
Krizin faturası halka kesiliyor: Bize yaşamayın diyorlar
- 09:05 25 Eylül 2025
- Emek/Ekonomi
Nazlıcan Nujin Yıldız
İZMİR – Geldikleri pazardan elleri boş dönen kadınlar, fiyatların çok pahalı olduğunu belirterek meyve ve sebze almakta zorlandıklarını ifade etti. Kadınlar, yaşanan ekonomik krizden en fazla kadınların etkilendiğini söyledi.
Türkiye’de ekonomik kriz gün geçtikçe derinleşiyor. Kriz nedeniyle halk en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamazken iktidar, ülkenin ekonomisinin her geçen gün daha iyiye gittiğini iddia ediyor. Bu iddialar elde edilen veriler sayesinde karşılık bulamıyor. Birleşik Metal-İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) ağustos 2025 için Türkiye’de açlık sınırının 26 bin 149 lirayı, yoksulluk sınırının 90 bin 450 lirayı bulduğunu açıkladı. Büro Emekçileri Sendikası Araştırma Merkezi’nin (BES-AR) açıkladığı verilere göre de Eylül 2025 için dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için yapması gereken aylık harcama tutarı 37 bin 173 lira oldu. BES-AR'ın raporuna göre, bir çalışanın yaşam maliyeti 58 bin 335 lira, yoksulluk sınırı ise 90 bin 279 lira olarak belirlendi. Asgari ücret 22 bin 104 lira iken bu ücret, açıklanan açlık sınırının yüzde 68,17 altında. Verilere göre, gıda harcamasındaki artışın günlük maliyeti, 1,239 liranın üzerine çıkıyor. Açlık sınırı bir önceki aya göre yüzde 2,04, yoksulluk sınırı yüzde 1,85, arttı. Geçen yıla kıyasla ise harcama maliyetindeki artış yüzde 81,62 oldu.
‘Bizden ne istiyorlar?’
Açlık ve yoksulluk sınırı artmaya devam ederken bu durum en çok da kadınları etkiliyor. İktidarın politikaları nedeniyle kamusal ve sosyal alanda yok edilmek istenen kadınlar, evlere hapsediliyor. Çalışan kadınlar da çoğu zaman ücret eşitsizliğiyle karşı karşıya kalıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) verilerine göre, kadınların bir yılda elde edebildiği ücret gelirlerini erkekler yılın dokuzuncu ayında elde ediyor. Kadınların erkeklerin gelirlerine ulaşabilmeleri için üç ay daha fazla çalışmaları gerekiyor. Görünmeyen emeğin sahibi olan ev emekçisi kadınlar ise emeklerinin karşılığını hiçbir şekilde alamıyor. Buna rağmen ev ekonomisini idare etmeye çalışan kadınlar, gittikleri marketten, pazardan, alışveriş merkezlerinden elleri boş dönüyor.
Konak ilçesine bağlı Çimentepe Mahallesi’nde bulunan pazara alışverişe gelen kadınlar, meyve ve sebze almanın bile lüks hale geldiğini belirterek “Bizden ne istiyorlar?” diye sordu.
‘İnsanlar ne yapacak?’
Nuran Uspala, emekli olduğunu paylaşarak pazarda fiyatların pahalı olduğunu ve aldıkları maaşla pazarda alışveriş yapamadıklarını söyledi. Nuran Uspala, “Halimize bakın, perperişanız. Maaş yetmiyor. Çoluk çocuk var, torunlar var. Bu durumda geçinmek mümkün değil. Yarım kilo kıyma alıp yiyemiyoruz pahalılıktan. Canımızın istediğini yiyemiyoruz. Evler kira, yetmiyor. Elektrik, su, telefon faturaları var. Her şey çok pahalı, hayat pahalı. Bizden ne istiyorlar? İnsanlar ne yapacak? Kira mı verecekler, eşya mı alacaklar, hangisini yapacaklar? Bizler geldik, geçtik. Gençler ne yapacak? Nasıl çözülür bilmiyorum, onu bakanlar bilecek. Bizim elimizden bir şey gelmiyor ki” şeklinde konuştu.
‘Meyveyi bıraktık’
Süreyya Geridönmez sözlerine “Pazara geliyoruz da alışveriş yapamıyoruz” diyerek başladı. Pazara 400 lira ile geldiğini belirten Süreyya Geridönmez, “Çocuklar bir şeyler istiyor, hangisine alayım? Birine alsan, öteki darılıyor. Biz de hiçbirine alamıyoruz çünkü alacak durumda değiliz. Eşim hasta, felç geçirdi. Ne olacak böyle? Ev kira, bir şey yapamıyoruz sizin anlayacağınız. Hayat artık bitirdi bizi. Bunu baştakilerin düşünmesi lazım, fakir fukara halkın hali ne olacak böyle? Pazara geliyoruz, neye baksan 150 lira. Sebzeyi yarım kilo alıyoruz, o da bir yemeklik oluyor. Meyveyi bıraktık zaten. Çocuklar geçen hafta pazarda yine istedi, ağlıyorlar artık” diye belirtti.
‘Zenginlik değil, karnımız doysun istiyoruz’
Fiyatlar nedeniyle kış hazırlığı da yapamadıklarını ifade eden Süreyya Geridönmez, “Benim en sevdiğim şey bamya ama alamıyorum çünkü çok pahalı. Biz artık bu hayattan da bu memleketten de bıktık. Memleketi bitirdiler, bitti. Türkiye diye bir şey kalmadı. Olmaz ki böyle, sen zengine veriyorsun da fakire niye vermiyorsun? Zengin biliyor mu ekmeğin kaç lira olduğunu? Biz ekmeği bile kıt alıyoruz, kalabalığız. Un, yağ, şeker alamıyorsun. Kadınlar için daha zor, her şeyi denklemek lazım. Çocukların okul masrafı çok, beslemelerine bir şey koyamıyoruz. Canımızdan bezdik, biz zenginlik de istemiyoruz, karnımız doysun. Çoluk çocuk büyüyor, onlar anlamıyor. Hadi biz geçtik de onlar anlamıyor. Bundan sonrakiler ne olacak?” diye ifade etti.
‘Kadınlar daha da zor durumda’
Fiyatların pahalı olduğunu dile getiren Aşkın Körpe, alıcıların da satıcıların da bu nedenle zorlandıklarını söyledi. Aşkın Körpe, “Gidişat iyi değil. Kış geliyor, hiçbir şey yapamadık. Turşu bile kuramadım. Meyve bile alamıyorum ben torunlarıma pazardan. Bence bu dava çözülmez, böyle gider. Uzun zamandır durum çok kötü. Bir ailenin asgari ücretle geçinmesi imkânsız. Kiralar pahalı. Asgari ücretle kira mı ödenecek, su, elektrik, doğal gaz mı ödenecek? Kadınlar daha da zor durumda. Pazara geldiğimizde hiçbir şey alamıyoruz” ifadelerine yer verdi.
‘Aldık ama yarım yamalak aldık’
Emel Acar da kış için hazırlık yaptıklarını paylaşarak, “Fiyatlar uçuyor, aldık ama yarım yamalak aldık. Niye bu kadar pahalı? Biliyoruz işte. Pazarcılar da kafasına göre fiyat takıyor, denetleyen kimse yok. İnsanlar birkaç gün pazara, markete gitmeyecek aslında, belki öyle çözülür. Bu krizden en çok da evde olan kadınlar etkileniyor. Bir destek verilmesini isterdik” dedi.
‘Geçinmek çok zor’
Hamdiye Çeri, pazarda giyimin biraz daha ucuz olduğunu ancak meyve ve sebze alamadıklarını ifade ederek “Çok pahalı. Bir kilo sebzeye 70-80 lira diyorlar. Geçinmek çok zor, asgari ücret kime yetecek? Pazara geldim ama hiçbir şey alamadım. Bin lirayla pazara gelsen bile yetmez. Bizim evde sadece kızım çalışıyor, o da asgari ücret alıyor. Bir kişinin aldığı maaşla nasıl yetsin? Devlet destekte bulunmalı” sözlerini kullandı.
‘Yaşamayın diyorlar bize’
İsmini vermek istemeyen bir kadın da en temel ihtiyaçlarını bile alamadıklarını belirterek “400 lira ile geldim ama elimde 50 lira kaldı. Tek başımayım, çalışmıyorum, nasıl geçineyim? Başımızdakiler lüks içinde yaşıyor, biz yiyecek ekmek bulamıyoruz. Böyle mi çözecekler bu ülkenin sorunlarını? Ekmeğe muhtaç olmuşsak vay bizim halimize. Meyve, sebze almak bile lüks oldu. Eti, kıymayı geçtim artık. Kış geliyor, daha da zor olacak. Kömürü, odunu nasıl alacağız? Yaşamayın diyorlar bize” ifadelerini kullandı.