‘Ekolojik yıkımın sorumlusu devlet’ 2025-08-20 09:03:06   İZMİR - Kürdistan ve Türkiye illerinde yaşanan ekolojik yıkım giderek derinleşmesinin devletin sorumluluklarına işaret eden yurttaşlar, batıda çıkan yangınlarda Kürt yurttaşların hedef gösterilmesine tepkili.    Kürdistan ve Türkiye’de maden ve enerji projelerine hızla verilen Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) olumlu raporları, yaz ayları geldiğinde çıkan orman yangınları ekolojik yıkımı giderek daha da derinleştiriyor. Ekolojik yıkımı artan sıcaklık ve su kesintileri şeklinde hisseden yurttaşlar, gerekli önlemlerin alınmamasına tepkili. Ekolojik yıkım hızla devam ederken, özellikle batı illerinde çıkan yangınlarda Kürt yurttaşların işaret edilmesi ise tepkiyle karşılandı.    Yurttaşlar, ekolojik duyarlılık konusunda bilinçlendirmenin önemini vurgularken, yıkıma karşı , devletin gerekli önlemleri alması üzerinde duruyor.    ‘Doğu batı ayrımı var’   Yangınların, büyük ihmaller sonucunda çıktığını, bundan hem devletin hem de yurttaşların sorumlu olduğunu kaydeden market işçisi Süheda Yeliz Korut, Hatay depreminde olduğu gibi yine yurttaşların birbirine yardım ettiğini dile getirdi. Yangınların tesadüf olmadığını, bilinçli olarak çıkarıldığını vurgulayan Süheda Yeliz Korut, ancak bu durumun da üzerinin kapatıldığına işaret etti. Süheda Yeliz Korut, “Hiçbir şekilde yapanların cezalandırılmadığını görüyorum. Sigara atıldığını, insan yüzünden çıkmadığını söylüyorlar. Ama ben inanmıyorum. Sonumuzu iyi görmüyorum. Bu batıda değil, her yerde geçerli. Doğuda yangın çıkmamasının nedeni insanlar değil, orada da farklı şeyler yaşanıyor. Biz ne kadar sesimizi çıkarmak istesek de sesimizi duyurabildiğimizi sanmıyorum. O nedenle konuşmayı da bıraktık. Gelecek umudum yok. Bana devletin bir katkı sağlayabileceğini düşünmüyorum. Aslında yapılacak çok şey var ama sesimizi duyuramıyoruz. Bu ülkede ayrım yapamayız doğu batı diye. Çok büyük ayrımcılık var. Doğu batı ayrımcılığı var. O taraf bize biz o tarafa yardım etmiyoruz. Yakınlaşmamız gerekirken daha çok uzaklaşıyoruz” dedi.    ‘Artık yağmur yağmıyor’   Yangınların yaşandığı bölgelerde evleri olanların da etkilendiğini, komşusunun evinin yandığını paylaşan öğrenci Melike İnce ise şunları dile getirdi: “Her taraf simsiyah, çok kötü duruyor, sessizlik oldu. Tilkilerin sesini gece duyardık. Artık gelmiyor. Birkaç sefer su akmadı. Bununla ilgili tedbir alınsaydı, bunları yaşamazdık. Her bölgede oluyor. Yağmurlar azaldı. Dünya evimizi herkesi bilinçli olmalı. Belki eskiden protestolar çok daha fazlaydı, ama insanlar yoruldu. İnsanlar konuşmaya bile çekiniyor. İnsanlar her konuda iyi yaşamayı hak ediyor.”   ‘Çözüm insanları bilinçlendirmekten geçiyor’   Kuraklığın, iklim değişikliğinden kaynaklandığını söyleyen işyeri sahibi Seygül Ahmet, doğanın kirlenmesinin tüm insanlığı ilgilendirdiğini belirtti. İklim krizinin en büyük krizi olduğunu ifade eden Seygül Ahmet, “Asıl çözüm insanları bilinçlendirmek. Ben bir gıda işletmecisi olarak yağları atmıyorum suya karışmaması için. Herkes küçük küçük bilinçlense dünya daha yaşanır bir hal alırdı. Herkes üzerine düşeni yapmalı” dedi.    ‘Basın ayrımcılık yapıyor’   Yangının ihmalden ve yurttaşların sorumsuzluğundan dolayı çıktığını belirten estetisyen Yıldız Kömür ise, devletin önlem almada ve yangına müdahalede yetersiz kaldığını dile getirdi. Yanan yerlerin imara açıldığını kaydeden Yıldız Kömür, “Nedense lüks otellerin arkası yanıyor, ama otellere bir şey olmuyor. Genellikle haberlerde Ege Bölgesi’nde çıkan yangınları görüyorum. Ama hiç doğuda yangın ya da başka haberler görmüyorum. Kürt-Türk ayrımcılığı yapmıyorum. Ama basında çok ayrımcılık var. Doğudaki yangınları vermiyorlar.    ‘Çöp yakarak ozon tabakasını deliyor’   Türkiye’nin kendi topraklarını koruyamadığı gibi yurtdışıdan alınan çöpleri yakarak ozon tabakasını kirlettiğini dile getiren sendika yöneticisi Tuba Yayla yenilenebilir enerji gibi teknolojilere bütçe ayırmadığını ifade etti. Ülke politikaları düzenlenmezse, hükümet ve yönetim şekli değişmezse tüketim kültürünün daha fazla yıkıma neden olacağını belirten Tuba Yayla “Dünyadaki olan her şey kuraklık gibi mesela hepimizi ilgilendiriyor. Dünyanın bu hale verilmesinden ürküyorum çocuğumun geleceğinin nasıl şekilleneceğinden kaygılıyım. İzmir’de kuraklık nedeniyle sular kesiliyor. Küresel ısınmaya neden olan biziz. Bilimkurgu diye geçen korku senaryoların dünya genelinde yaşanacağını düşünüyorum” sözlerine yer verdi.    ‘Yangına verilen tepkilerde bile ayrımcılık var’   Yangınların sadece batı şehirlerinde yaşanmadığını ifade eden Tuba Yayla “Yangın her yerde var. Doğuda yanan bir yer varsa yanıyor, batıda yanıyorsa herkes bağır çağır. Müthiş bir ayrım var” diye konuştu.