‘Kobanê direnişi, kadınların umudu olmaya devam ediyor’

  • 18:32 1 Kasım 2025
  • Güncel
HABER MERKEZİ – 1 Kasım Dünya Kobanê Günü dolayısıyla yapılan basın açıklamasında, “Bugün barış ve demokratik toplum sürecinde halklarımızın barışa olan inancı ve umudu, on yıllardır yürüttüğümüz mücadele, Kobanê zaferinden güç almaya devam ediyor” ifadelerine yer verildi.
 
1 Kasım Dünya Kobanê Günü dolayısıyla birçok kentte eylem ve etkinlikler düzenlendi. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İzmir İl Örgütü, 1 Kasım Dünya Kobanê Günü dolayısıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında “1 Kasım Dünya Kobane Günü tüm dünya halklarına kutlu olsun” yazılı pankart taşınırken sık sık “Kobanê’de düşene, dövüşene bin selam”, “Jin, jiyan, azadî”, “Bijî tekoşîna jinan” ve “Bijî berxwedana Rojava” sloganları atıldı. Açıklamaya çok sayıda siyasi parti, demokratik kitle örgütü temsilcisi ve yurttaş katıldı. Basın metnini kitle adına DEM Parti İzmir İl Eşbaşkanı Fulya Erdoğan okudu.
 
‘Kobanê’yi savunmak bir arada yaşamı savunmaktır’
 
Kadınlar öncülüğünde gerçekleştirilen Kobanê direnişinin, demokratik, ekolojik kadın özgürlükçü bir yaşamı inşa etmeye kapı araladığını ifade eden Fulya Erdoğan, “Tam da bu nedenle dünya halkları Nobel Barış Ödülü sahiplerinin, akademisyenlerin, aydınların, yazarların ve demokratik kitle örgütlerinin çağrısı ile “1 Kasım 2014 Dünya Kobanê ile Dayanışma Günü” olarak ilan edilmiştir. Böylece Kobanê direnişi tüm dünyanın ortak mücadele mirası olarak tarihin en aydınlık sayfalarında yerini almıştır. Rojava Devrimi’nin mayasını oluşturan Kobanê direnişi bugün de özgürlük ve eşitlik mücadelesi veren tüm halkların, kadınların umudu olmaya devam ediyor. IŞİD çeteleri tarafından Kobanê’ye yönelik saldırılara karşı tüm dünya halkları seslerini yükseltirken bugün yaşadığımız coğrafyada bu direnişi sahiplenen demokratik siyasetin öncü iradeleri cezaevlerinde hala rehin tutulmaktadır.  Kobanê’yi savunmak insanlığa karşı işlenen suçlara karşı durmaktır. Halkların eşit, özgür ve bir arada yaşamını savunmaktır. Kobanê’yi savunmak tekçi, cinsiyetçi, mezhepçi, militarist politikalara karşı farklılıkların bir arada yaşamını savunmaktır” dedi.
 
‘IŞİD, Orta Doğu’da başka isimlerle var olmaya çalışıyor’
 
Kobanê direnişini savundukları için cezaevlerinde olan tutsakların ve siyasetçilerin, demokratik siyasetin önünün açılması için serbest bırakılması gerektiğini vurgulayan Fulya Erdoğan, “Barış ve Demokratik Toplum sürecinin ruhu bunu gerekli kılmaktadır. Bu ruh savaş tezkereleriyle gölgelenmemeli, halkların bir arada, özgür yaşama iradesine saygı duyulmalı, kadın düşmanı cihadist çetelere karşı mücadele edilmelidir. Nitekim, IŞİD’in karanlık zihniyeti, kadınlara, halkların bir arada ortak yaşam iradesine, farklı inançlara düşmanlığı bugün de Ortadoğu’da kendini başka isimlerle var etmeye çalışıyor. Suriye’de inançları, kimlikleri hedef alarak Kürtlere, Alevilere, Dürzîlere yapılan saldırılar bunun göstergesidir.  Kapitalist güçlerin desteğiyle gerçekleştirilen bu saldırlar Ortadoğu halklarını birbirine düşürerek, inançları karşı karşıya getirerek kendi emperyal hayallerini gerçekleştirmek istemektedir” ifadelerini kullandı..
 
‘Yaşasın Kobanê direnişi!’
 
Yıllar önce Kobanê’ye yönelik çeteler eliyle gerçekleştirilen saldırıların emperyal hayallerden bağımsız olmadığını dile getiren Fulya Erdoğan, “İşte Kobanê direnişi bu tekçi, mezhepçi, militarist güçlerin yaratmak istediği karanlığın perdesini yırtarak halkların yolunu aydınlatmıştır. Bugün barış ve demokratik toplum sürecinde halklarımızın barışa olan inancı ve umudu, on yıllardır yürüttüğümüz mücadele, Kobanê zaferinden güç almaya devam ediyor. Bu direniş aynı zamanda tüm dünya halklarına, enternasyonalist mücadeleye, kadınların birleşik mücadelesine yol olmuştur, umut olmuştur. Yaşasın Kobanê direnişi!” diye konuştu.
 
Açıklama sloganlarla sona erdi. 
 
İstanbul
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Tevgera Jinên Azad (TJA) ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) öncülüğünde, 1 Kasım Dünya Kobanê Günü dolayısıyla İstanbul’un Bağcılar ilçesinde açıklama yapıldı. DEM Parti Bağcılar ilçe binası önünde yapılan  açıklamaya DEM Parti il ve ilçe yöneticileri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) temsilcileri, Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MATUHAY-DER), İstanbul Barış Anneleri İnisiyatifi, Anadolu Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAY-DER) ile çok sayıda yurttaş katıldı.
 
Eylemde “Çi serxet çi bınket em bi hev re bi ser ketin û em ê bi hev re bi ser bikevin”, “Bijî berxwedana Kobanê” yazılı pankartlar taşındı; sık sık “Bijî berxwedana Kobanê”, “Jin, jiyan, azadî”, “Biji Serok Apo” ve “Kobanê düşmedi, düşmeyecek” sloganları atıldı.
 
Basın açıklamasını DEM Parti İstanbul İl Örgütlenme Eşsözcüsü Ayfer Çelik okudu.
 
'Kadınlar öncülüğünde yeni bir yaşam kapısı aralandı'
 
Ayfer Çelik, 11 yıl önce DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 134 gün süren direnişin dünyanın dört bir yanına yayıldığını belirterek, “Kadınlar öncülüğünde gerçekleştirilen Kobanê direnişi, demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü bir yaşamın kapılarını araladı” dedi.
 
Kobanê direnişinin tüm dünyanın ortak mücadele mirası olarak tarihe geçtiğini ifade eden Ayfer  Çelik, şöyle devam etti: “İŞİD’in karanlık zihniyetinin kadınlara, halkların ortak yaşam iradesine ve farklı inançlara düşmanlığı bugün de Ortadoğu’da başka isimler eliyle sürdürülmektedir. Suriye’de Kürtlere, Alevilere, Dürzîlere yönelik saldırılar bunun göstergesidir. Kapitalist güçlerin desteğiyle yürütülen bu saldırılar, halkları birbirine düşürerek kendi emperyal hedeflerini gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır.”
 
'Komisyonun sürecin baş müzakerecisi Sayın Öcalan ile görüşmemiş olması kabul edilemez'
 
Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne dikkat çeken Ayfer Çelik,  “Sayın Öcalan’ın 27 Şubat çağrısıyla başlayan ve 26 Ekim 2025’te Kürt Özgürlük Hareketi güçlerinin Türkiye topraklarından çekilmesiyle devam eden Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin ruhu bunu gerekli kılmaktadır. Tüm partilerin katılımıyla Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu kuruldu; toplumsal barışın siyasal zeminini güçlendiren bir irade ortaya kondu. Ancak bu komisyonun sürecin baş müzakerecisi Sayın Öcalan ile görüşmemiş olması Kürt halkı ve diğer halklar açısından kabul edilemez bir durumdur. Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin başarıya ulaşması yalnızca Kürt halkının değil, tüm inanç ve kimliklerin, kısacası bütün bölge halklarının başarısı olacaktır" dşye konuştu.