İmralı'ya ilk gidiş: Abdullah Öcalan ne dedi?
- 09:01 2 Ocak 2025
- Güncel
HABER MERKEZİ - PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 2013 yılında İmralı’ya giden heyet ile yaptığı görüşmede dile getirdiği çözüm önerileri bu gün de güncelliğini koruyor.
PKK Lideri Abdullah Öcalan Türkiye getirildiği 15 Şubat Uluslararası Komplosu’ndan bu yana İmralı Adası’nda özel bir sistemle ağırlaştırılmış tecrit koşulları altında tutuluyor. Abdullah Öcalan ile avukat ve ailesinin görüşmelerinin yıllarca engellenmesinin ardından ilk kez 3 Ocak 2013 tarihinde İmralı’ya siyasetçiler gitti. Dönemin Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) milletvekilleri Ayla Akat Ata ve Ahmet Türk İmralı’da Abdullah Öcalan ile görüştü.
İmralı’da yapılan görüşmede Abdullah Öcalan, Kürt sorununun demokratik çözümüne ilişkin önemli mesajlar ve öneriler sunmuştu. Abdullah Öcalan’ın 11 yıl önce dile getirdiği öneriler bugün de güncelliğini koruyor.
Çatışmasızlık ve parlamentonun rolü
Görüşmede çatışmasızlığın sağlanması için parlamentonun atacağı adıma öncelikli olarak dikkat çeken Abdullah Öcalan, “Gerillanın çatışmasızlık ortamına girmesi için parlamentoda kanunla kurulacak bir komisyon gerekir. Hakikat Komisyonu denilebilir, Uzlaşma veya Yüzleşme Komisyonu da denilebilir. Gerillanın çekilmesi halinde halka yönelik şiddeti engellemek amacıyla Barış Konseyinin kurulması gerekir. Köye geri dönüşler, ödenecek tazminatlar Barış Konseyinin himayesinde olur. Siz buna Akil İnsanlar mı diyorsunuz? Onlar tarafından süreç yerinde izlenir. Süreç Türkiye'deki vicdan sahibi insanlar tarafından iyi izlenmeli ve bu konuda rol oynanmalıdır” ifadelerini kullandı.
Anayasa Kurucu Konvansiyonu
Yeni bir anayasa ihtiyacına vurgu yapan Abdullah Öcalan, “Anayasa Kurucu Konvansiyonu” oluşumuna dikkat çekerek “Son kırk yıllık şiddeti Türk ve Kürt halkına aştıracak bir anayasa olmalı. Cumhuriyetin kuruluşundan beri anayasada laik Kemalistler Kürtleri ve İslami toplumu tasfiye etmeyi amaçladılar. Böylece Türk halkı da hak ve özgürlüklerinden yoksun kaldı” dedi.
1921 Anayasası’na vurgu
Türk halkının ve İslami kesimin hak ve özgürlüklerinin yanı sıra Kürt halkının da varlığının kabul edilmesi gerektiğine işaret eden Abdullah Öcalan, şunları belirtti: “Sadece dilinin değil beyninin, gövdesinin, yani varlığının kabul edilmesi gerekir. Kürt realitesi parlamento tarafından kabul edilmeden nasıl anayasa yapacaksınız? Bu konuda 1921 Anayasasını ve yirmi maddelik Kürt Reform Tasarısı’nı esas alabilirsiniz. Orada Kürtlerin varlığının kabulü var. Biz Kürt Reform Tasarısı’nı canlandırmak istiyoruz. Biliyorsunuz, 9 Şubat 1922 tarihli 64’e karşı 373 oyla kabul edilen Kürt Reform Tasarısı belgelerinin gizlenmesi Kürtleri tasfiye amaçlıdır. Oysa bu belgenin kabulünden sonra 30 Ağustos Zaferi gerçekleşmiştir. 1922 Türkiye’nin kurtuluş yılıdır. Bu belgeleri niye saklıyorsunuz?” (…)
Hakiki barış
Görüşmede “Hakiki barışa Türk-Kürt barışı ile gideceğiz” diyen Abdullah Öcalan, “Bu iki toplumun ilişkilerini dinamitlemişler, zehirlemişler. Bunu nasıl aşabiliriz, bunun üzerinde çalışacağız. Bir halkın ulusal onuru ile oynanacak, halk buna tepkisiz kalacak! Öfkeliyim. Ulus-devletçi değilim. Katliamların temel nedeni budur. Ulus-devlet özgürlük değil kölelik demektir" dedi.
Eylem planı
Görüşmede bir eylem planı sunan Abdullah Öcalan, şunları belirtti: “Biz Kürtleri demokratik bir ünite haline getirmek istiyoruz. Türkiye Anayasası’nda ve yasalarda bu olmadan barış olmaz. AKP buna gerek yok diyor. Peki, biz nasıl yaşayacağız? Yirmi milyon insanın yasal ve anayasal ifadesi olmadan biz nasıl yaşayacağız? Bu nedenle bir eylem planı çıkarıyorum. Bunun aşamalarını belirteyim.
1-Çatışmasızlık ortamının sağlanması.
2- Anayasal ve yasal süreç. Kürt Reform Tasarısı güncelleştirilmeli. Vatandaşlık tanımı için şöyle öneriyorum: Anayasamız bütün tarihsel kültürleri Türkiye’nin bir zenginliği olarak kabul eder, kendisini geliştirme, özgürce ifade etme ve örgütleme hakkını tanır. İspanya Anayasasında da böyledir. Bu tanım vatandaşlık sorununu da, diğer birtakım sorunları da çözer.
AKP’nin önerisi gibi nötr bir öneri de olabilir. Ancak benim sunduğum gibi bir tanımı birçok sorunu da çözer. Dil eğitimini tartışmıyorum bile. Yasama hakkı, ekonomik özerkliği olacak. Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’ndaki çekinceler kaldırılacak.
3- Normalleşme süreci.
Kürt gider İslam giderse Anadolu’da Türk de kalmaz
Kürt varlığını inkar etmek Türk varlığını da inkar etmektir. Kürt gider, İslam giderse Anadolu’da Türk de kalmaz. Bütün bu unsurlar dışlanırsa bu lobiler, egemen güçler sizi de dışlar. Tüm tarihsel kültürlere saygı, kendini ifade etme ve örgütlenme hakkının tanınması önemli. Böyle bir düzenleme, durumu kurtarabilir. Bunun içine her şey girer. Anayasanın buna kapalı olmaması önemlidir. Saymaya gerek yok. Üç kelime yeter: Yurttaşlık devlet bağıdır."
Suriye’deki durum
Suriye’deki duruma da değinen Abdullah Öcalan, özsavunmaya Arapların da dahil edilmesini, aksi taktirde imhanın olabileceğine dikkat çekti. Halkın esas alınması gerektiğinin altını çizen Abdullah Öcalan, demokrasiden yana olanlarla birliğin önemine vurgu yaptı.
Ulusal birlik
Kürtlerin kendi arasındaki birlik için de değerlendirme yapan Abdullah Öcalan, tüm parçalardaki Kürtlerin katılımı ile gerçekleştirilebilecek Ulusal Konferans’a dikkat çekti.
Görüşmede sürecin öneminin altını çizen Abdullah Öcalan, birilerinin bozması durumunda daha yaygın bir şiddetin, operasyonların gelişeceğinin altını çizdi.