DEM Parti İzmir'de 25 Kasım startını verdi 2025-11-14 20:46:57   İZMİR - DEM Parti Kadın Meclisi İzmir^de 25 Kasım startını  Alsancak Garı’ndan Türkan Saylan Kültür Merkezi’ne yürüyüş düzenleyerek verdi. Kadınlar şiddete, devletin cezasızlık politikalarına ve kadın emeğinin sömürülmesine karşı seslerini yükseltti.   Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi DEM Parti Kadın Meclisi, İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk ve Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu’nun katılımıyla Alsancak Garı önünden Türkan Saylan Kültür Merkezi önüne yürüyüş düzenledi. Yürüyüşte “Şiddetin karşısında eşitlik ve özgürlük için bir aradayız” pankartı taşındı. Kadınlar sık sık “Jin, jiyan, azadî”, “Jin şer na xwazin, aşitiye du xwazin”, “Kadın cinayetleri politiktir”, “Rojin Kabaiş isyanımızdır”, “Deniz Poyraz ölümsüzdür” ve “Erkek vuruyor, devlet koruyor” sloganları attı. Basın açıklamasını DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu gerçekleştirdi. ‘Aile yılı’ sadece 9 ayda 242 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti   Halide Türkoğlu, erkek egemen düzenin değiştiği, devletin kadınlara şiddet uygulamaktan, toplumun ise cinsiyetçilikten vazgeçtiği zaman kadınlar için özgür ve eşit bir yaşamın inşa edileceğini belirterek, şiarlarını “Şiddetin karşısında eşitlik ve özgürlük için bir aradayız” olarak açıkladı.   Türkoğlu, “Sadece bu yılın ilk 9 ayında 242 kadın şüpheli şekilde yaşamını yitirdi, 226 kadın katledildi. Bunlar sadece bildiklerimiz; resmiyete geçmeyen, bilmediğimiz çok sayıda kadın cinayeti de yaşanıyor. Üstü kapatılmak isteniyor. Kadın cinayetleri her gün artarken, bu ülkenin iktidarı kadın cinayetlerini önlemek yerine ‘Aile yılı’ politikası ilan etti. Aile yılı adı altında kadınları şiddet gördüğü evlere hapsetmeye çalıştılar” dedi.   ‘Rojin Kabaiş dosyasında devlet işbirliği’   Halide Türkoğlu, kadınlara daha çok sığınak açılması gerekirken aile yılı ile kadınların şiddetle mücadele bütçesine göz dikildiğini söyledi. “Bütün tasarruf tedbirlerini şiddet ve mücadele bütçesinden çıkarmaya çalıştılar. Bunu sadece Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yapmıyor, Adalet Bakanlığı da yapıyor. Kadın cinayetlerinde ortaya çıkan cezasızlık politikaları, iyi hal ve kravat indirimleri gibi uygulamalar, devletin kadın cinayeti ile yüzleşmek istemediğini gösteriyor. Rojin Kabaiş davası bu işbirliğini apaçık ortaya koyuyor. İşin içinde Yurt Kurumu, üniversite yönetimi, rektörlük, Adalet Bakanlığı, hakimler, savcılar ve kolluk güçleri var” dedi.   ‘Kadın mücadelesi özgürlüğü inşa edecek’   Siyasi tutsak kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesini büyüttükleri için hedef alındığını belirten Halide Türkoğlu, “Kadınlar özgürlüğü ve eşitliği inşa ederek birçok sorunun da çözümünü sağlıyor. Ama iktidar kadınları hedefine koyuyor ve ‘Benim istediğim gibi makul bir kadın olacaksan tamam’ diyor. Kadın evin içinde kalıyor, katlediliyor, şiddet görüyor, isyan edemiyor. Biz kadınlar özgür ve eşit yaşamak istiyoruz ve bunun mücadelesini veriyoruz. Mücadelemizdeki ısrarımız iktidarı korkutuyor; istediği kadar korksun, bizim korkumuz yok” dedi.   ‘Deniz Poyraz’a barış sözümüz var’   Halide Türkoğlu, erkek devlet şiddetinin ve kadınların sistematik katledilişinin Deniz Poyraz şahsında görüldüğünü belirterek, davanın sürümcemeye bırakıldığını söyledi. “Deniz Poyraz’a olan sözümüz, bu ülkeye barışı getirmek olacak. Kadınların barışa ihtiyacı var. Gerçekten eşit ve özgür bir yönetim istiyorsak savaş politikaları son bulmalı” dedi.   ‘Asıl sorun demokrasidir’   Digel Tekstil ve Temel Conta işçisi kadınların direniş çadırlarını ziyaret ettiklerini belirten Halide Türkoğlu, “Sudan’dan Afganistan’a kadın düşmanı politikalar büyürken, kadınların barış mücadelesi özgürlük ve eşitlik mücadelesidir. Bu mücadele, ülkelere barışı ve demokrasiyi getirecek. Türkiye’de en önemli sorun demokrasi sorunudur. Demokrasi askıya alındıkça kadınların yaşamlarından çalınıyor. Örgütlenme ve siyaset hakkımıza göz dikenler kadınların yaşamından ve bütçesinden çalıyor” dedi.   ‘Kadınların haklarına göz diken Diyanet Vakfını teşhir edeceğiz’   Halide Türkoğlu, Diyanet Vakfı’nın kadınların haklarına müdahale ettiğini belirterek, “Bu vakıf savaşa değil, barışa fetva vermeli. Kadınların nasıl yaşayacağını, miras hakkına kadar göz dikmiş durumda. Kadın cinayetlerinde sorumlular her kurum ve kişi teşhir edilecek” dedi.   Açıklama, sloganlarla sona erdi.