Emek ve Demokrasi Güçleri: Bu kaza değil, katliam 2025-11-10 18:09:08   AMED/ANKARA – Amed ve Ankara’da bir araya gelen Emek ve Demokrasi Güçleri, Dilovası’nda 2’si çocuk 6 kişinin yaşamını yitirdiği parfüm dolum işletmesindeki yangına tepki gösterdi: “Patronların açgözlülüğü, devletin ihmaliyle birleşti; bu bir kaza değil, katliamdır.”    Amed Emek ve Demokrasi Platformu, Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde bulunan Ravive Kozmetik işletmesinde 8 Kasım’da meydana gelen patlamada 2’si çocuk 6 işçinin yaşamını yitirmesine ilişkin AZC Plaza önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. “Jin, jiyan, azadî” sloganlarının atıldığı açıklamaya çok sayıda kişi katıldı.   İlk olarak söz alan TJA aktivisti Hülya Alökmen, yaşananların “kaza değil, katliam” olduğunu vurgulayarak, “Sermaye, kadını ve çocuğu sömürürken devlet bu pratiğe göz yumuyor. Bu katliamların nedeni tam da budur. Biz buna boyun eğmeyecek, emeğimizi ve yaşamı savunacağız” dedi.   Açıklama metnini okuyan BES Amed Şube Eşbaşkanı Güneş Özel, Dilovası’ndaki patlamanın önlenebilir olduğunu belirterek, “İşyerinin ‘çok tehlikeli sınıfta’ yer aldığı, çocukların çalıştırıldığı, mahalle sakinlerinin defalarca şikâyet etmesine rağmen hiçbir işlem yapılmadığı ortaya çıkmıştır. Bu yaşanan bir ‘kaza’ değil, önlenebilir bir cinayettir” diye belirtti.   Mücadele çağrısı   Güneş Özel, işçilerin sigortasız ve güvencesiz çalıştırıldığını hatırlatarak, “Bu tablo sadece ahlaki bir çürüme değil, aynı zamanda hukuki bir suçtur. AKP iktidarı yoksulluğu bir yönetim aracına dönüştürmüş, kadın ve çocuk emeğini sistematik biçimde sömürmektedir” ifadelerini kullandı.   Ülkede her gün iş cinayetlerinin yaşandığını belirten Güneş Özel, “İşçiler göz göre göre ölüme gönderiliyor. Bu ölümler patronların açgözlülüğüyle, iktidarın ihmaliyle, devletin sorumluluğuyla iç içe geçmiş zincirin halkalarıdır. Kadın, çocuk, göçmen fark etmiyor; hepsi ucuz işgücü olarak görülüyor. Bu modern köleliktir, insanlık suçudur” diye konuştu.   Güneş Özel son olarak, “Artık bu düzen değişmelidir” diye vurgulayarak iş cinayetlerine karşı mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.   Ankara    Ankara da ise Emek ve Demokrasi Güçleri bugün “Katledilen çocukların ve kadın işçilerin hesabını soracağız” şiarı ile Yüksel Caddesi’nde Kocaeli’de parfüm fabrikasında yaşamını yitiren 2’si çocuk 6 kadın işçi için basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada sık sık “Kaza değil cinayet, kader değil katliam”, “Çalışırken ölmek istemiyoruz”, “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni” sloganları atıldı.   Açıklamayı Emek ve Demokrasi Güçleri adına Halil İbrahim İlhan okudu.   ‘Çalınan hayatlar rakama indirgeniyor’   “Her gün yeni iş cinayetlerine uyanıyoruz. Sermayenin doymak bilmez kâr hırsı, her gün iş kazası adı verilen cinayetlerle aramızdan sınıf kardeşlerimizi koparıyor” denilen açıklamada, “Çalışırken öldürülüyoruz. Mahkum edildiğimiz vahşi sömürü ve geleceksizlik içinde yaşamaya çalışırken katlediliyoruz. Sıradanlaştırmaya çalışıyorlar bu cinayet döngüsünü. Katledilen emekçilerin yaşamlarını ve anılarını değersizleştirmeye, çalınan hayatları rakama indirgemeye çalışıyorlar. İhmal, sömürü ve vahşet döngüsüne mahkum etmeye çalışıyorlar bizi. Böyle bir aşağılanmaya mahkum değiliz. Yüzer yüzer katledilmeyi kanıksamayacağız” diye belirtildi.   ‘Çocuğun çocuk kalamadığı bir düzen’   İSİG Meclisi’nin raporuna göre sadece Ekim ayında 169 kişinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiği belirtilen açıklamada, “Her ay 160, 180 işçi iş cinayetlerinde katlediliyor. 8 Kasım günü yine bir katliam haberiyle sarsıldık. 3’ü çocuk 6 kadın işçi bir parfüm atölyesinde çalışırken katledildi. Katliam adeta bu düzenin özeti gibi. Neoliberal yağma ve vahşet düzeninin tüm özelliklerini yansıtıyor. Katledilen emekçilerin yaş ortalamalarına baktığımızda 65 yaşında da 15 yaşında da işçi var. Çocuğun çocuk kalamadığı, yıllarca emek veren insanların 65 yaşında bile çalışmak zorunda bırakıldığı bir düzen. İş yerinin defalarca şikayet edildiği ama yetkililer tarafından korunduğu, katliamın olduğu işyerinin faaliyet gösterdiği binanın bile kaçak olduğu bir düzen” denildi.   CİMER şikayetleri hiçe sayılmış   İşçilerin ihmalleri daha önce CİMER’e şikayet ettiği, fakat işçilere “Siz araştırın” yanıtının verildiği kaydedilen açıklamanın devamında şu ifadeler kullanıldı: “Bu vahşet merkezinin çocuk emeğini sömürmesi de defalarca şikayet konusu olmuş ama bu şikayetler dikkate alınmamış. Atölyedeki kölelik koşullarını daha önce orada çalışmış bir çocuk işçi şöyle anlatıyor: ‘15 yaşındaydım. İlk gün para vermediler. Deneme günü dediler. Bana işle ilgili hiçbir şey öğretmediler. Vefat eden arkadaşlarım bana bir şeyler gösterdi. Günde 12 saat ayakta çalışıyorduk. Yangın merdiveni yoktu. Sadece bir giriş kapısı vardı. O kapı çıkış kapısı olarak da kullanılıyordu.’   Katledilen işçilerin yakınları da benzer açıklamalarda bulunuyor. Atölye sahiplerinin bu pervasızlığının nedenini anlamak için katliam sonrası yaşananlar yeterli ipucu veriyor. Belediye başkanı ve vali, emekçiler tarafından cenazeden kovuluyor. İkisi çocuk olmak üzere 6 işçinin katledilmesine duydukları öfkeyle Kadıköy sokaklarında iş cinayetlerinde katledilmek istemediklerini haykıran gençler, önleri kesilerek gözaltına alınıyor.   Protesto edenlere tutuklama, katliam faillerine soruşturma yok   Katliamın faillerinden kimse daha tutuklanmamışken, katliamı protesto eden gençlerden dördü tutuklanıyor. Yani saflar belli. Bu vahşet döngüsünden kurtulabilmek için tek güvenmemiz gereken kendi emekçi gücümüz. Bu vahşet döngüsünden işçi sınıfının ve emekçi halkların mücadelesiyle çıkabiliriz. Çocukların merdiven altı atölyelerde katledildiği bir düzende yaşamak istemiyoruz. Geleceğimizin daha fazla çalınmasını kabul etmiyoruz. Grev grev, direniş direniş… Bu vahşeti geriletmekten başka çözüm yolu olmadığını da biliyoruz. Tüm işçi ve emekçileri bu vahşet döngüsüyle mücadele etmeye çağırıyoruz.”