HABER MERKEZİ - Fransız Senatosu ve Ulusal Meclisi Kadın Hakları Delegasyonu'nun gerçekleştirdiği toplantıda konuşan Nobel Barış Ödüllü aktivist Nergis Muhammedi, “Jin jiyan azadî’ hareketi olan "Mahsa (Jina) Amini" hareketinin günlerine kadar, kadınlar mücadelelerini bırakmadılar. Sessiz kalmadık; mücadele ettik. Tutuklandık ve güvenlik hapishanelerinin korkunç tecrit hücrelerine atıldık” dedi.  

 

Nobel Barış Ödül sahibi ve insan hakları aktivisti Nergis Muhammedi, Fransız Senatosu ve Ulusal Meclisi Kadın Hakları Delegasyonu'nun gerçekleştirdiği toplantıya katıldı. Tahran’da bulunduğu evinden uzaktan toplantıya katıldı. Nergis Muhammedi, cinsiyet ayrımcılığını suç saymak için kararlı bir uluslararası eylem çağrısında bulunurken, mücadeleyi tarihi, küresel ve feminist bir zorunluluk olarak çerçeveledi.

 

İran’daki idamlara dikkat çeken Nergis Muhammedi, özellikle Paxşan Ezîzî ve Werişe Muradî’ye değinerek, kadın siyasi tutsakların içinde bulunduğu kötü durumu dile getirdi. Nergis Muhammedi,  “İran rejimi, Jin jiyan azadî hareketi için kadınlardan intikam alıyor. Evin Hapishanesi'nin kadınlar koğuşunda tutulan Pexşan Ezîzî ve Werişe Muradî, şimdi yaklaşan idam tehdidiyle karşı karşıya. Rejim, İran'ın cesur ve vicdanlı kadınlarının kararlılığını kırmak için ilmiği bir terör aracı olarak kullanıyor” dedi.  

 

Kararlı duruş sergileme çağrısı 

 

Nergis Muhammedi, Fransa Parlamentosu, senatosu ve daha geniş uluslararası toplumu, İslam Cumhuriyeti Rejimi ile yapılacak herhangi bir müzakerede insan hakları konusunda kararlı bir duruş sergilemeye çağırdı: "insan haklarını tüm müzakerelerin ön koşulu ve merkezi odağı haline getirin. Temel insan haklarını, kadın haklarını ve medeni özgürlükleri bir kenara iten herhangi bir müzakere yalnızca dini otoriterliği cesaretlendirmeye ve İran halkının demokrasi, özgürlük ve eşitlik mücadelesini baltalamaya hizmet eder."

 

‘Sessiz kalmadık, mücadele ettik’

 

Son 46 yıldır İranlı kadınların ayrımcılığa, baskıya ve erkek egemenliğine karşı sürekli mücadele ettiğine dikkat çeken Nergis Muhammedi, “Kadınlar protesto için sokaklara çıktığı 8 Mart 1979'dan, muhteşem ‘Jin jiyan azadî’ hareketi olan Mahsa (Jina) Amini hareketinin günlerine kadar, kadınlar mücadelelerini bırakmadılar. Sessiz kalmadık; mücadele ettik. Tutuklandık ve güvenlik hapishanelerinin korkunç tecrit hücrelerine atıldık. Yargılandık, uzun hapis cezalarına çarptırıldık ve hapse atıldık. İşlerimizi, çocuklarımızı ve hayatlarımızı kaybettik. Sayısız isimsiz ve bilinmeyen kadın, bu teokratik rejim altında evlerinin gizli köşelerinden sokaklara ve hapishanelerin darağaçlarına kadar sistematik baskı ve ayrımcılık altında hayatlarını kaybetti. Rejimin bu topraklardaki kadınlara hukuk, din, kültür, propaganda, devletin kontrolündeki medya ve hükümetin işlettiği eğitim kisvesi altında dayattıklarının açık bir cinsiyet ayrımcılığı örneği olduğunu ilan ediyorum” şeklinde konuştu.