‘Savaşın tam ortasında bu görüşme hayati önemde’ 2024-12-28 15:27:05   İSTANBUL - “Birlikte yaşamın anahtarı; barış ve diyaloğu konuşuyoruz” başlıklı panelde konuşan HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, “Tecride karşı bir direnç vardı ve görüşme yaptırılmıyordu. İşte bu direncin sonucunda 1 Ekim'de başlayan çağrılar ve sonrasında devam eden olaylar neticesinde bugün bu görüşme yapılıyor” dedi.   Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Doğu-Güneydoğu Dernekleri (DGD) Platformu ve Karakoçan Dernekleri Federasyonu (KAR-DEF) tarafından “Birlikte yaşamın anahtarı; barış ve diyaloğu konuşuyoruz” başlıklı panel düzenlendi. Ümraniye ilçesinde bulunan, Korudibi-Dumluyazı Köyleri Kültür ve Dayanışma Derneği’nde (KORUDUM-DER) gerçekleşen panele çok sayıda Sivil Toplum Örgütü (STÖ) üyesi katılım sağladı. Toplumsal barış konusunun ele alındığı panelin moderatörlüğünü KAR-DEF Eş Genel Başkanı Abdulaziz Akyol yaparken, HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, DGD Başkanı Abdülhakim Daş ve HDK Halklar İnançlar Meclis üyesi Arife Çınar konuşmacı olarak yer aldı.   Mücadele vurgusu    İlk olarak söz alan Abdülhakim Daş, Kürt halkının ulusal birliğinin sağlanması gerektiğini vurguladı. Abdülhakim Daş, Kürt halkının Kuzey ve Doğu Suriye’deki gelişmeleri yakından takip ettiğini belirtti. Abdülhakim Daş, dört parça Kurdistan’daki siyasi partilerin ortak zeminde buluşarak Kürt halkının özgürlüğü için mücadele edilmesi gerektiğini belirtti.   Demokratik Cumhuriyet mücadelesi    Abdülhakim Daş’tan sonra konuşan HDK Halklar İnançlar Meclisi üyesi Arife Çınar Roboski’de katledilen 34 yurttaşı anarak sözlerine başladı. HDK’nin Türkiye’nin toplumsal barışı için kurulduğunu söyleyen Arife Çınar, “HDK, Demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını ortaya koyarak bunun mücadelesini yürütüyor.  HDK, Alevilerdir, demokratik İslam çevresidir, farklı siyasal yapılardır, kadınlardır, gençlerdir” ifadelerini kullandı.   ‘Savaşın tam ortasında bu görüşme hayati önemdedir’   Ardından konuşan HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ile Pervin Buldan’ın İmralı Adası’nda tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’la görüşme gerçekleştirdiğini vurguladı. Meral Danış Beştaş, “Tecride karşı bir direnç vardı ve görüşme yaptırılmıyordu. İşte bu direncin sonucunda 1 Ekim'de başlayan çağrılar ve sonrasında devam eden olaylar neticesinde bugün bu görüşme yapılıyor. Savaşın tam ortasında bu görüşme hayati önemdedir” dedi.   Buluşmalarımıza devam edeceğiz’   Meral Danış Beştaş, HDK’nin Kasım ayında genel kongresini gerçekleştirdiğini hatırlatarak, kongreyle birlikte HDK’nin barışı sağlamanın öncelikli amaçları olarak belirlediklerini vurguladı. Meral Danış Beştaş sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Türkiye'de Kürt meselesinin demokratik yollarla çözümü, sadece Kürt halkının değil, bütün Türkiye halklarının, toplumsal barış meselesinde hem duyarlılığını geliştirmektir. Toplumu hem Kürt meselesi hakkında bilgilendirmek, hem 100 yıllık bir arka plan konusunda gerekli tartışmaları yürütmek ve barışı toplumsallaştırma kararımız var. Ve bu kongre kararımız gereğince, 8-9 Şubat'ta İstanbul'da büyük bir uluslararası barış konferansı yapmayı planlıyoruz. Ve bu konferanstan öncesinde Türkiye'nin her yerinde barış buluşmaları, barış sohbetleri, paneller, söyleşiler gibi bir araya gelişler planlıyoruz.   Ankara, İstanbul, İzmir, Eskişehir, Konya, Aydın, Mersin ve daha birçok bölgede, buluşmalarımıza devam edeceğiz.”   ‘Kobanê'de destansı bir direniş ortaya konuldu’   Türkiye ve destekli paramiliter grupların Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldrılarını da değerlendiren Meral Danış Beştaş, “Kobanê'de destansı bir direniş ortaya konuldu. Bütün dünya, Kürtler deyince Kobanê'deki direniş örnekleri diyor. Türkiye oradaki YPG, PYD, YPJ diyerek ‘terörist’ ilan ederek bir halkı ‘terörist’ ilan ediyor. Bugün Kuzey ve Doğu Suriye'de beş milyonu aşkın insan yaşıyor. Orada kendi yönetimlerini kurmuşlar. AKP iktidarı zayıfladıkça Kürtlere karşı düşmanlığını büyüttü. İşte bizim bunu kırmamız gerekiyor. Kürt halkının diğer halklarla birlikte toplumsal barış talebini yükseltmek gibi bir sorumluluğumuz vardır. O da bizim bu ülkede öteki olmadan eşit koşullarda eşit yurttaş olarak yaşamamızdır” şeklinde konuştu.