19 09:02:26   Nazlıcan Nujin Yıldız   İZMİR – Kadın hareketinin çalışmalarına ve süreçle birlikte ivme kazanmasına dair konuşan Barışa İhtiyacım Var İnisiyatifi üyesi Aysel Önen, mücadelenin temel yürütücülerinin kadınlar olduğunu söyledi. Aysel Önen, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın, kadın çalışmalarının yoğunlaşmasındaki etkisinden bahsederek “Abdullah Öcalan’ın başından beri kadınları ne kadar önemsediğini biliyoruz, bunu yaptığı bütün çalışmalardan, yoğunlaşmalarından biliyoruz” dedi.   Kürdistan ve Türkiye’de yükselen kadın mücadelesi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısının ardından artarak devam ediyor. Kadınlar, erkek egemen sisteme karşı mücadeleyi büyütürken aynı zamanda toplumun demokratikleşmesi ve kadın bakış açısının tüm toplumda karşılık bulması için çalışmalarına devam ediyor. Kadınların her alanda olduğu gibi barışın sağlanması için verilen mücadele alanında olması da büyük bir önem taşıyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan da bu durumu hem 8 Mart’ta kadınlara gönderdiği mesajda hem de yakın zamanda Jineolojî’ye gönderdiği mektupta vurguladı.   Son süreçte yapılan kadın çalışmalarına ve kadınların yürüteceği çalışmaların önemine dair Barışa İhtiyacım Var İnisiyatifi üyesi Aysel Önen, değerlendirmelerde bulundu.   ‘Abdullah Öcalan’ın başından beri kadınları ne kadar önemsediğini biliyoruz’    Kadınların, barışa dair çalışmalarının uzun zamandır devam ettiğini söyleyen Aysel Önen, barışın temel aktörelerinden birinin kadınlar olduğunu ifade etti. PKK’nin gerçekleştirdiği kongrenin ardından kadınların çalışmalarının ivme kazandığını belirten Aysel Önen, bu çalışmaların son süreçte Amed’de gerçekleşen kadın yürüyüşü ile taçlandığını sözlerine ekledi. Aysel Önen, “Umudun görünür olma hali vardı orada. Herkesin çok fazla barışa ihtiyacı var. Bunun için de orada çok sahici, umuda dair bir görünür olma hali vardı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın başından beri kadınları ne kadar önemsediğini biliyoruz, bunu yaptığı bütün çalışmalardan, yoğunlaşmalarından biliyoruz. Jineolojî’yi var etmesinden biliyoruz. Her çalışmada kadınlara ayrı bir söz söyleme halinden biliyoruz. Kadınlara her seferinde ayrı bir metin göndermesinin temel sebebi, bu ülkede aslında bütün dünyada da temel meselelerin yürütücüsünün kadın olduğunun çok farkında olmasıyla ilgili. Yaparsa bunu kadınların yapacağını çok iyi biliyor. Çünkü dünyada da bunu kadınlar yaptı. Mücadelenin temel yürütücüleri kadınlar. Çünkü en çok yara alanları kadınlar. Yaşanan savaşın enkazını en çok kadınlar yaşıyor” dedi.   ‘Gerçek söz söyleme hali, kadın çalışmalarında’   Kadın çalışmalarının nasıl ilerleyeceğine yönelik konuşan Aysel Önen, çalışmaların çok yoğun ilerlediğini paylaştı. Sürece dair birçok yapının oluşturulduğunu dile getiren Aysel Önen, gerçek söz söyleme halinin, kadın çalışmalarında olduğunu ifade etti. Aysel Önen, “Son Amed’de yapılan yürüyüş o anlamda çok kıymetli bir yürüyüştü. Çünkü bir şekilde, yaşanan savaştan en çok etkilenen kadınlar, anneler, barış annelerimiz alanlarda oldular ve barış umudunun görünür olma halini ortaya koydular. Belki de bu kadar ses getirmesinin temel sebeplerinden biri buydu, çok gerçekçiydi, çok sahiydi ve çok güzeldi. Bir yerde yoksun kalma hali, sahipsiz kalma hali varken bu sahipsizlikten bir umudu yeniden yarattılar. Bunun dışında da çalışmalar sürüyor. Çünkü gerçekten barış gelirse ne olacağını bilmiyoruz ya da savaşın bize ne denli tesir ettiğini de bilmiyoruz. Bu zararın boyutunu bilmiyoruz, çünkü hep savaş içerisinde yaşadık. Savaş biterse ne olacağını da anlatmamız gerekiyor ve biz kadınlar daha çok bunu yapıyoruz. Bütün bunları yeniden anlatmaya ihtiyacımız var çünkü olmamasının ne demek olduğunu unutmuşuz biz” şeklinde konuştu.   Sadece barış değil, demokratikleşme de önemli   Kadın çalışmaları yoğun bir şekilde sürerken ve kadınlar kendilerini sürece daha fazla katarken bir yandan da iktidarın kadınları “aile yılı” söylemleriyle eve hapsetmeye çalışması hakkında da değerlendirme yapan Aysel Önen, ailenin iktidar için temel bir araç olduğunu söyledi. Ailenin, iktidarın kendini en net şekilde görünür kıldığı bir alan olduğunu sözlerine ekleyen Aysel Önen, “Bütün iktidarlar, kadını aile denilen yapı içerisinde boğmaya çalışıyorlar. İktidar gücünü bir yerde de aileden alıyor. Çünkü var oluşunu en başından orada yaptı. Makbul aile üzerinden, makbul kadın nasıl olur üzerinden bildiriler dağıttı. Bütün bu çalışmalarına rağmen gücünü kaybettiğinin farkında çünkü kadın mücadelesi sayesinde kadınlar gayet bilinçli ve ne istediklerini biliyorlar. Bu mücadeleyi devam ettiriyoruz ve bunun daha da güçleneceğini düşünüyorum ben. Çünkü artık bir bilinç var ve var olan bilinci yok etmek çok zor. İktidarın İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme sebebi de yine aynı şey çünkü diğer bütün alanlarda da bunu yapıyor. Demokratik toplum çağrısının yapılmasının sebebi de buydu, çünkü sadece barışın olması önemli değil, toplumun demokratikleşmesi de önemli. Demokratikleşme kısmını kapsayacak olan en büyük alanlardan birinin kadın olduğunun farkındayız. Bu yüzden bu kadar çok kadına saldırılıyor” diye ifade etti.    ‘Temel sorunlarımızın ne olduğunu görmemiz gerekiyor’   Bu sürecin AKP ile barışma olarak anlaşılmasının yanlış olduğunu vurgulayan Aysel Önen, bunun sığ bir bakış açısı olduğunu dile getirdi. “Biz kadınlar da Kürtler de AKP ile barışmıyoruz” diyen Aysel Önen, var olan savaş ortamının son bulması gerektiğini söyledi. Aysel Önen, “Atılan bombaların, bizim evimizdeki, mutfağımızdaki, günlük yaşamımızdaki şeyden almasını istemiyoruz. Bizim temel mücadelemiz bu. Çok indirgemeci bir yaklaşım var sanki AKP ile barışıyormuşuz gibi indirgenen bir durum var. Bunun farkına varılması lazım, temel meselenin AKP ile barışmak olmadığının farkına varılması lazım. Çok daha köklü, gerçek sorunlarımızın olduğunun herkes farkında. Temel sorunlarımızın ne olduğunu yeniden görmemiz gerekiyor belki de. Her seferinde erkek iktidar ‘Buraya bak, temel mesele bu’ gibi söylüyor ama temel meselenin erkek iktidarın gösterdiği olmadığını, bizim kendi gerçek meselemizin ne olduğunu görmeye daha çok ihtiyacımız var. Kadınlar bence en iyi görme yetisine sahip olan insanlar. O yüzden de o körlüğün kalkmasına, daha da ortak alanlarda buluşulmasına ve barışa dair daha çok eyleme geçilmesi gerektiğini düşünüyorum. Herkes bir taşı kaldırsa daha görünür olacak o güzellik. Buna dair çaba sarf etmemiz Buna dair çaba sarf etmemiz çok kıymetli diye düşünüyorum” değerlendirmesi yaptı.