Komploya karşı tarihi direniş (10)
- 09:01 5 Ekim 2024
- Dosya
Abdullah Öcalan’ı anlattılar: Fikirlerinden cesaret aldık
Mîdye Miqted
HELEP - PKK Lideri Abdullah Öcalan’la farklı dönemlerde bir araya gelen kadınlar, “Kadın özgürlüğü düşüncesi bizlere cesaret verdi" diyerek, Abdullah Öcalan’ın fikirlerinin yaşamları üzerindeki dönüştürücü etkisini anlattı.
9 Ekim 1998’de uluslararası bir komplo ile Suriye’den ayrılmak zorunda kalan Abdullah Öcalan, dört ay sonra da bu komplonun devamı olarak Türkiye'ye teslim edildi. 15 Şubat 1999’dan beri İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevinde ağır tecrit koşulları altında tutuluyor ve tam 43 aydır kendisinden haber alınamıyor.
Bu yıl, uluslararası komplonun 26’ncı yılına girerken, Abdullah Öcalan’la birebir görüşme imkanı yakalamış olan kadınlar, onun kadın özgürlüğüne dair fikirlerinin ve mücadelesinin yaşamlarına kattığı derin anlamı ve onlara kazandırdığı cesareti anlatıyor.
‘1990 yılında Önderliği gördüm’
1990 yılında PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşen Fayze Xelil, “1986 yılında partiyi tanıdım ve 1987’de Önderlik sahasına gittim. 1990’da Önderlik ile bir araya geldim. O dönemde Önderlik toplantı yapmak istedi. Birlikte toplantı yaptık” dedi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ı ilk kez gördüğü anki heyecanını anlatan Fayze, şöyle devam etti: "İlk olarak 1998’de Önderlik sahasına gittim. O dönem Önderliği görememiştim ama birçok yoldaş görmüştük. Onlarla birlikte zaman geçirmekten büyük mutluluk duyduk. 1990’da tekrar Önderlik sahasına gittim. Önderlik o zaman bizimle görüşmek istemişti. Sabah saat 6’da oraya ulaştık. Saat 9’da bizi çağırdılar ve Önderliği gördük. O buluşma esnasında Önderlik, kadınların öne çıkmasını ve erkeklerinde arka tarafta durmasını söyledi. Öne çıktığımız esnada bize her zaman güçlü ve cesur olmamız gerektiğini söyledi. Önderliği ilk kez gördüğümde çok etkilendim.”
‘Önderlik, kadınların özgür olması gerektiğini söyledi’
Fayze, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın kadın özgürlüğüne yönelik sözlerine dikkat çekerek, “Önderlik 3 saat süren bir toplantı yaptı. Bu toplantıda bizimle birçok konuda tartışma yürüttü, anlatımlar yaptı. Önderlik iktidarların yıllarca bizim üzerimizde nasıl egemenlik kurduğunu ve baskı altına aldığını anlattı. Halkın nasıl bir esaret yaşadığından söz etti. Önderlik kadınların hiçbir zaman arka planda kalmaması gerektiğini, siyasi, askeri, kültürel ve benzeri tüm alanlarda rolünü oynaması gerektiğini dile getirirdi. Ona göre kadınlar evde hizmet yapmaktan ziyade tüm alanlarda özgürce yer almalı ve yaşamalıydılar” ifadelerini kullandı.
'Kadınlar mücadele ederek ülkelerini inşa etmelidir'
Fayze konuşmasına şöyle devam etti: “Önderlik sahasına gittiğimde 4 çocuğum vardı. Mücadeleye katılmak istiyordum ama 4 çocuğum olduğu için bu isteğimi yerine getiremedim Toplantı sırasında Önderlik bize şunu söyledi: ‘Büyük mücadeleler vermeliyiz ki ülkemizi inşa edelim. Kadınların daha fazla çalışması, mücadele etmesi gerekiyor. Kadınlar kendilerini tanımalı ve her zaman böyle kahraman olmalılar.’ Bu sözlerden sonra Önderlik ile yürümeye başladık. Orada Önderlik bize, ‘Benin zamanım az ve düşman ötemizde. Yavaş yavaş gideceğim ama bana bir şey sormak isteyen varsa sorsun,’ dedi. Orada bir anne konuştu ve şunları söyledi: ‘Önderim, 7 çocuğum vardı. Hepsini bu devrim için verdim.’ Önderlik ise, ‘Sizin gibi anneler kahramanlığı simgeliyor,’ dedi.
Öcalan ile ikinci görüşme
İlk görüşmemde 24 yaşındaydım ve 1991’de Önderlik sahasına tekrar gittim. Bu kez küçük kızımı yanıma alarak toplantıya katıldım. Kızım Ozgir o dönemde 8 yaşındaydı. Kızım Önderliğe, ‘Başkanım, ben de size katılabilir miyim?’ dedi. Ertesi güne kadarda Önderlik tüm halka konuşma yaptı. Kızım da onların yanında kaldı ama bir gün sonra onu eve gönderdiler. Çünkü yaşı küçüktü. Önderlik ona, ‘Büyüdüğünde yanımıza dön,’ demişti. Gerçekten de kızım büyüdüğünde Kürdistan özgürlük savaşçılarının saflarına katıldı.”
'Önderimiz ne suç işledi ki hâlâ tutuklu?'
Fayze, PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan büyük bir güç ve moral aldığını belirterek, şunları ekledi: "Önderliği gördüğümde büyük bir güç ve moral aldım. Onun sayesinde kendi tarih ve dilimizi daha iyi tanıdık. Başlangıçta Arapların arasında büyüdüğümüz için dilimiz Arapça olmuştu, ama babam bu duruma karşı çıkıyor ve Kürtçeyi öğrenmemizi istiyordu. Önderliği tanımamızla birlikte yolumuz aydınlandı. Ama Önderliğimiz bir komployla kaçırıldığında çok büyük bir üz acı çektik. O dönemde açlık grevine başladık. Önderimiz 26 yıldır İmralı’da tutsak ve 4 yıldır kendisinden haber alınamıyor. Tüm uluslararası kurumlar sorumluluklarını yerine getirmelidir. Önderimiz ne suç işledi ki hâlâ tutuklu?"
'Önderlik ile gerçekliği tanıdım'
Fatme Hesen de Abdullah Öcalan ile görüşen diğer bir kadın. Fatma, “Önderliği gördüğümüzde gerçekten o zaman Önderimizi tanımış olduk. 1995’te Halep’te halk çalışmaları başladı, bende o dönemde Helep’deki mahallelerde çalışmalara katıldı. O zamanlar elimizden geleni yapıyorduk. Evlerde toplantılar düzenliyor, örgütlenme alanımıza katkı sağlamak için yardım topluyorduk. Eğitimler alıyor ve Önderliğin görüntülü videolarını ve sesini dinliyorduk. Bunları halkada dinletiyorduk. Böylece Önderliğin fikir ve felsefesini öğreniyorduk ve çalışmalarımızı sürdürüyor ve geliştiriyorduk."
'Kadınlar mücadele etmeli'
Fatme, Abdullah Öcalan’ı ilk kez gördüğü günü anlatmaya devam etti: “1995-1996 yılları arasında bizden bir yere gitmemiz istendi. Aslında nereye gideceğimizi bilmiyordum ama içimde bir cesaretle yoldaşlarla birlikte yola çıktım. O zaman 3 çocuğum vardı ve 35 yaşındaydım. Toplantının yapılacağı yere ulaştık, akşam olmuştu ve nereye gittiğimizi bilmiyorduk. Ardından Önderlik geldi ve onu gördük. Ona görebildiğime inanamamıştım. Bir süre bizi gözlemleyim çözümleme yaptıktan sonra konuşmasına başladı ve Kürdistan’ın özgürlüğü, kadın mücadelesi ve Kürt halkının mücadelesi gibi konulardan bahsetti. Önderlik, kadınların çalışması, ev işlerinden çıkıp toplumsal çalışmalara katılması gerektiğini söyledi. Bu sözlerden büyük bir güç aldık.
Önderliğin sözleri tek tek hafızamızda
İlk kez Önderliği gördüğümde kafamda birçok soru vardı. Önderliğe sorular sormak istedim, ama Önderlik konuşması sırasında tüm sorularımı yanıtladı ve bugün hâlâ o sözler geçerliliğini koruyor. Bu yüzden biz Önderliğin geniş bir vizyonu olduğunu söylüyoruz. Ben de Önderliğin fikirlerinden, yürüyüşünden, konuşmalarından çok etkilendim. Önderliğin sözleri hafızamızda yer etti ve asla unutulmayacak. Toplantıdan sonra hep birlikte fotoğraflar çekildik. Bu fotoğrafları birlikte çektik ve Önderliğe, başladığımız mücadeleye devam edeceğimize dair söz verdik. Bugün ne kadar engellerle karşılaşsam da, Önderliğe verdiğim sözü hatırlıyor ve yeniden güç alıyor, çalışmalarımı sürdürüyorum. Bu nedenle 30 yıldır mücadeleme devam ediyorum."
'Önderliği gördükten sonra özgürlük mücadelesini sevdim'
Parti çalışmalarına katılma sürecini de anlatan Fatme, "Önceden partiyi tanımıyordum ve partilerde çalışmak istemiyordum. Sadece eşim bu çalışmalarda yer alıyordu, ama yoldaşların evimize gelmesiyle onların disiplinini gözlemledim ve Önderliği gördükten sonra çok etkilendim. Bu nedenle partiye katıldım ve Halep’in sokaklarında mücadeleye başladım. Çocuklarım da bu devrimin bedelini ödedi. Bugün oğlum da direniş saflarında yer alıyor. Bu kadar yıl mücadele ettikten sonra çocuklarımızı bu yola verirsek pişman olmayız. Rejim çalışmalarımızı engellemeye çalışsa da biz şehitlerimizin anısına bağlılık yemini ettik ve bu sözü yerine getirmeye devam ediyoruz. Ben de bu yemin üzerine mücadelemi sürdürüyorum ve asla bırakmayacağım" ifadelerini kullandı.
'Önderlik için ne kadar mücadele etsem yetmez'
Fatme, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın yazdığı kitapları okuyarak zihinsel bir devrim gerçekleştirdiğini ifade ederek konuşmasını şöyle sonlandırdı: "Önderlik beş savunma yazdı. 70 yaşında olmama rağmen Önderlik için verdiğim özgürlük mücadelesinden asla vazgeçmedim. Bugün Önderlik için Özgürlük İnisiyatifi Kadın Komitesi’nde yer alıyorum. Komitede Önderliğin kitaplarını okuyarak kendimi Önderliğin felsefesinde daha derinleştiriyorum. Aynı zamanda Türk devletine karşı güçlü bir şekilde durmalıyız ve onlara boyun eğmemeliyiz. Bugün 70 yaşında olmama rağmen Önderlik için ne kadar mücadele etsem yetmez. Tüm kadınlar da özgürlük için mücadele etmelidir, çünkü kurtuluşumuz Önderliğin özgürlüğüyle mümkündür."
‘Kadınlara dönük baskılar vardı’
Fatme Cemîl ise 1995 yılında PKK lideri Abdullah Öcalan'ı görmüş olan bir başka anne. Fatme, kendi çalışmaları, mücadelesi ve partiyi tanıma sürecini şöyle anlattı: "Efrin'den Helep'e geçtikten sonra şehre gelir gelmez partiyi tanıdım. Ancak 1990'lı yıllarda çok zorluklar vardı. Özellikle kadınların üzerinde büyük baskılar vardı, kadınların çalışması yasaklanmıştı ve onların gelişmesinin önüne engeller konulmuştu. Ayrıca ayıp kavramı altında kadınların dışarı çıkmasına ve evden çıkıp topluma katılmasına izin verilmiyordu. En çarpıcı örnek olarak da, kadın olduğum için eğitimimi tamamlamamın önü kesildi. Toplumda kadınlara yönelik böyle baskılar vardı. Sonuç olarak erkek kardeşim bir avukat oldu ama ben okula devam edemedim. Erkekler eğitimlerini tamamlamaya dönük teşvik edilirken kadınların önü kesiliyordu.
Partiyi tanıyarak mücadeleyi tanıdım
1994 yılında partiyi ve arkadaşları tanıdım. O zamanlar 18 yaşındaydım. O dönemde Önderlik tarafından halkın cephe çalışması başlatması gerektiğine dair bir çağrı yapıldı ve herkesin kendi kendini yönetebilmesi gerektiği söylendi. O dönemde biz mücadeleye başladık. Ama sadece Apo'nun adı ve Apocu kelimesi ile PKK'yi tanımıştım. Ancak sorularım ve eğitimlere katılmam sonucunda yavaş yavaş öğrenmeye başladım. Bununla birlikte toplumun kadınların çalışmasını kabul etmemesi nedeniyle çok engellerle karşılaştım. Ancak Önderliğin felsefesini tanıdıkça kendimi ilerlettim. Aynı zamanda toplumun gelenekleri ve gericiliği ile yüzleşmek zorunda kaldım ama mücadeleyi sürdürdüm."
Önderliği görünce şok oldum
09.11.1995 tarihinde toplantıya katılma kararı alındı. Önderliği o zaman gördüm. Ama o yıllarda sürekli gidip geliyordum ve çalışmalarımı yürütüyordum. Küçük oğlum yanımdaydı ve ona kendim bakıyordum. Ama o gün bizden çocuklarımızı evde bırakmamız ve öyle gitmemiz istendi. Hala bugüne kadar Önderliği ilk görüş anını asla unutamam. O an gözlerimin önünde Önderlik duruyordu ve onu gördüğümde gözlerime inanamadım. O görüş Helep şehrinde Nil adlı sokakta olmuştu ve o günü asla unutmuyorum. Önderliği ilk gördüğümde büyük bir aşk, coşku ve moral dolmuştum. O an sürekli kendime bu kişinin kim olduğunu soruyordum. Nasıl bir insan ki bu kadar insanı etkiliyor ve onların özgürlüklerine sahip çıkmalarını sağlıyor? Önderliğin sürekli evdeki fotoğraflarıyla konuşuyor ve ona birçok soru soruyordum. O toplantıda en önde oturuyordum. Önderlik içeri girdiğinde şaşkınlık içinde kaldım. Coşkuyla dolmuştum ve kendimi başka bir ruh haline girmiş gibi hissettim."
'Önderlik her zaman konuşmalarında kadınların özgür olması gerektiğini söylerdi'
Abdullah Öcalan'ın toplantıdaki konuşmalarında öne çıkan konulara da değinen Fatme, "O toplantıda Önderlik birçok konudan bahsetti ve bize 'Halkımızın başına birçok felaket geldi, birçok kişi önderini görmek istiyor ama ben halkımı görmek istiyorum, sizin bana ihtiyacınız olduğu kadar benim de size ihtiyacım var, bu yüzden kendi yolunuzda ilerleyin' dedi. Önderlik bizlere ailelerden, anne ve babalardan, kardeşlerden bahsetti ve aynı zamanda doğal toplumdan da söz etti. Ancak o toplantıda en çok kadın ve kadın özgürlüğünden bahsetti ve her zaman kadınların özgürlüğüne kavuşması gerektiğini söylerdi" şeklinde konuştu.
'Biz Önderliğin özgürlüğünü garanti altına alacağız'
Fatme, "Eğer bir kadın gerçekten kendi özgürlüğüne sahip olmak istiyorsa, bunu ancak Önderliğin fikirleri ve felsefesi ile gerçekleştirebilir. Ayrıca şu an devam eden işkence ve katliam sistemi ile Önderlik üzerinde kurulan komplo, Önderliğin şahsında kadınların iradesini kırmayı hedefliyor. İktidar sistemleri kadınları özgürlükten uzaklaştırmak istiyorlar. Aynı zamanda kadınların mücadelesini durdurmayı hedefliyorlar. Bugün partimizin en temel mücadele alanı kadınlardır. Önderlikten aldığımız büyük güçle, Önderliğin başlattığı bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Önderlik bizlere umut sahibi olmamız gerektiğini ve hayatımıza, mücadelemize sahip çıkmamızı öğretti. Bu yüzden her gün Önderliğe olan bağlılığımı yeniliyorum. Ne kadar çalışırsak çalışalım, bu mücadeleyi Önderliğin direnişi ile bütünleştireceğiz. Belki Önderliğin özgürlüğünü göremeyiz ama çocuklarımızı ve gençlerimizi Önderliğin özgürlüğü temelinde eğiteceğiz, böylece Önderliğin özgürlüğünü garanti altına alacağız" dedi.
'Önderliğin sayesinde çalışmalarımı sürdürdüm'
PKK lideri Abdullah Öcalan'ın sözlerinden aldığı güçle çalışmalarını nasıl sürdürdüğünü anlatarak Fatme, "Toplantının sonunda herkes sıraya girip Önderliği selamladı. Ben de Önderliği selamladım ama ondan uzaklaştım. O kadar cesaretim yoktu ki onunla konuşayım. Ama bana 'Sana güveniyorum, devam edeceksin' dedi. Bu sözü sayesinde ben de devam ettim ve bugünlere kadar mücadelemi bırakmadım. Çünkü Önderliğime kalben bir söz verdim. Önderliğin sözlerinden cesaret aldım" diyerek duygularını dile getirdi.