Yargı Paketi’nde hasta tutsaklara yer verilmemesine tepki

  • 20:36 2 Haziran 2025
  • Güncel
MÊRDÎN - Mêrdîn’de 10. Yargı Paketi protesto edilirken, ÖHD ve TUHAD-FED hasta tutsaklar için bağımsız kurulların yetkilendirilmesi ve insan haklarına dayalı bir reform çağrısı yaptı.
 
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Mêrdîn Şubesi ile Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Federasyonu (TUHAD-FED), 10. Yargı Paketi’nde hasta ve siyasi tutsaklara dair herhangi bir düzenlemeye yer verilmemesini protesto etti. Karayolları Parkı’nda gerçekleştirilen basın açıklamasında, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ve özellikle Adli Tıp Kurumu'nun (ATK) tek otorite haline getirilmesine yönelik eleştiriler dile getirildi.
 
Açıklama sırasında “Yaşamı savunmak barışı inşa etmektir, hasta mahpuslara özgürlük, infaz yakmalara son” yazılı pankart açıldı. Katılımcılar sık sık “Bijî berxwedana zindana” ve “Zindanlar yıkılsın, tutsaklara özgürlük” sloganları attı.
 
Açıklama metni, ÖHD Mêrdîn Şube Eşbaşkanı Berivan Orhan tarafından okundu.
 
‘Adli Tıp Kurumu tekelleşmiş durumda’
 
Berivan Orhan, cezaevlerinde insanlık dışı koşulların sürdüğünü ve hasta tutsakların tedavi haklarının sistematik olarak ihlal edildiğini belirtti. Berivan Orhan, “Tam teşekküllü hastanelerden alınan doktor raporları dahi, Adli Tıp Kurumu tarafından onaylanmadıkça geçerli sayılmıyor. ATK, hem yapısal olarak tarafsızlıktan uzak hem de bürokratik gecikmelerle hasta mahpusların sağlığına ciddi zarar veriyor” dedi.
 
‘Hasta mahpuslar serbest bırakılmalı’
 
Berivan Orhan, bu durumun, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında belirtildiği gibi, işkence veya insanlık dışı muamele olarak değerlendirilebileceğini vurguladı. Berivan Orhan, cezaevlerinde binlerce hasta tutsak bulunduğunu ancak infaz erteleme taleplerinin tarafsız kurullar tarafından değerlendirilmediğini belirterek şöyle konuştu: “Ağır hasta mahpuslar derhal serbest bırakılmalı. İnfaz erteleme kararları bağımsız sağlık kurullarına bırakılmalıdır. Adli Tıp Kurumu’nun tek yetkili olması uygulamasına son verilmelidir.”
 
‘İnsan haklarına saygılı bir reform süreci başlatılmalı’
 
Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı çağrıya da atıfta bulunan Berivan Orhan, “Bu çağrının karşılık bulabilmesi, İmralı tecrit sisteminin kaldırılması ve Sayın Öcalan’ın toplumsal barışa katkı sunabileceği koşulların yaratılmasıyla mümkündür. Türkiye’de barışçıl çözüm yollarının önünü açmak, toplumun tüm kesimlerinin eşit yurttaşlık temelinde bir arada yaşamasını sağlamak ve hukukun üstünlüğünü yeniden inşa etmek için, başta hapishaneler olmak üzere tüm devlet kurumlarında insan haklarına saygılı bir reform süreci başlatılmalıdır” diye belirtti. 
 
‘Cezaevlerinde keyfilik son bulsun’
 
Berivan Orhan, cezaevlerinde tahliyelerin İdare ve Gözlem Kurulları tarafından keyfi biçimde engellendiğini vurgulayarak şöyle dedi: “İnfaz sürelerinin belirsizleşmesi, adil yargılanma hakkının açık bir ihlalidir. Cezaevlerinde uygulanan ayrımcı politikalar sona ermeli, hukuk devleti ilkesine geri dönülmelidir.”
 
‘Toplum sessiz kalmamalı’
 
Kamuoyuna insan hakları ihlallerine karşı duyarlılık çağrısında bulunan Berivan Orhan son olarak şöyle konuştu: “Tüm toplumu ve kamuoyunu bu hak ihlallerine karşı duyarlılık göstermeye, demokratik hukuk devleti mücadelesine destek olmaya ve sorumluluk almaya çağırıyoruz.”