‘Umutla özgürlüğe’ yürüyüşüne çağrı 2025-09-27 09:10:09   AMED - TJA aktivisti Fatma Ablay, 1 Ekim’de Amed’den Ankara’ya başlayacak yürüyüşe ilişkin, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün bir an önce sağlanması gerektiğini vurguladı; yaşanan sorunların çözümünün de bununla doğrudan bağlantılı olduğunu belirtti.   Tevgera Jinên Azad (TJA), Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü ve halkların önündeki engellerin kaldırılması talebiyle 1 Ekim’de Amed’den Ankara’ya büyük bir yürüyüş başlatacak. Yürüyüşün deklarasyonu, 25 Ekim günü Amed’in Sûr ilçesindeki Cemil Paşa Konağı’nda çok sayıda kadının katılımıyla duyuruldu. “Umutla özgürlüğe yürüyoruz” şiarıyla gerçekleştirilecek yürüyüş, 1 Ekim’de yapılacak basın açıklamasıyla başlayacak ve 7 Ekim’de Ankara’da sona erecek. Kadınlar, 5 talep, 7 başlık ve 7 nokta üzerinden yürüyecek; güzergâh ise Amed’den sonra Riha, Dîlok, Adana, Mersin, Sincan ve Ankara olacak.   TJA aktivisti Fatma Ablay, yürüyüşe ilişkin değerlendirmelerde bulundu.   ‘5 talep, 7 başlık, 7 nokta…’   Fatma Ablay, yapılacak büyük yürüyüşü kendi özgürlüğünü toplumun özgürlüğünden ayırt etmeyen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması talebiyle yaptıklarını belirterek, “Bu yürüyüşü kendi özgürlüğünü toplumun özgürlüğünden ayırt etmeyen; önümüzdeki süreçlerin yol haritasını belirleyerek, bunu bir manifestoyla yayınlayan ve İmralı’da hâlâ tecrit altında tutulan bir Halk Önderinin fiziki özgürlüğü için yapıyoruz. Ve bu yürüyüşü kadınların bu yolda söz kurmaları için başlatılan bir süreç olarak değerlendiriyoruz. Elbette ki bu yürüyüşte taleplerimiz de olacak. Yürüyüşümüz 5 talep, 7 başlık ve 7 nokta planlanan bir yürüyüştür. Bunun Amed’de başlayan bir açıklamayla ve Ankara’da 7 Ekim’de grup toplantısına katılarak bitirmeyi düşünüyoruz. Evet, yürüyüşümüz Amed’de başlayıp devamında Urfa; özelde Hilvan, Halfeti’de içeriğiyle beraber bir planlamamız var. Ondan sonra Antep, Adana, Mersin, Sincan ve Ankara’da bitirmek üzere planlıyoruz” sözlerine yer verdi.   Kadınlar sorunlara ‘dur’ demek için de yürüyecek   Toplumun bütünüyle her gün karşılaştığı sorunların çözülmesi talebiyle de yürüyüş planladıklarını aktaran Fatma Ablay, “250 kadınla bu yürüyüşü başlatmayı düşünüyoruz. Taleplerimizden bir tanesi Önderliğin fiziki koşullarının oluşması. Bir diğer talebimiz ise Kürt halkının varlığının, kimliğinin, dil haklarının tanınması ve kolektif bir şekilde yaşanan bu hak ihlallerinin bir an önce anayasal düzleme kavuşması. Biliyorsunuz yakın zamanda da tekrardan bir kayyum gerçeğiyle karşılaştık. Yıllardır eşbaşkanlık sistemini kriminalize eden bir sistemle karşı karşıyayız. Başta eşbaşkanlık sisteminin resmî olarak tanınması ve aynı zamanda seçilen eşbaşkanların kendi görevlerine de iade edilmesi de bizim diğer başlıklarımızdan bir tanesi” ifadelerini kullandı.   ‘Sorunların çözümü demokratik siyasette’   “Bu ne bir başlangıç ne de bir son değil” diyen Fatma Ablay, kadınların yaptıkları çalışmaların başarıya ulaşana dek sürdüreceklerini belirterek, “Elbette ki eylemselliklerimiz, çalışmalarımız başarıya ulaşana kadar sürecek. Yine baktığımızda yıllardan gelen bir kadın kırımı var. Yıllardan gelen bir sömürü var. Dolayısıyla bunlar da kısa vadede bitirilecek başlıklar değil maalesef. Her geçen gün daha fazlasını yaşıyoruz. Ama bunun çözümünün demokratik yollarla ya da kurumların işlenebilir bir hale gelmesi için önce bu sürecin bir an önce çözülmesi gerekiyor. Biz her gün bir başlık ele alacağız. Örneğin mevcut sistemde şu an Türkiye’de ve Kürdistan’da kadın kırımından intiharlara kadar süregiden toplumsal sorunlar var. Baktığımızda bunların sorumluluğu demokratik siyasette; demokratik siyasetin öncülüğünü de bugün Sayın Abdullah Öcalan yapıyorsa, o halde ilk esnada Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması gerekiyor. Konuya diğer taraftan baktığımızda da zaten süreci işleten, öncüsü olan bir muhatabın çalışır koşullarda olmaması başlı başına adil olmayan bir yöntem olarak karşımıza çıkar” dedi.   ‘Samimi bir süreç ise Sayın Öcalan dinlenmeli’   Demokrasi ve barış konuşulan sürecin samimiyetine inanmak için Abdullah Öcalan’ın bire bir dinlenmesi gerektiğinin altını çizen Fatma Ablay, “Biz yıllardır zaten varlık, kimlik ve dil mücadelesini veriyoruz. Ve bunu da mücadele alanlarından bir kısmı olarak değerlendiriyoruz. Şimdi mevcut sürece baktığımızda önümüzde süreci barış ve demokratik bir yöntemle çözeceğini kabul eden bir sistem varsa; o halde süreci uzatmanın, ertelemenin ya da ötelemenin de bir anlamı yoktur. Bugün TBMM bünyesinde oluşan bir komisyon var. Dolayısıyla taleplerimizden bir tanesi de bu komisyonun bir an önce Sayın Öcalan’ı gerekli özgür koşullarda dinlemesi ve taleplerini birebir kendisinden dinlemesi olur. Bugün bir çağrı yapılmışsa, bu çağrının gerekliliklerinin de yapılması gerekiyor. Bugün Meclis’te bir siyaset yapılsın denildi. Fakat bunun uygun koşulları şu ana kadar atılmış değil. Dolayısıyla bu da gerçekçi gelmiyor. Yani gerçekçi olabilmesi için bir an önce dil, varlık, kimlik ve Önderliğin özgürlük koşullarının oluşmasıdır. Bu adımların atılması gerekiyor ki gerçeklik bulsun” şeklinde konuştu.   ‘Demokrasi komisyonunun işler olması gerekiyor’   Fatma Ablay, devlet tarafından hâlâ bir adım atılmadığını işaret ederek, “Biz hâlâ sistem tarafından açık bir adım görmüş değiliz. Ve bu da samimiyetin gerçekçiliğini sorgulatıyor. Dolayısıyla biz kadınlar olarak aslında bu süreci, bu yürüyüşü planlamamızın temel nedeni bu. O yüzden ‘Umutla özgürlüğe yürüyoruz’ şiarıyla başladık. Bugün Bakanlar Kurulu’nun açık olarak gösterdiği adres tekrar oluşan demokrasi komisyonudur. Dolayısıyla bu süreç esnasında demokrasi komisyonunun işler olması, hakları tanıyan, gerekli kanun ve yasaların düzenlenmesi için çalışmaları yapan bir sorumluluk yürütmesi gerekiyor” diye konuştu.    Fatma Ablay, son olarak tüm kadınları, yapılacak büyük yürüyüşe davet etti.